Söylemek zor translate French
984 parallel translation
Takatsiz genç Hutter'in evine yaptığı yolculuğun engellerini aşmayı nasıl başardığını söylemek zor.
Il est difficile d'imaginer comment le jeune Hutter avec son énergie décimée, a réussi à surmonter les difficultés de son voyage de retour.
Zor olacak ama söylemek zorundayım.
Monsieur... ma démarche est un peu délicate... mais elle est nécessaire!
Bazen iyi bir zaman olduğunu ya da kışkırtıcı devrimcilerin halkın içinde olup olmadığını söylemek zor.
Parfois, il est difficile de dire d'après le ton d'une foule si le peuple demande une révolution ou s'il veut s'amuser.
- Bir şey söylemek zor.
- C'est difficile à dire.
Söz konusu Bay Rochester'sa söylemek zor. Belki bir gün, belki bir ay, belki de bir yıl.
Ce peut être un jour, un an ou un mois.
İçimde büyümeye başladıkça söylemek zor gelmedi artık.
En fait, ce n'était pas si difficile à dire.
Bir bardağı hareket ettirip bunun Mary Meredith olduğunu söylemek zor olmamalı.
On peut toujours déplacer un verre en disant que c'est Mary.
Bir şey söylemek zor.
J'en sais rien.
Bu aynalar varken söylemek zor.
Pas facile, avec ces miroirs.
Bir erkekten niye ayrıldığını ya da onu sevmeyi bıraktığını söylemek zor.
Pourquoi quitte-t-on un homme, pourquoi cesse-t-on de l'aimer...
Bunu söylemek zor. Nereden başlayacağımı bilmiyorum -
Je ne sais trop quoi dire...
Kesin bir şey söylemek zor.
- Difficile à dire.
Timmy'nin kime benzediğini söylemek zor.
C'est difficile de dire à qui Timmy ressemble.
Bunu söylemek zor evlat.
Difficile à dire.
- Söylemek zor.
Je n'en sais rien
Eğer polisler onu tutuklarsa, ona yapabileceklerini söylemek zor. - Tutuklamak mı?
S'ils l'epinglent, que va-t-elle subir?
Düşünmeden söylemek zor, ama oldukça fazla var.
A brûle-pourpoint, c'est difficile. Mais des tas!
Söylemek zor.
C'est difficile à dire.
Kimin kazandığını söylemek zor.
C'est difficile à dire.
Bir şey söylemek zor... Onunla henüz tanışmadın.
C'est-à-dire, forcément... oui, parce que vous ne le connaissez pas encore, quoi!
Söylemek zor. Sinyal oldukça güçlü.
L'émission est très distincte.
Yanıkların ne denli derin olduğunu söylemek zor.
Difficile à dire.
Buradan söylemek zor.
- D'ici, impossible de le savoir.
Yaşlı piçin ne kadar daha dayanabileceğini söylemek zor.
Qui sait combien de temps il pourra tenir.
Durduk yere böyle bir fikre kapılmış. Bir şey söylemek zor.
Je ne sais pas pourquoi il a cette drôle d'idée.
Bunu söylemek zor ama...
C'est si difficile de Te parler.
Hafif mi ağır mı olduklarını söylemek zor.
Lourds ou légers, je ne sais.
Şimdilik söylemek zor.
Il est difficile de le dire pour le moment.
Şey, bunu söylemek zor.
On ne peut pas vraiment dire ça.
Boynundaki izlere bakacak olursak bir tel yada kordonla boğulmuş..... fakat tam olarak ne olduğunu söylemek zor.
Il y a des traces de métal sur son cou, mais je ne vois pas avec quelle arme il a été tué.
Söylemek zor.
Difficile à dire.
Doğru kelimeleri söylemek gerçekten zor.
C'est dur de trouver les mots...
Söylemek isterim ki... Açıkçası saptanması zor bir isim seçtiniz.
Vous avez choisi un nom si commun qu'il vous était plus facile de nous échapper.
Gerçekçi olmalısın. Bunları söylemek benim için çok zor.
Comprenez, vous devez réaliser que c'est dur pour moi aussi de dire certaines choses.
Çocuğum bunu söylemek çok zor.
Ça semble dur à dire.
Komik. Söylemek sandığımdan daha zor.
Je croyais que ce serait plus facile.
Bana söylemek değil onlara anlatmak zor.
Difficile a dire. Je leur donne plus d'ordres.
Bunu söylemek zor.
Difficile à dire.
Onlar benim oğlum değil. Bunu söylemek zor.
Ils ne sont pas mes fils.
Söylemek hala çok zor.
Difficile à dire.
- Söylemek çok zor çünkü.
- C'est dur.
Bunu söylemek çok zor ama barın satışıyla gelen para, Yuri'nin Mr. Minobe'ye olan borcunun bir kısmını karşılıyor.
Voyez-vous, cela m'est difficile de vous parler de ça maintenant, mais la vente des locaux de Yuri ne couvre les dettes qu'à hauteur de 1 500 000 yens.
Söylemek zor. Büyük ihtimalle hiçbir şey.
Difficile à dire.
Bunu söylemek oldukça zor, ama bana inanmalısın ki...
"C'est assez dur, vous pouvez me croire."
- Bilmiyorum, bunu söylemek çok zor.
- Difficile de savoir.
Sana onun zor zamanlar geçirdiğini söylemek istedim...
Je voulais te dire, c'est un moment difficile pour lui.
Adını söylemek çok mu zor?
C'est si dur de dire son nom?
Ne düşündüğümü söylemek biraz zor, bayan.
Difficile à dire.
Bunu söylemek çok zor...
Vous voyez...
Benim için bunu söylemek çok zor.
Ça m'est pénible d'admettre ceci :
Bu kelimeyi söylemek bu kadar zor mu?
Ce mot est si difficile à dire?
söylemek zorundayım 27
söylemek zorunda değilsin 18
zorro 27
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zordon 39
zorunda 36
zorla 32
söylemek zorunda değilsin 18
zorro 27
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zordon 39
zorunda 36
zorla 32
zorundayız 21
zor mu 38
zordu 17
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor mu 38
zordu 17
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor olduğunu biliyorum 40
zor durumdayım 18
zor olmalı 42
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
zor durumdayım 18
zor olmalı 42
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33