Çok iyi translate French
63,858 parallel translation
- Bunu çok iyi biliyorsun.
- Vous le savez bien.
Çok iyi saklanmış olmalısın çünkü...
Tu dois être très bien cachée, car je ne peux pas...
Bu parça çok iyi dayanmış evlat.
Cette pièce a bien tenu, fiston.
Çok iyi haber, gerçekten çok iyi.
Très bonne nouvelle, en effet.
Çok iyi.
Très bien.
Bu çok iyi olur.
Cela, euh, serait très utile.
Kitlemize ne satacağımızı çok iyi bildiğini söyledin.
Tu as dit que tu avais une idée de ce que nous devrions vendre.
Çok iyi bir nişanlıyım be.
Je suis un bon fiancé.
Sana çok iyi haberlerim var.
J'ai une excellente nouvelle.
Sizi çok iyi anlıyoruz, ama sormamız gereken acil sorular var.
Nous le comprenons bien, mais nous avons des questions urgentes à poser.
- Çok iyi bildiğiniz gibi mitridatizm denen bir süreç var.
Parce que vous êtes immunisé. Il existe un procédé appelé mithridatisme.
Bence şu an bu konuşmayı yapmak için çok iyi bir zaman. - Hayır.
C'est enfin le moment
Aslında browni puanı kazanmak için çok iyi bir zaman.
En fait, mon pote, c'est une excellente occasion pour toi de gagner des bons points.
Ama baban çok iyi bir adam, arkadaşım. O yüzden sözüne inanacağım.
Ton père est un homme bien, un bon ami à moi, je te laisse le bénéfice du doute.
Çok iyi bir çocuk, çok iyi iş çıkardı.
Il est vraiment, vraiment un bon gamin, tu as fait du bon travail.
Çok iyi adamsın be.
Tu es un bon gars.
Seni seviyorum dostum, çok iyi adamsın.
Tu es un bon gars.
Aslında, çok iyi bir kıç öpücüdür.
Faut dire que c'est un bon lèche-bottes.
Stan kim ve ne çok iyi biliyorsun yine de onu koruyorsun. Bu seni ne yapar?
Tu sais qui est Stan et ce qu'il a fait, et tu le défend toujours.
Çok özür dilerim. Sana çok iyi gelecek ama.
Mais ça va vraiment te faire du bien.
Evet, evet, çok iyi.
Ça a l'air bien.
Çok iyi biliyorum.
Je le savais bien.
Çok iyi!
Bon truc!
Şu tepenin sağına gidersek çok iyi olur.
Si vous pouvez aller à droite de cela, ce serait cool.
Harika, Aaron, çok iyi.
Impressionnant, Aaron, très bon.
Atmosfer çok iyi.
L'effet.
Çok iyi.
C'est plutôt cool.
- Çok hoş, gerçekten çok iyi.
- Je vous remercie. - Très agréable.
Commodus, dünyanın en güçlü konumuna geçmesi gerektiğini çok iyi biliyordu.
Commode sait qu'il va devoir assumer le plus grand statut du monde.
- Babamın hislerini çok iyi biliyorum.
- Je sais ce que pensait mon père.
Ve Commodus da çok iyi biliyordu ki babasının ismine layık olmak ve kendi izini bırakabilmek için imparatorluğun desteğine ihtiyacı olacaktı.
Et Commode pense que pour continuer l'œuvre de son père et laisser sa trace dans l'histoire... il lui faudra le soutien de l'Empire.
- Şimdi beni çok iyi dinle.
- Écoutez-moi bien attentivement.
Penny'yle dostluğunuzun güzelliğini gerçekten çok iyi yansıtıyor.
Il capture vraiment la beauté de ton amitié avec Penny.
Ben yokken böyle çok iyi noktalara mı değiniyorsun?
Ce que tu fais en mon absence, c'est trouver de bons arguments?
Vatandaşlar radyasyondan endişeleniyor. Nükleer santral kazalarını çok iyi biliyorlar.
Il y a une forte couverture médiatique sur les radiations et les accidents.
Şu ana kadar çok iyi gidiyor ama inşaat demirine çarptığımı sanmıyorum.
Jusque-là, tout va bien, mais je n'ai pas atteint de barres d'armature.
Çok iyi.
Très bonne. - Oui.
Sen çok iyi bir sürücüsün.
Tu sais très bien conduire.
Walter'ın akıl sağlığı, iyi işleyen bir Scorpion için çok önemli.
La santé mentale de Walter est d'une importance capitale pour un Scorpion fonctionnant bien.
Ralph, çok uygun bir zaman değil ama iyi misin?
Ralph, ce n'est pas un bon moment. Mais tu vas bien?
İyi tarafı, artık seninle daha çok vakit geçirebileceğim.
Le côté positif, je pourrai passer plus de temps avec toi.
Ama sen burasını çok sevmiştin suratında sanki dünyanın en iyi pornosunu izliyormuş gibi bir hava vardı.
J'ai essayé, mais tu étais tellement emballé par ce lieu, tu rayonnais comme si tu regardais le meilleur porno du monde.
İyi olacağını söyleyip kurtulsam çok daha rahat olur anlıyor musun?
Ce serait tellement plus simple si je pouvais lui dire que tu t'en sors bien.
Bıçak olmadan konuşabilirsek... çok daha iyi hissedeceğim aslında.
Je me sentirais beaucoup mieux si si vous posiez ce couteau pour discuter.
Pekala, Schmidt kime çıktysa hediyeyi getirmiş olsa iyi olur, çünkü Winston çıtayı gerçekten çok yükseltti.
Celui qui a tiré Schmidt a intérêt à avoir assuré. Parce que Winston a mis la barre très haut.
Örgütümüz uzun yıllardır, bir çok çalışkan, iyi niyetli hükümet yetkilileri ve gazeteciye rağmen hala ayakta.
Notre organisation a survécu à de nombreux travailleurs, officiels du gouvernement bien intentionnés et journalistes au fil des années.
Bunu söylemem gerekiyor, karımı ve en iyi dostumu bir arada görmek beni çok mutlu ediyor.
Je dois vous avouer, c'est génial de voir mon meilleur ami et ma copine se parler à nouveau.
Bu yüzden çok daha tecrübeliydi. Çok daha iyi tanıdıkları vardı.
Elle avait de l'expérience, des contacts.
Bizim için Commodus'u babasının standartlarına göre yargılamak kolay. Ama Marcus Aurelius sıra dışı bir imparatordu. Standartları çok yüksek olan iyi bir hükümdarlık sergilemişti.
Il est facile pour nous de comparer Commode à son père, mais Marc Aurèle était un empereur exceptionnel qui a gouverné d'une main de maître.
Çok yazık oldu çünkü imparatoru öldürmek için plan yapan birinin imparatora yakın bir ismi yanına çekmesi iyi olurdu.
C'est dommage. Ceux qui souhaitent la mort de l'empereur... auraient bien besoin d'avoir un de ses proches à leurs côtés.
Ne kadar çok o kadar iyi.
Beaucoup de gens.
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyisiniz 98
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyisiniz 98
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31