Çok iyi olurdu translate French
624 parallel translation
Nişanlımın size ve hatta Fransa'ya müteşekkir olduğunu biliyorum onun için bize yardım etmenin bir yolunu bulursanız ve sorumluluğundan kurtarırsanız çok iyi olurdu.
Ma fiancée a des dettes envers vous et envers la France, mais si vous pouviez trouver un moyen de nous aider à libérer mademoiselle de ses obligations, ce serait aimable de votre part.
- Çok iyi olurdu. Teşekkür ederim.
Je vous remercie.
- Bay Matuschek, çok iyi olurdu ama...
Rien ne me ferait davantage plaisir, mais...
Çok iyi olurdu ama kurallar var. Yaşadığın semtin okuluna gitmelisin.
Mais tu dois aller à l'école de notre quartier.
Ama Taro için çok iyi olurdu.
Cependant, ce serait bien mieux pour Taro.
- Çok iyi olurdu. - En azından bir yere gider, bir iş bulur, düzen kurardın, bana yardımı olurdu.
- Je pourrai au moins partir, refaire ma vie, si vous m'aidez.
Onun için bir şeyler yapabilsen çok iyi olurdu bence.
Je pense que ce serait bien si... si vous pouviez faire quelque chose pour lui.
Gerçekten öyle olsaydı, çok iyi olurdu.
Ça semble trop beau pour être vrai, je dois avouer.
Çok iyi olurdu ama aylığını ödeyemem.
Ça nous aiderait vraiment. Mais nous venons de nous installer et je n'ai pas de quoi te payer.
kurulanabileceğim bir yer olsaydı çok iyi olurdu.
Cela ira lorsque que je me serai seché
Yanımızda kalması çok iyi olurdu ama ailem bazı planlar yaptı ve benim de bazı planlarım var.
C'aurait été avec plaisir. Mais malheureusement ma famille a des plans... et moi aussi d'ailleurs.
Gerçekten çok iyi olurdu, doğrusu henüz hazır değilim.
Ça me plairait d'avoir le balai.
- Çok iyi olurdu.
Ce serait si charmant.
Çok iyi olurdu ama bu genç hanımla birlikte akşam yemeği yiyeceğiz.
J'aimerais bien, mais je suis pris pour dîner.
Bu çok iyi olurdu
Ce serait chouette.
"Şuyum, buyum, şuyum olsaydı, çok iyi olurdu."
Ou s'ils avaient les moyens d'exaucer tous leurs désirs.
Ah, bu senin için gerçekten çok, çok iyi olurdu!
Toi, ça t'arrangerait bien, hein?
Benim için çok iyi olurdu, eğer sen... Aslında, konuşabileceğim biri olsaydı.
Ça m'aiderait beaucoup si... j'avais quelqu'un avec qui parler.
Eşyaları on gündür orada duruyor. Çok iyi olurdu, eğer...
Les affaires traînent déjà là depuis dix jours, et ce serait très bien...
Bir günlüğüne buralardan uzaklaşmak senin için çok iyi olurdu.
Ça te ferait du bien de sortir d'ici une journée.
"O-Take-San, Çayevi için çok iyi bir geyşa olurdu."
"O-Take-San serait une excellente geisha pour le tenancier de la maison de thé."
İstediğim gibi, doğum günümü bir gece kulübünde kutlamamız çok daha iyi olurdu.
Nous aurions dû fêter mon anniversaire dans une boîte, comme je voulais.
İhtiyar Fezziwig, kendisine duyduğun minnettarlığı başkalarına iyi davranarak göstersen çok mutlu olurdu.
Le vieux Fezziwig aurait été très heureux si vous aviez été aussi bon avec les autres qu'il l'a été avec vous.
Senden çok iyi bankacı olurdu Gibraltar.
Tu fais un excellent banquier.
Hoş, ortağım burada olsaydı çok daha iyi olurdu. Steve Douglas'a da gidebilirsiniz.
Peut-être préféreriez-vous que je sois épaulé par mon associé ou par Steve Douglas?
Çok güzel. Briçten hoşlanan kimse var mı? Ya da ne yapmak iyi olurdu?
Si on faisait un bridge?
İşçi federasyonuna katılsaydık çok daha iyi olurdu... kendimize hizmet ederdik. En azından ulusal milislere katılarak kendi ülkemize hizmet ettik.
On aurait pu rejoindre la fédération des travailleurs, ou la Milice pour servir notre pays.
Onları takviye geldiğine dair çok önceden uyarmam daha iyi olurdu belki.
J'aurais peut-être dû les avertir plus tôt de l'arrivée des renforts.
Eğer iyi niyetli insanlar, gençlerin korkusuzca sevdiği anne babanın çocuklarıyla birlikte yaşlandığı ve insanların hayatında birbirlerine değer verdikleri bir dünyayı kurmakta umursamaz olur veya hata yaparlarsa bu çok üzücü olurdu.
"Il serait tragique que les hommes de bonne volonté " ne puissent construire un monde " d'amour sans crainte,
Ah bunu Çavuş Thompson'a geri götürmen çok iyi olurdu bayım.
Vous rendrez ceci au sergent Thompson.
Dul kalsaydım çok daha iyi olurdu.
J'aurais mieux fait de rester veuve.
Hiç doğmasaydım çok daha iyi olurdu.
Ça aurait été mieux si je n'étais jamais né.
Evde yatakta olsak çok daha iyi olurdu.
- Drôle de garni, on serait mieux dans ton pageot!
Bana, "İyi geceler, Madam." dediğini düşünsene. Çok aptalca olurdu, değil mi?
Si tu me disais "bonsoir, madame", ce serait un peu ridicule.
Hem çok daha iyi tiyatro olurdu.
Et ce serait mieux pour le théâtre.
Daha çok silahlı adam olsa iyi olurdu.
On pourrait avoir besoin d'un coup de main.
Tabii ki, daha çok vakit iyi olurdu.
Un mois de plus, ç aurait été parfait.
Aşktan ölmek çok daha iyi olurdu, değil mi?
Oui, mais ce serait tellement plus agréable de mourir d'amour!
Bunu kendine mi saklıyorsun, ey hakan? Çok iyi bir hediye olurdu.
Si j " en avais capturé une pareille, ô Khan... elle aurait fait un présent digne de vous.
o nu öldürmek aptallık olurdu. çok iyi.
ça serait une folie de te tuer très bien
Onları temizleseydik çok iyi olurdu.
On aurait mieux fait de les bousiller.
"Seni görebilseydim, herşey çok daha iyi olurdu..." "... ve sana sımsıkı sarılırdım. "
Tout irait très bien si je pouvais te voir et t'embrasser très fort.
Tek başına olsaydın çok daha iyi olurdu, değil mi?
Tu réussirais beaucoup mieux tout seul.
Koltuğun üzerindeki baş mesafesi biraz daha fazla olsaydı daha iyi olurdu. Çok iyiydi.
- Très bien.
Ceza sömürgesi olmak çok daha iyi olurdu.
Mieux vaut encore la planète pénitentiaire.
Ama bu yetenekle asıI çok iyi bir jinekolog olurdu.
Mais quel gynécologue il aurait fait!
Daha farklı bir ortamda yetişseydi, daha iyi bir eğitim alsaydı, belki de elinde şimdiye göre çok fazla olanak olurdu.
S'il avait un... S'il avait été d'un milieu différent, il s'en serait peut-être sorti.
Bu çok daha iyi olurdu.
- Celle-ci serait mieux.
Senden çok iyi bir detektif olurdu.
Vous feriez un bon enquêteur.
Sabahları saçları küçük bir kızınki gibi bukle bukle olurdu... Bazen geceleri bana kızgın olmadığını söylerdi ve iyi geceler öpücüğü verirdi ve ve bu beni çok mutlu ederdi.
Le matin, pelotonnée comme une petite fille... et quelquefois la nuit... elle disait qu'elle n'était pas fâchée contre moi... elle m'embrassait... et j'étais si heureux!
Mımm-hımm. Elimde hala fırsat varken senin buraya tekrar girip, yaşlı adamın mektubunu bulmağa çalışmadan önce hemen şu anda seni ele vermek çok daha iyi olurdu.
Je ferais mieux de vous dénoncer maintenant avant que vous ne trouviez la lettre.
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyi görünüyorsun 123