Öyle görünüyor ki translate French
991 parallel translation
Öyle görünüyor ki talih Hank'in yüzüne hiç gülmeyecek.
Hank n'a jamais eu sa chance.
- Öyle görünüyor ki hayır. Nerede olduğunu bilmiyor musun?
Mais vous l'avez vu?
Öyle görünüyor ki Ordu'nun da başında yeterince dert var, bayım.
Il me semble qu'elle a déjà fort à faire.
Öyle görünüyor ki, Bayan Danvers, Robert'ı sabah odasındaki değerli bir aksesuarı çalmakla suçluyor.
Mme Danvers accuse Robert d'avoir volé un objet du petit salon.
Öyle görünüyor ki herkesin bir dengi var.
Chacun trouve toujours sa chacune, il semble.
Öyle görünüyor ki üçte bir yatırınca üçte bir pay alınıyor.
Il semble que si on met le tiers, on a le tiers.
Öyle görünüyor ki akşam yemeğinde başbaşayız. Ama ben yine de size herkesi tanıştırayım.
Nous dînerons en tête-à-tête, mais je vais vous présenter la famille.
- Öyle görünüyor ki...
- Eh bien, il semble que...
Teck, sana rica etmiştim... İyi uyumuşsun. Öyle görünüyor ki... hiç görmediğin kız kardeşinin gelişi seni pek ilgilendirmiyor.
Teck, je t'ai demandé... tu as bien dormi.
Öyle görünüyor ki Peder O'Malley, sorguladığımız o bayanın sokağın tam karşısında bir evi var.
Cette jeune femme en question... aurait un appartement juste en face.
Öyle görünüyor ki, sizi bir dakika bile yalnız bırakamıyorum.
On dirait que je ne peux pas vous laisser seuls un instant.
Öyle görünüyor ki Klommer'da bir düğünde çalışacağım.
Pas de railleries! Je travaille ce soir, un grand mariage.
Öyle görünüyor ki, bu parayı vermek zorunda kalacağız Frank.
Faudra bien s'exécuter, Frank.
Öyle görünüyor ki başkasını suçlayacaktı.
Il est évident qu'elle allait accuser quelqu'un d'autre.
Şey, öyle görünüyor ki, kendisinin de biraz kafası karışmıştı.
Il semble impliqué dans tout ceci.
Sadie çok yardımcı oldu. Öyle görünüyor ki tüm gece düzeltmelerle uğraşacağım.
Je dois passer la nuit à travailler.
Öyle görünüyor ki bir süre burada takılacaksın.
On dirait que tu vas rester coincé ici un bout de temps.
Şu anda öyle görünüyor ki kimse geri dönemiyor.
Il semble que pour l'instant personne ne rentrera.
Öyle görünüyor ki, o katili koruyorsun.
Vous le ménagez ce tueur.
Öyle görünüyor ki bir süreliğine burada kalacağız.
il semble qu'on soit là un bon moment.
Öyle görünüyor ki bu hikaye üç ya da dört gün daha ilgi görecek.
Il y aura 3 ou 4 jours de nouvelles croustillantes.
Öyle görünüyor ki epey nam salmışsın.
Tu t'es fait une réputation, on dirait.
- Öyle görünüyor ki Hendricks'den kaçıyoruz.
- On dirait qu'on fuit Hendricks.
Öyle görünüyor ki, artık 199 denizciniz var, Baron.
Vous n'en avez plus que 199, Baron!
- Öyle görünüyor ki kanlı canlı bir bireyle evlenmişsin Myra.
Vous avez épousé un spécimen bien portant.
Öyle görünüyor ki, mutfağı olan bir yere taşınmam lazım.
On dirait bien que je devrai déménager dans un appartement avec cuisine.
Öyle görünüyor ki bu sabah iki kişi eksilmişiz.
Deux manquants?
Ama öyle görünüyor ki kimse seni istemiyor.
Personne ne veut de toi.
- Kanıtları var. Öyle görünüyor ki işi bitti.
- Ils ont des preuves.
Öyle görünüyor ki son zamanlarda orada bir çok şiddet olayı olmuş.
On dirait qu'il y a beaucoup de violence, dernièrement.
En yakın limana doğru yöneldik ve öyle görünüyor ki başarma şansımız var.
Nous nous dirigeons vers le port le plus proche et il y a des chances pour qu'on y arrive.
Öyle görünüyor ki, bir bey bizi ziyaret edecekmiş.
Il semble que nous ayons de la visite.
Öyle görünüyor ki, Amerika'da böyle kasabalara pek rastlanmıyor.
Il y a peu de villes pareilles en Amérique.
Bana öyle görünüyor ki... senin sorunun çok fazla yalnız olman.
Je crois simplement que vous vivez trop en solitaire.
Öyle görünüyor ki öğretmenden bir şeyler kapmışsın, huh?
Tu as quand même écouté ce que la maîtresse disait.
Öyle görünüyor ki sen şarkıcısın.
Vous êtes chanteur?
Öyle görünüyor ki buraya takıldım kaldım, yapacak bir şey de yok.
Je suis coincé ici à ne rien faire.
Öyle görünüyor ki, Bayan Rankin dün bir kaç çek bozdurdu.
Il semble Mme Rankin fait quelques chèques hier.
Öyle görünüyor ki Bayan Harker kabul etmiş.
Il semble que Mme Harker ait accepté.
Fakat, Koslow, Strokirch, öyle görünüyor ki, Notre Dame'ı oynuyor olmalı, bir sahnede değil.
Mais, Strokirch joue d'une manière trop empoulé pour cette pièce
Aşağıda. Ama öyle görünüyor ki birileri bizden önce düşünmüş.
Là, mais d'autres ont eu la même idée.
Öyle görünüyor ki, boş yere masum insanlar öldü.
Des innocents sont morts inutilement.
Ve öyle görünüyor ki, buradaki kalışımız sona erdi.
Aínsí donc íl semble que notre sé ) our ící est termíné.
Öyle görünüyor ki, Doktor küçük bayanı sadece kendisine saklıyor.
Le docteur se garde la petite dame pour lui tout seul.
Öyle görünüyor ki ani bir saldırı, uzun vadeli bir kuşatmadan daha iyi gibi.
Il se révèle que l'attaque soudaine est préférable au siège prolongé.
Sana Hemingway hakkında ne düşünüyorsun diye sorulursa : öyle görünüyor ki bütün plaklarımın koleksiyonunu yapıyor.
"Je me demande ce que tu penses de Hemingway. " Il paraît qu'il collectionne tous mes enregistrements. " Un tel n'a pas aimé mon récital.
Öyle görünüyor ki, Züppe yine bir numaralar çeviriyor.
On dirait que le Dandy a une embrouille en cours.
Eğer öyleyse ki öyle görünüyor, o çok büyüleyici.
Si c'est vrai, on le dirait bien, elle est très séduisante.
Öyle görünüyor ki, her şeyi oturup yeni baştan düzenlemeliyiz.
Tu iras le chercher, alors?
Orada yatarken öyle çaresiz görünüyor ki... bir çocuk gibi uykusunda gülümsüyor.
Il a l'air tellement vulnérable comme ça... il sourit dans son sommeil, comme un enfant.
O konuda bir sürü söylenti dolaşıp duruyor, ama öyle görünüyor ki, o kişiler bırakıp gitmişler, işi bana bırakmışlar.
On me laisse le soin de le dire tout haut...
öyle görünüyor 500
öyle görünüyorsun 16
görünüyor ki 16
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
öyle görünüyorsun 16
görünüyor ki 16
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16