English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Ben anlıyorum

Ben anlıyorum translate Portuguese

926 parallel translation
O zaman senin yerine ben utanayım canım. Çünkü ben anlıyorum.
Então, envergonho-me eu por ti, minha querida, porque eu entendo.
Ancak ben anlıyorum.
Mas eu entendo.
- Anlayamıyorum. - Ben anlıyorum.
- Está louco.
Çocuk yalan söylüyor. Ben anlıyorum.
O miúdo é um mentiroso.
- Ne olduğunu anlamıyorum. - Ben anlıyorum.
- Não compreendo.
Ben anlıyorum. Küçücük bir hata yap, ya da Henderson hata yaptığını düşünsün, senin üzerine birini salar.
O Henderson acha que eu errei e enviou uma pessoa para me vigiar.
Gidebilirsin. Bu çocuk anlamayabilir, ama ben anlıyorum.
Este jovem pode não o entender, mas eu sim.
Yardımı olur mu bilmem ama ben anlıyorum.
Bem, se precisar de ajuda, entendo.
Sanırım ben anlıyorum.
Acho que entendo.
Çünkü ben anlıyorum.
Porque eu compreendo
Sana kızgın değilim. Lütfen. Ben anlıyorum.
Não estou zangada contigo.
Ben anlıyorum.
Eu compreendo.
Onlar anlamıyorlar. Ben anlıyorum.
Eles não percebem.
Ben anlıyorum.
Eu vejo.
Ben elektrik işlerinden bayağı iyi anlıyorum, unuttun mu?
Ouve, percebo bastante de electricidade, lembras-te?
Ben de çok düşündüm ve artık anlıyorum ki biz asla boşanmayacağız.
Estive a pensar e agora sei que nunca nos separaremos.
Ben... - Hayır, anlıyorum.
- Compreendo, sim.
Seni anlıyorum, Ben
Ouvi-te, Ben.
Ticari tiyatronun ihtiyaçlarını anlıyorum... ama ben her şeye yazar gözüyle bakıyorum.
Compreendo a necessidade do teatro comercial... mas... penso em tudo do ponto de vista do escritor.
Anlıyorum. Şey, ben...
Mas devemos buscar em nossa consciência... o limite que podemos suportar.
Anlıyorum. Ben de daima bunlardan korktum.
Eu compreendo filha.
Evet, anlıyorum. Ben senin kadar endişeliyim.
Também estou preocupado.
Ben çok şyi anlıyorum.
Entendo-o demais.
Ben sana sanatsal mizacı anlıyorum derken...
Vê, quando lhe digo que compreendo o temperamento artístico...
Anlıyorum, ben...
Percebo.
- Sanırım ben Lloyd'un ne hissettiğini anlıyorum.
- Eu sei como é que o Lloyd se sente.
Ben sizi anlıyorum.
Eu percebo.
Ben sadece... Anlıyorum mösyö.
Eu compreendo, monsieur.
Ben seni anlıyorum.
Mas eu te entendo!
Rune ile ben altın çıkarmak istiyoruz, ve... Oh, anlıyorum.
Rune e eu vamos procurar ouro e...
Ben ne kadar önemli olduğunu anlıyorum ancak, Rupert'in karşı cinsi etkileyecek cazibeye sahip olduğuna senin kadar inanmıyorum, anne.
Percebo que seja importante, mas não confio tanto no Rupert para seduzir o sexo oposto como a mãe confia.
Ben de bir askerim. Hissettiklerini anlıyorum.
Também já fui soldado, major, compreendo perfeitamente o que sente.
Şimdi insanların neden çığlık attığını anlıyorum, galiba ben de atacağım.
Agora sei porque é que as pessoas gritam, pois acho que vou gritar.
Themonitus, ben küçük bir çocukken, gizli bir korkum vardı. Karanlık çöktüğü zaman,... bir daha hiç kalkmayacak zannederdim. Ama hayatlarımızı zifiri karanlıkta yaşadıktan sonra bunun küçücük bir korku olduğunu anlıyorum şimdi.
Quando eu era criança, Timonides, tinha um medo secreto que a noite viesse e não mais acabasse... que vivêssemos as nossas vidas na escuridão total!
- Ben farkı anlıyorum. Ama onlar anlamıyor.
- Eu percebo mas eles não.
Anlıyorum, ama ben sadece sınırın karşısına geçip Batıya gitmek istiyorum.
Claro, mas eu so quero atravessar a fronteira... e ir para o oeste.
Zannederim ben Bay Russell'ı anlıyorum.
Acho que percebi tudo, Sr. Russell.
Çünkü ben bu işten anlıyorum.
Porque é o que faço.
Sen kral olursan, İngiltere'nin şerefi daim olur. Ben bunu böyle anlıyorum.
Se fores rei, a Inglaterra ficará intacta.
Ben, en çok kendi modelimi anlıyorum.
Conheço, é claro, o meu padrão.
Anlıyorum ama ben de emirleri yayın şebekesinden alıyorum.
Compreendo, mas tenho ordens da cadeia de televisão.
- Ben sadece kafamın içinde bunu anlamaya çalışıyorum Sizi anlıyorum.
Só pergunto porque estou farto de dar voltas à cabeça.
Ama yine de onun için üzülüyordum ve şimdi ben de bir yetişkin olduğum için onu çok daha iyi anlıyorum.
Não podia deixar de ter pena dela. E agora que estou mais velha, compreendo-a muito melhor.
- Ben... kesinlikle anlıyorum.
Eu... Com toda certeza.
Söylemem gerekiyor ki belli çelişkiler vardır. Kesinlikle anlıyorum. Fakat ben bunlarla ilgilenmem.
Sim, entendo o que você quer dizer e que pode haver contradições, porém, ponha-se no meu lugar.
Seni anlıyorum. Yani, ben, insanların neden öldüğünü biliyorum.
Eu sabia que pessoas morreram.
Anlıyorum, onun annesi ile ben eski ülkemizde çok, çok iyi dosttular.
Era muito, muito amigo da mãe dela no velho país.
Sen sokaklardan, ben de politikadan anlıyorum, sanırım.
Tu tens queda para andar nas ruas e eu tenho queda para a política.
Bana, "Anlıyorum. Üzgünüm, ben bir askerim." dedi. "Bana söylenen, askerî yöntemleri benimsemek."
Ele disse : "Eu percebo o que me diz, mas lamento, sou um soldado e recebi instruções para os dominar militarmente."
Anlıyorum, para peşin, Ben de böyle çalışmayı severim,
Por isso lhe disse que pagarei assim que a colheita der dinheiro.
- Evet. Ben de anlıyorum.
- Sim, eu também.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]