English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Ben alıyorum

Ben alıyorum translate Portuguese

1,801 parallel translation
Bunu ben alıyorum.
Oh! Eu vivo nesta.
Ben alıyorum, çocuklar.
Eu levo-o, rapazes.
Başarısızlığın bütün sorumluluğunu ben alıyorum.
Eu assumo todas as culpas.
Efendim, kanamanın kaçınılmaz olup olmadığı belli değil ancak, ne olursa olsun, sorumluluğu tamamen ben alıyorum. Affedersiniz.
Não sabemos se o derrame era inevitável, mas responsabilizo-me.
Muzları ben alıyorum. Artık hayvanat bahçesinde çalışıyorum.
Devo comprar as bananas, agora trabalho para o zoológico.
Kumandayı ben alıyorum.
O comando fica comigo.
Sorumluluğu ben alıyorum.
Eu assumo a responsabilidade.
Tüm sorumluluğu ben alıyorum.
Eu assumo a responsabilidade.
Hayır, bütün sorumluluğu ben alıyorum.
Eu assumirei toda a responsabilidade.
Ben alıyorum.
Eu levo-o.
Ben doğu tarafını alıyorum.
Eu irei pela cordilheira oriental.
Ben gidiyorum, Jason. Ev senin olsun. Ben arabayı alıyorum.
Vou deixar-te, Jason, podes ficar com a casa, eu levo o carro.
Ben 13,000'i alıyorum, sen de geri kalanını.
- Quanto? - Para preparar ou participar também?
Ben Aşk ve Gurur'u alıyorum.
Eu fico com Orgulho e Preconceito.
- Ben bu küçük olanı alıyorum, tatlım.
- Eu pego nesta pequena querido.
Burada tehlikeli bir görevde olduğumuzu biliyorum, ama ben bu kanepeyi alıyorum.
Sei que temos uma missão perigosa a cumprir, mas eu vou levar este sofá.
Ben kendiminkini geri alıyorum.
Eu retiro o meu.
Ama bir sebeple ben Patty'den rüyalar alıyorum.
Agora, quem é mesmo?
Batı dünyasının kaderi ve milyonlarca Amerikalı'nın hayatı bana bağlı durumda belirsizliğini korurken ben seni düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Tenho o destino do Ocidente nas minhas mãos, as vidas de milhões de americanos, e não consigo parar de pensar em si.
Batı dünyasının kaderi ve milyonlarca Amerikalı'nın hayatı bana bağlı durumda belirsizliğini korurken ben seni düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Tenho o destino do mundo ocidental e as vidas de milhares de americanos estão periclitantes e não consigo... parar de pensar em si.
Evet, ben de ona bakıyorum, biraz zaman alıyor.
É o que estou a fazer, só que demora um pouco.
Ben kızı alıyorum.
O maricas fica de vigia.
Ben de lahana kokusu alıyorum.
- Eu cheiro couve.
Gelişme göstersen de göstermesen de ben paramı alıyorum.
Bom, eu ganho mesmo que não progridas.
Ben... zaten yardım alıyorum, Ange.
Eu já tenho quem me ajude, Ange.
Kliniği ben alıyorum.
Isso não é uma palavra. Eu fico na clínica.
Ben alıştırma yapıyorum, sen de kaçırıyorsun.
Tenho estado a praticar e tu tens estado a perder-lo.
Ben bu yarısını alıyorum.
Eu fico com esta metade.
İlaçlarımı alıyorum ben.
Tenho tomado os medicamentos.
Seni bilmem ama ben arabayı alıyorum.
Não me interessa o que vais fazer, mas eu levo o carro.
Ben New York'da randevu alıyorum.
Eu marco hora para o ver em Nova Iorque.
Ben bundan çok zevk alıyorum.
Eu gosto.
Selam, ben alışverişe çıkıyorum.
Olá. Vou ao centro comercial.
- Ben başka bir koku alıyorum.
- Cheira-me a outra coisa.
Sorun şu ki ben yürümeye başladığım günden beri dans eğitimi alıyorum.
Pois, esse é o problema. Quer dizer, eu treinei dança desde que comecei a andar.
Ben Nico'nun destekçisiyim ve bunu ciddiye alıyorum.
Sou o padrinho da Nico e levo isso muito a sério.
Ben de tüm şarkıları internet üzerinden satın alıyorum.
Eu também compro toda a minha música on-line. É assim que as coisas são.
- Gerçekten. Ben küreği alıyorum, sen de 3 metre halat alıyorsun.
Eu vou buscar a pá, e tu pegas em 3 metros de corda.
Evet, binayı alıyorum, siz hissenizi kaybediyorsunuz ve ben hala yirmiliği cebimden vermiş oluyorum.
Certo, eu consigo o edifício, vocês perdem sua parte... e ainda estou no prejuízo de dois milhões.
Hayır, ben sürekli sınırı geçerim kasaba eczanesi için ucuz ilaçlar alıyorum.
Atravesso a fronteira muitas vezes, para comprar coisas baratas para a farmácia da cidade.
Ben artık harfleri baz alıyorum.
Então decidi adoptar a escala das letras.
Ben ön verandayı alıyorum.
Eu vou pela parte da frente.
Evet, ama ben ejderhayı değil nehire hedef alıyorum böylece ortaya çıkan buhar bizi gizliyor ve kaçmamızı sağlıyor.
Sim, mas não as lançarei ao dragão, mas ao rio, para criar uma cortina de vapor através da qual podemos fugir.
Ve neden ben bundan zevk alıyorum?
E porque estou a gostar tanto?
Ve işte ben de insanlardan mektuplar alıyorum.
Veja, recebo cartas de pessoas.
Uyuşturucu kullanmaya başladığım ve bir şeyler çalıyordum ve sonra uyuşturucu alışkanlığım için bir şeyler çalmaya başlamıştım ve şimdi anlıyorum ki ben çok acı çekiyormuşum ve burada bu kampta olmak bana bunu anlamama yardım etti.
Foi então que comecei a me meter nas drogas e a roubar e depois roubava para alimentar o vício da droga e agora tenho noção que, sofria muito e penso que estar nesta colónia ajudou-me mesmo a perceber isso.
.. Ve ben inanıyorum ki askeri harekat bu birleşmeye alınmalıdır, teşekkürler.
.. Sendo por isso que acredito, profundamente, que a acção militar deveria ser posta em prática nesta conjuntura. Obrigado.
- Ben de çok ciddiye alıyorum.
Eu também vou levar isto muitíssimo a sério.
Aynı bokun içinde yaşayıp nefes alıyorsun ve ben artık dayanamıyorum buna.
És um merdas, vivo! E não aguento mais!
Şu andan itibaren Naomi yöneticilik görevlerinden alındı ve muayenehanede yetkiyi ben devralıyorum.
A Naomi está dispensada das suas funções administrativas e eu passarei a gerir a clínica.
Şimdi ben Marvin Garden'i satın alıyorum.
Vou comprar a Avenida dos Aliados.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]