Ben annen translate Portuguese
1,016 parallel translation
Ben annen.
Holly, é a mãe.
Merhaba, ben annen.
Ola, fala a mãe.
Ben annen baban değilim.
Eu não sou os teus pais.
Merhaba canım, ben annen.
Joel, daqui é a mãe.
Merhaba tatlım, ben annen.
Olá, querido, é a mamã.
Lizzy, ben annen.
Lizzy, fala a mãe.
- Ben senin annen yaşındayım.
Tenho o dobro da tua idade!
Ve Christina, ben ve annen ikna etmek için zaman bulduğumuzda babanla da sorunun kalmayacak.
E acho que quando eu, a Christina e a sua mãe... dermos a volta em seu pai, não terá qualquer problema com ele.
Annen ve ben çok mutluyuz.
Nós também estamos óptimos.
- Ben Eleanor, belki de annen olacaktım. - Kraliçe Eleanor.
Eu sou Eleonora, que poderia ter sido tua mãe.
Annen özgürlüğüne kavuşuyor, ben de Akitanya'ya. Anlaşmamız böyleydi, değil mi?
A tua mãe fica livre quando eu receber a Aquitânia.
Annen tamam diyorsa, ben de derim.
Se a tua mãe deixa, eu também deixo.
Annen, gelirken seni görmemiş. Ben o yolda gelmedim.
Sabe o que teria feito o meu pai... se apanhasse uma única vez a minha mãe fora a esta hora.
Annen için özel bir kulüp kurulması gerekse bile ben elimden geleni yapacağım.
Vou fazer tudo certo com sua mãe, mesmo que tenha que criar um clube novo e exclusivo para ela.
Annen öldü, senin eğitiminden artık ben sorumluyum.
A tua mãe morreu e eu sou responsável pela tua educação.
Annen seni bana emanet etti ve ben yapmayı delice istediğim şeyi yapıyorum.
Espreito à vontade! Espreito à vontade!
Geçen hafta, annen ve ben Hollanda'da esir alınabilirdik.
Na semana passada a tua mãe e eu teríamos capturado a Holanda sozinhos.
Annen olmayı ben istemedim.
Eu não queria ser tua mãe.
Hayır ben baba oluyorum annen de bir anne. Sen de bir ağabey olabilirsin.
Não, talvéz eu seja um pai e a tua mãe, uma mãe e tu, um irmão.
BEN SENİN ANNEN DEĞİLİM.
Eu não sou a tua mãe.
Annen ve ben burada gerçekten korkuyoruz.
A tua mãe e eu estamos muito assustados.
Eğer annen ve ben bunca yıl boyunca pamuk toplayarak... sizin için eşek gibi çalışmasaydık... bugün sen nerede olurdun Bay Ukala?
Se a tua mamã e eu não tivéssemos colhido algodão todos estes anos, e arduamente gasto os dedos por ti, onde estarias tu agora, Sr. Convencido?
Ben annen tatlım.
É a mãe, querida.
Carol Anne, ben annen. Beni duyuyor musun?
É a mãe, Carol Anne.
Barney, annen ve ben çok endişeliyiz.
Barney, a tua mãe e eu estamos muito preocupados.
" Annen ve ben yanınızda olacağız.
Devemos juntar-nos a outros até sermos uma luz ofuscante que triunfe sobre a escuridão.
Norman, ben konuşuyorum, annen!
Norman, fala a tua mãe.
- Ben senin annen değilim.
Norman, não sou a tua mãe.
Annen ve ben bir süre kendi başımıza kalmamız gerekiyor.
- Bem, a tua mãe e eu, vamos ficar separados, por uns tempos.
Annen ve ben buna bir anlam vermeye çalışıyoruz.
Eu e a tua mãe estamos a tentar perceber o significado disto.
Annen ve ben bununla yaşamayı öğrendik, sen niye öğrenmeyesin ki?
Tua mãe e eu aprendemos a viver assim e tu também poderás.
Annen ve ben kuşun kanadını tedavi edebildik.
A tua mãe e eu tirámos a seta da asa da águia.
Annen, ben.
É a mamã.
- Ben senin annen değilim, hanımefendi.
- Não sou sua mãe, minha senhora.
Annen ve ben yalnız konuşmak istiyoruz.
Eu e a tua mãe queremos falar. A sós.
Annen ve ben 52 yıldır evliyiz.
Azar. Tua mãe e eu estamos casados há 52 anos.
Annen ve ben Avustralya kırsalında müthişbir gece geçireceğini düşündük.
A tua mãe e eu pensámos que talvez gostasses de uma noite do interior.
Ben ve annen gibi senin de zorluk çekmeni istemiyorum.
Lisa, eu só não quero que tenhas de lutar como eu e a tua mãe.
Ben senin yaşındayken senin büyük-büyük annen ellerimi yıkardı.
Quando eu tinha a tua idade... a tua bisavó, costumava lavar as minhas mãos.
Annen ve ben...
A tua mãe e eu...
Annen ve ben denedik.
A tua mãe e eu bem tentámos.
Annen ve ben birlikte yeni bir hayat başlıyoruz, Johnny.
Sua mãe e eu começamos uma nova vida juntos.
... New Jersey Cape May'de ben, annen ve dört çocukla küçük bir çiftlikte yaşama olasılığım nedir?
Que possibilidades tem que sua mãe e eu tenhamos quatro filhos... e vivamos em uma granja, em Cape Mai, Nova Pulôver?
Şunu anla ki annen ve ben sen geç saatte eve gelemeyecek kadar küçükken boşandık.
Sabia que sua mãe e eu nos separamos... antes de que fosse maior para sair até tarde?
Sen hizmetçim değilsin, ben de baban değilim, annen her azdığında sana bakıcılık yapamam.
Café? Nem tu és minha governanta, nem eu sou teu pai!
Sen ve ben arabayla gezelim ve annen uyuyabilsin, ne dersin?
Que dizes de tu e eu irmos dar um passeio para a tua mãe dormir?
Annen olmasaydı ben hala cebir çalışıyor olurdum.
Se não fosse a tua mãe, ainda não tinha largado a álgebra.
Ben senin annen değilim.
Será que sou uma mãe-galinha?
Evet, annen ve ben gerçekten de bunu duymak isteriz.
A sua mãe e eu adorávamos saber.
Şu an, annen ben oluyorum, Calvin.
Eu sou a tua mãe agora, Calvin.
Annen öldüğünde bana kızgındı ve ben...
A tua mãe estava zangada comigo quando morreu e eu...
anneni 25
annen 326
annenin 20
annen evde mi 29
annen nerede 107
annen mi 76
annene 36
annene iyi bak 17
anneniz 42
annen nasıl 89
annen 326
annenin 20
annen evde mi 29
annen nerede 107
annen mi 76
annene 36
annene iyi bak 17
anneniz 42
annen nasıl 89
annene sor 16
annene gel 23
annen burada 28
annen aradı 19
anneni dinle 16
annene söyle 18
annen öldü 22
anneniz nerede 17
annen haklı 19
ben anlarım 24
annene gel 23
annen burada 28
annen aradı 19
anneni dinle 16
annene söyle 18
annen öldü 22
anneniz nerede 17
annen haklı 19
ben anlarım 24
ben açım 59
ben aşık oldum 24
ben anladım 28
ben anlamadım 23
ben acıktım 70
ben asla 80
ben anlamam 20
ben alıyorum 23
ben alayım 73
ben anlıyorum 29
ben aşık oldum 24
ben anladım 28
ben anlamadım 23
ben acıktım 70
ben asla 80
ben anlamam 20
ben alıyorum 23
ben alayım 73
ben anlıyorum 29
ben aptal değilim 98
ben aldım 62
ben amerika 34
ben alırım 306
ben aç değilim 36
ben annesiyim 25
ben ayrılıyorum 34
ben avukatım 47
ben açarım 103
ben ararım 37
ben aldım 62
ben amerika 34
ben alırım 306
ben aç değilim 36
ben annesiyim 25
ben ayrılıyorum 34
ben avukatım 47
ben açarım 103
ben ararım 37