English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir şeyin var mı

Bir şeyin var mı translate Portuguese

832 parallel translation
- Eddie, bir şeyin var mı?
- Eddie, machucaram-lhe?
Bir şeyin var mı?
- Estou.
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Tem alguma coisa a dizer?
- İçecek bir şeyin var mı?
- Tem alguma coisa que se beba?
İçecek bir şeyin var mı diye sordum.
Perguntei se tem alguma coisa que se beba.
Benlik bir şeyin var mı?
Tens algo para mim?
Diyecek bir şeyin var mı?
Tens alguma coisa a dizer?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Que tens a dizer em tua defesa?
- Söyleyecek bir şeyin var mı?
- Que tem a dizer?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Tens algo a dizer em tua defesa?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Que mais tem para dizer?
- Yazı yazabileceğim bir şeyin var mı? - Louis Bernard!
Tem papel e caneta?
- İçecek bir şeyin var mı?
- Não tem nada de beber?
İçecek bir şeyin var mı?
Tem algo de beber?
İçecek bir şeyin var mı?
Você tem algo de beber?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Tem mais alguma coisa a dizer?
Bu soruşturma için söyleyecek bir şeyin var mı?
Há alguma coisa que me possas dizer sobre esta investigação?
İçecek bir şeyin var mı?
Há aí algo que se beba?
Ona giyinmesi için verebileceğin palto gibi bir şeyin var mı?
Tens um sobretudo ou qualquer outra coisa para ela se cobrir?
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Queria dizer algo?
Benimle aynı fikirde değillerdi. Buna yapacak bir şeyin var mı?
Ainda os tenho no estômago, conheces um remédio?
Bana anlatacak bir şeyin var mı?
Queres dizer-me algo?
Söyleyecek bir şeyin var mı, büyücü?
Você tem algo a dizer, bruxo?
Bir şeyin var mı?
Magoei-te?
- Söyleyecek bir şeyin var mı?
- Tem alguma coisa a dizer, M. Ballon?
Yüzümü silebileceğim bir şeyin var mı Ana?
Tens algo com que eu possa limpar a cara, Ana?
- Bana anlatacak bir şeyin var mı?
- Tem algo a me dizer?
Hey, sokaklardaki sürücüye karşı bir şeyin var mı?
Olha, tens alguma coisa contra conduzir em estrada normal?
Yiyecek bir şeyin var mı?
Tem algo que se possa comer? Estou cheia de fome.
Şunu yapıştıracak bir şeyin var mı?
- Tens algo para o colar?
Benim pişirebileceğim bir şeyin var mı?
Está bem. Tens alguma para cozinhar ou devo levar eu?
Hey, bebek, "yiyecek" bir şeyin var mı?
Olá, bonitão, tens carne aí?
Benim için bir şeyin var mı?
Espera por mim.
Söyleyecek bir şeyin var mı?
Algo a dizer?
Diş ağrısına karşı bir şeyin var mı?
Tem algo para dores de dentes?
Roni için bir şeyin var mı?
Tens alguma coisa para dar ao roni?
İçecek bir şeyin var mı?
Tem alguma coisa pra beber?
- Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
Tens mais alguma coisa a dizer?
- Bir şeyin var mı?
Sentes-te bem?
Yiyecek bir şeyin var mı? Yok, değil mi?
Então o que é que tens para comer?
Çok iyi görünüyorsun.Buralarda içilebilir bir şeyin var mı?
Estás muito bem. Tens alguma coisa que se beba?
Yiyecek bir şeyin var mıydı?
Já comeste alguma coisa? - Acho que não.
Face, benim için bir şeyin var mı?
Caras, tens alguma coisa para mim?
Bir mucize dışında başka hiç bir şeyin bu göz kamaştırıcı sergiye... ihtişam katamayacağının farkındayım. Ama böyle bir mucize var.
Eu sei que só um milagre, poderia tornar mais bela essa incrível amostra, mas esse milagre existe.
Söyleyecek bir şeyin var mı Charles?
Tens algo a dizer, Charles?
Hayatım, her şeyin bir zamanı var.
Minha querida, tudo a seu tempo.
Cumartesi akşamı için yapacak daha iyi bir şeyin var mıydı?
Tem algo melhor pra fazer num sábado à tarde?
Hey, bu şeyin içinde ne var, bir kaya mı?
O que é que tem dentro desta coisa, uma pedra?
Ama, madem bir şeyin var birazdan orada olacağım.
Mas tu tem drogas para mim, por isso vou ficar melhor em breve.
bu şeyin ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
Não creio que tenha alguma ideia do que isto é, não?
Bunun mantıklı bir açıklaması yok... ama içimde insan ruhuna olan kesin inancım... ve birinin ya da bir şeyin bize göz kulak olduğuna dair inancım var.
Não existe uma explicação racional. Tenho é uma fé absoluta na força do espírito humano e acredito que alguém ou algo vela por nós.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]