Bunu da biliyorum translate Portuguese
499 parallel translation
Geçen hafta burayı aramadı. Bunu da biliyorum.
Ele não ligou a semana passada.
Hepsini ve daha fazlasını biliyorum ama aşk... aşk herşeydir bunu da biliyorum.
Sei todas essas coisas e mais, mas o amor, Excelência... 0 amor é tudo. Sei do que falo.
Bunu da biliyorum.
É coisa que também sei.
- Bunu da biliyorum.
- Eu sei disso, também.
- Ben senin beğendiğin şu burnu havalarda... soğuk tiplerden biri değilim. Bunu da biliyorum.
Eu sei isso.
Bunu da biliyorum.
Também sei isso.
Adamlar profesyonel, bunu da biliyorum. Ama yine de yediye karşı yirmi, değil mi?
Mas ainda são 20 contra 7, não é?
- Bunu da biliyorum.
- Também sei isso.
- Bunu da biliyorum.
- Venha cá.
Hukuk fakültesinden döndüğünden beri bunu biliyorum.
Sei disso desde que ele regressou da Faculdade de Direito.
Evet biliyorum, bunu da hak ettim.
Eu sei, e bem o mereci.
Ölmek bahasına da olsa onunla karşılaşmaya cesaretim var. Eğer mesleğimizin risklerinden biri buysa, bunu biliyorum.
Capitão Ahab, estou preparado para qualquer morte, se for devido ao nosso ofício, você sabe disso.
Bak oğlum, bunu söylemek biraz acı, biliyorum ama burada kardeşinden daha başka şeyler söz konusu.
Desculpa, mas há mais coisas em jogo... para além da tua irmã.
Evet, biliyorum ve bunu daha da büyütmeyelim.
Eu sei, então é melhor não complicarmos mais.
Bunu biliyorum ve eminim ki, karım da içinden böyle hissediyordur.
Eu sei disso e estou certo de que, no seu coração, minha esposa também sabe disso.
Bunu niye yaptığını da biliyorum.
Também sei por que fazes isto.
Bunu yapabileceğini biliyorum, yapacaksın da. O yüzden konuşmayı bırakalım artık.
Podes ser e serás, logo que acabemos esta conversa.
- Biliyorum, ama onun kalemi bunu sevmeyecektir. - Onun kalemi Lausanne'da.
- Seu orgulho está em Lausanne.
Çıplak gerçek. Bunu iyi biliyorum. Umutsuzluğun kanatları yoktur, aşkın da.
"A nudez da verdade" "O desespero não tem asas, O amor também não..." E isto :
- Ama ben bunu çaldım. Ben bunun yanlış olduğunu biliyorum ama işimize yarayabilir.
Isto roubei, sei que não devia, mas acho que dá algum jeito!
Biliyorum, ancak bilimsel bir görevim var ve bunu araştırmak da görevim.
Eu sei, mas tenho deveres científicos e investigar isto é um deles.
- Richard'ı mirastan mahrum etmek istediğini biliyorum. - Bunu Eleanor da biliyor.
Sei que queres deserdar Richard.
Şimdi bunu onaylamadığını biliyorum baba ama inan ki,... iyi bir puro ve içki içene dek,... hayattaki en iyi şeylerden ikisini tatmamış sayılırsın.
Sei que não aprova, mas até que prove um bom charuto e um uísque, perde a segunda e terceira melhores coisas da vida.
Biliyorum öyle ya da böyle yapacaksın ama yalvarırım yapma bunu. Bunu yapma...
Não faça...
Evet, bunu biliyorum ama dürüst olmak gerekirse, etimi yağsız severim.
Sim, eu percebo, mas para ser franco, gosto da carne mais magra.
Haydi ama. Bunu biliyorsun, o da biliyor, ben de biliyorum.
Tu sabes, ele sabe.
Bak, bunu biliyorum. Ama o altı insanın hayatını onun ya da bu filodaki herhangi birinin ellerine bırakamayız.
Mas não podemos pôr a vida dessas seis pessoas nas mãos dele ou de outro qualquer.
Evet bunu biliyorum. Ve anlıyorum da.
Eu sei disso e compreendo.
Bunu da atlatacaksın biliyorum.
Sei que superarás isto.
Bir doktor bana zaten yaklaşık bir saat verecek... ve nasıl öldürüldüğünü söyleyecektir ki bunu biliyorum... bunun için bir doktorun yardımına ihtiyacım yok.
Um médico só pode determinar a hora aproximada e como ela morreu. E isso eu sei. Por isso não preciso da ajuda do médico.
- Benim kullanıcım da bunu istiyor. - Biliyorum.
- O meu Utilizador também.
Biliyorum bunu bana dört kez söyledin. Hayatının en büyük hikayesini kaçıracaksın.
Porque perderá a maior matéria da sua vida.
Bunu biliyorum, ama hayatını burada da sürdürebilirsin.
Eu sei, mas podias viver a tua vida aqui.
Çok ufak bir hikaye, fakat bunu da takip edeceğini biliyorum.
É uma história mais pequena, mas sei que a tem seguido.
Hepinizin bana kızdığını biliyorum ve bunu neden yaptığımı bilmediğinizi de biliyorum. Ama kalkıp da pek takmayacağım rahatıma bakacağım ve yatıp uyuyacağım. Çünkü, ben haklıların uykusunda uyuyorum.
Sei que estão todos zangados comigo e que não percebem por que faço isto, mas não vou fazer-me de morto e fico de consciência tranquila, porque eu durmo o sono dos justos.
Bunu biliyorum, ama yine de hepimizin zamana ihtiyacı olduğunu da biliyorum.
Mas te peço, não ria de mim.
Üzerime çöken karanlığı ve soğuğu nasıl açıkça hissediyorsam, bunu da öyle biliyorum.
Sei isso tão bem como sinto a escuridão e o frio a perseguirem-me.
Senin yarı yaşındayım, ama bunu biliyorum.
Tenho metade da tua idade e já sei isso.
Bunu nasıl yaptığını da biliyorum.
Sei como o fazem.
Bunu milyonlarca kez duyduğunuzu biliyorum ama belediye başkanının kafasına mayonez kavanozu atıldığı sahne...
Já o deve ter ouvido um milhão de vezes, Mas aquela cena do Presidente da Câmara A apanhar com a maionese...
Eğer gerçeği söylersem, mutlak bir iflasla yüzleşecektim. Ama eğer yarışa kadar bunu saklarsam, Biliyorum ki her şey iyi olacaktı.
Mas se adiasse as coisas para depois da corrida, eu sabia que tudo voltaria ao normal.
Biliyorum bu aşk itirafı... aceleyle ve uygun olmayan bir yerde oldu, ama nerede olursanız olun... zor da olsa bu gece bunu size söylemek istedim.
Sim, sei que esta declaração é atrevida e precipitada, mas é tão difícil chegar perto de si que decidi declarar-me esta noite mesmo.
- Elbette hayır. - Güzel ; çünkü bu seni gerçekten hiç ilgilendirmez. Bunu biliyorum.
chegamos sem contratempos a Rekag-Seronia, onde dois membros da delegação de Alkar estavam esperando.
Her iki tarafta da, diğer üniformayı... giyen birini tanımayan yok. Bunu biliyorum.
Então, num determinado dia... ficaram face a face num mesmo campo de batalha?
Bunu soruyorum çünkü biliyorum kulağa çılgınca geliyor ama hala öğretmenseniz sınavım için biraz yardım isteyecektim.
Eu pergunto porque... pode parecer doidice, mas... se ainda dá, estou a precisar de ajuda num exame.
Bunu biliyorum da, 152 Dolarımı dörde bölmek istemiyorum.
- Eu sei. Não quero dividir os meus 152 dólares por 4.
Bunu biliyorum ama bu hafta kesin öğrendiğim birşey varsa o da ihtiyacın olmadığı halde silahının olması, ihtiyacın olduğunda silahının olmamasından iyidir...
Eu sei, mas uma coisa que esta semana me ensinou... foi que é melhor ter uma arma e não a usar do que precisar de uma e não a ter.
Bayan Lemon, hipnozda çok yetenekli olduğunuzu biliyorum bunu inkar etmiyorum.
Miss Lemon, sei que está totalmente habilitada para a prática da hipnose, não rejeito esse facto.
Biliyorum bunu sana son anda vermek çok oluyor Bela ama...
Sei que é muito em cima da hora, Bela...
Minik kızım da karada beni bekliyor. Ve ben bunu yapamayacağımı biliyorum!
E a minha filha está à espera do outro lado.
Yarım parasından çalmak gerçekten çok yanlış.Bunu ben bile biliyorum.
Roubar da colecta da igreja é errado. Até eu sei isso.
bunu da 65
bunu da al 53
bunu daha önce de duymuştum 34
bunu daha sonra konuşuruz 37
bunu daha önce konuşmuştuk 21
bunu da nereden çıkardın 66
bunu daha önce yaptın mı 16
bunu daha önce de duydum 16
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
bunu da al 53
bunu daha önce de duymuştum 34
bunu daha sonra konuşuruz 37
bunu daha önce konuşmuştuk 21
bunu da nereden çıkardın 66
bunu daha önce yaptın mı 16
bunu daha önce de duydum 16
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum işte 83
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum işte 83
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231