English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bırakacağım

Bırakacağım translate Portuguese

3,467 parallel translation
Bu da kararsızların düşünmesine neden olacak ve ben de onu Pazar günkü tartışmada saf dışı bırakacağım.
Vai pôr os indecisos a pensar, e no debate de domingo à noite, vou dar cabo dele.
Tamam, seni bırakacağım. Seni bırakacağım.
- Vou largar-te.
Kapıyı açık bırakacağım.
Vou deixar a porta destrancada.
Sadece... Içimde saklı. Senin için madalyonu buraya bırakacağım.
Estava apenas Escondido em mim.
Bir şalteri açıkta bırakacağım.
Vou deixar um nodo à vista.
Ama bunu yanında bırakacağım.
Mas, deixo-te com isto.
Seni özgür bırakacağım.
Vou te libertar.
O yüzden bir mesaj bırakacağım sadece...
Bem eu vou só deixar uma mensagem...
Seni çözdüğüm için bırakacağımı sanma.
Isso não significa que vou deixar voce ir.
Ve biz arkadaş olarak bırakacağım.
E ir-nos-mos embora como amigos.
Şimdi eve dönecek, ortama uyum sağlayacak ve çok fazla düşünmeyi bırakacağım.
Vou voltar para casa, vou misturar-me, e tenho que parar de pensar.
Öldüğümde herşeyi ona bırakacağım
Eu vou morrer e eu vou deixá-lo.
Babama verdiğim son söz bu işi bırakacağım olmuştu.
A última coisa que prometi ao meu pai foi que ia parar com isto.
Roberta çok içtiği için onu eve bırakacağım. Anlarsınız ya.
A Roberta bebeu demais, portanto vou levá-la a casa, se é que me entendes.
Seni burada öylece bırakacağım. Ama idare edersin sen şekerim.
Vou deixar-te aqui, mas vais safar-te lindamente.
Geride bırakacağımız -
É isto que podemos deixar...
- Gidip bırakacağım artık...
Vou pô-lo num... Olá, mãe.
Pekâlâ, bitirmen için seni yalnız bırakacağım paçayı yırtarsın.
Bem, vou então deixar-te terminar e aliviar-te da minha presença.
Bunu anlatmayı size bırakacağım. Kalplerinize yerleşip, sizinle birlikte gideceğim her nereye giderseniz gidin.
922 ) } Deixarei que sejam vocês a contar... 964 ) } Entrego-me agora aos vossos corações para que me levem convosco...
İkimiz de bu hayatı geride bırakacağımızı söylemiştik.
Treta, ambos dissemos que íamos deixar essa vida para trás.
Mağlubiyetimizi planlaman için seni yalnız bırakacağımı sanmıyordun, değil mi?
Não pensava que ia deixá-lo sozinho para tramar a nossa derrota, não é?
Bunu gözlerinde görürsem, peşini bırakacağım. Söz veriyorum.
Preciso de perceber isso nos teus olhos e depois deixo-te em paz.
- Güvenli olması açısından, seni evine bırakacağım.
Mesmo assim, é melhor levar-te.
Onları evlerine bırakacağım.
- Vou dar-lhes boleia para casa.
Endişelenme, Lockwood. Bırakacağım.
Não te preocupes, Lockwood, eu solto-os.
Bay Selznick'e bırakacağım.
- O querido de Patrick G.
Doldurmam gereken her yeri dolduracağım ve sonra da buraya bırakacağım, tamam mı?
Eu preencho as partes que tenho que preencher e avançamos a partir daí, está bem? - Está bem.
Bırakacağım.
Eu paro.
Bitirince aileni serbest bırakacağım.
Quando acabar, liberto a tua família
Bırakacağımı söyledim.
Disse-te que te deixava ir.
Buna göre, onu bombaların yerini öğrendiğimizde bırakacağım.
Não, levamos este connosco. Não o liberto, sem saber onde estão as bombas.
Ben müsaadenizi isteyip, Robin'i sizinle bırakacağım yetişmem gereken başka bir randevum var buraya tekrar yolunuz düşerse haber verin de size burada olan güzel şeyleri de gösterelim.
Se me der licença, vou deixá-lo com a Robin. Tenho que ir a correr para outro compromisso, mas, se voltar cá, avise-nos, e eu posso mostrar-lhe algumas das boas coisas que temos cá para oferecer.
Bir işe gireceğim ve uyuşturucuyu bırakacağım.
" Vou arranjar emprego e vou parar com as drogas.
Bırakacağım.
Então vou demitir-me.
Maeby'e mesaj bırakacağım da. - Tamam. Sorun yok.
Apague isso, para eu deixar um recado para a Maeby.
En çok sevdiğime, sonra da seni özgür bırakacağım.
O meu divertimento preferido, e, depois, estará livre.
Hemen şurada seni bırakacağım.
Vou deixar-te sair aqui.
Birini hayal kırıklığına uğratmanın ne olduğunu biliyorum, fakat onu yüzüstü bırakacağımı hiç düşünmemiştim.
Eu sei como é decepcionar toda gente, mas nunca pensei decepcioná-la.
Seni bırakacağım
Vou deixar-te sair.
Bu gece sona erdiğinde onu bırakacağım.
Eu deixo-a ir quando a noite terminar.
Delta kontuarına adına bir mesaj bırakacağım.
Deixo-te uma mensagem no balcão da Delta.
Bu konuyu konuşmanız için ikinizi yalnız bırakacağım.
Deixo-vos a discutir o assunto.
Seni özgür bırakacağım.
Assim serás livre.
Son bir soru, sonra seni arabana bırakacağım.
Mais uma pergunta e depois levo-te ao carro.
Onu sana öylece bırakacağımı mı zannettin?
Achas que eu... te a entregaria sem mais nem menos?
Cesaretimizin bu belgesini bırakacağız böylece dünya kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı bilecek.
Deixaremos este registo da nossa coragem, para o mundo saber quem fomos e o que fizemos.
Arka pencereyi açık bırakacağım.
Eu deixo a janela das traseiras aberta.
Adamınızı yukarı getireceğiz, filikaya binip eğileceksiniz. Sizi denize bırakacağız ve yolunuza gideceksiniz, tamam mı?
Vamos subir o seu amigo, você entra, lançamos o barco e vocês vão, está bem?
Seni de burada bırakacağım. Bence dikkatli olmalısın. Dikkatli olmalısın, küçük hanım.
Vou deixar-te aqui e devias ter cuidado, menina, porque pode saltar-te qualquer coisa para a cueca e entrar naquilo que tu tens e eu não!
Dinle, video kamerayı bırakacağız, anladın mı?
Olha, Vamos deixar a câmera, está bem?
Bende izinizi bıraktınız. Ben de Floransa'da iz bırakacağım.
E eu deixo a minha marca em Florença.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]