English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bırakmam

Bırakmam translate Portuguese

4,163 parallel translation
8'de eve bırakmam lazım.
Tenho de os levar para casa às 20 : 00.
Onları annene bırakmamı istediğini biliyorum. Buraya getirirsem daha kolay olur diye düşündüm.
Sei que querias que os deixasse na tua mãe, mas achei mais fácil eu trazê-los para cá.
Biraz çocukları serbest bırakmam gerekiyor.
Tenho de soltar mais um pouco as rédeas.
- Babam çok şey bırakmamış.
O meu pai não deixou muita coisa.
Pekala, sizi bırakmamı istiyorsanız, hemen çıkmalıyız.
Muito bem! Vamos. Se quiserem boleia, temos de ir.
- Bırakmamı ister misin?
- Pois é! - Queres que te dê boleia?
- Seni bırakmamı ister misin?
Queres outra rodada?
Hayır, ben vurduğum insanların arkasında iz bırakmam.
Não, eu anoto quem mato.
Ve belgesel sineması'nın hayrına bu şekilde bırakmam gerektiğini düşündüm.
E, para bem do cinema documental, não tenciono mudar isso. Muito obrigado por esta homenagem.
Bırakmamı ister misin?
Precisas de boleia?
Yani bu bir kitap için çok kasvetli bir son insanlara biraz umut bırakmamız gerekmez mi?
É um fim bastante sombrio para um livro. Não devíamos deixar as pessoas com alguma esperança?
Evet, tam köşedeyim dostum Pacino'yu eve bırakmam gerekti.
Sim, estou mesmo na esquina. Tenho de levar o Pacino a casa.
Yakaladığımı bırakmam.
Já sabem, para ver se ele me apanha.
Arabamı bırakmam.
Não vou ficar sem o carro.
- Bırakmamızı ister misin?
- Precisa de boleia? - Não.
Bırakmam gerek.
Teoricamente, eu parei.
Karım, bırakmamı istiyor.
A minha esposa quer que eu desista.
Seni bırakmam gerek.
Tenho de te deixar.
Dostum, bırakmam.
Meu, não vou.
Seni asla bırakmam, hep seni kollarım.
Nunca te desiludi e protejo-te sempre.
Belki seni yarı yolda bırakmam.
Talvez eu não te deixe.
Kız arkadaşını odada bırakmamıştın değil mi?
Não deixaste a tua namorada lá no quarto, ou deixaste?
- Bunu Moyers'a bırakmam lazım.
- Tenho de entregar isto ao Moyers.
Giderken not falan da bırakmamış. - Babam, korkudan ölmüş resmen.
Ela não deixou recado nem nada, e o meu pai está passado.
Giderken hiç not bırakmamış demek.
Nenhum bilhete?
Evet, hiçbir şey bırakmamış.
Não, nada.
Geçen seferkiyle aynıymış gibi davranmayı bırakmamız lazım.
Temos de começar a encarar isto como algo diferente da primeira vez.
Beni 14. üye olarak seçtin. Şu anda ekibi bırakmam.
Escolheu-me para 14.º elemento, não deixarei a Companhia agora.
Seni yalnız bırakmamı ister misin?
Queres que te deixe sozinha?
Onu serbest bırakmamı.
Deixe-o ir.
İçmeyi de bırakmamışsındır diye düşünüyorum.
Suponho que não tenhas vindo de comboio.
Ben hiç kanıt bırakmam.
Eu não deixarei nenhuma prova.
- Nereye bırakmamı istersin?
- Onde quer que a deixe?
- Eve bırakmamı ister misin?
- Queres boleia para casa? - Sim.
Şehrimin geleceğini senin ellerine bırakmamı mı istiyorsun?
Está a pedir-me para pôr o futuro da minha cidade nas suas mãos.
Şimdi seni kütüphaneye bırakmamı ister misin?
Gostarias da boleia até à biblioteca, agora?
Liotta'nın bırakmamı istediği kurusıkı tabanca.
O adereço que o Liotta queria que eu devolvesse.
- Bu yüzden işi bırakmam gerekiyor.
Então eu tenho mesmo que desistir.
- Seni bırakmamı istemediğinden emin misin?
Tens a certeza que não queres uma boleia?
Tabii ki bırakmam.
Claro que não.
- Bakabileceğini biliyorum dostum ama seni burada bırakmamın imkanı yok.
Sei que podes, amigo. Mas não te deixo.
O çocuğa zarar verirsen, senin peşini bırakmam. Ve seni en kötü şekilde öldürürüm.
Se magoarem esse rapaz, Eu vou te caçar e eu vou te matar da pior maneira.
Sonra benden davulu bırakmamı istediğin için bile ben sana gücenmeye başlayacağım.
E ia ficar chateado por me pedires uma coisa dessas.
Ama bunları geride bırakmam gerektiğini biliyorum. Onun öldüğünü kabullenmeliyim.
Mas sei que tenho que ultrapassar isto, sei que tenho de aceitar o facto dele ter partido.
Bırakmam gerekti.
Precisei de sair.
Çık git evimden. - Neyin geldiğini bile bile seni yalnız bırakmam.
Não vou deixar-te sozinha sabendo o que aí vem.
- Bunu yanınıza bırakmam!
- Não te vais safar com esta!
Asla bırakmam.
Nunca vou largar.
Umarım ben de seni yüzüstü bırakmam.
Espero nunca te decepcionar.
Bırakmam gerekiyordu.
Devia ter deixado.
Hey, seni bırakmamıza izin verme
Não ligues.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]