Bırakıyorum translate Portuguese
4,053 parallel translation
Bunu söyledikten sonra seni hiç elde edemediğin sarışınlarla bırakıyorum.
Vou deixar-te com essas louraças que nunca hás-de ter.
Sana bırakıyorum.
Vou deixar-te fazê-lo.
Bırakıyorum.
Despeço-me.
Bırakıyorum!
Demito-me!
Şimdi sözü Çet'e bırakıyorum, kendisi bazı yeni uygulamalardan bahsedecek.
Vou dar a palavra ao Chet que tem algumas regras importantes para transmitir.
Aramızdaki anlaşmayla ilgili olarak ücretlendirmeyi de size bırakıyorum. Size gözüm kapalı güveniyorum.
Quanto ao nosso acordo, deixo consigo a questão do honorário.
Bayım, Pazartesiden sonra bekçiliği bırakıyorum.
A partir de segunda deixo de ser o caseiro.
İşi ben bırakıyorum.
Despeço-me!
Gölgeye bırakıyorum.
Vou pô-la aqui à sombra.
Buraya bırakıyorum.
Vou deixá-los aqui.
Ölüm Yarışı'nı yeniden kurma görevini yetenekli ellerinize bırakıyorum.
Deixo a tarefa de reconstruir a Corrida Mortal nas vossas competentes mãos.
Zararımızın miktarını tespit etme işini de size bırakıyorum.
Deixo-te isto para os custos processuais.
Silahları bırakıyorum ve savaşa son veriyorum.
Terão as minhas armas. Não vou lutar mais.
Sana bırakıyorum.
Vou deixá-la.
- Tamam, bırakıyorum.
- Ok, vou a caminho.
- Bırakıyorum.
- Deixemos o velho em paz.
Kendinize gelmeniz için sizi yalnız bırakıyorum, güzel dostum
Vou deixá-lo para que recupere o seu posto, mon brave.
Üstelik, Harbor Shallows'taki 900 metrekarelik evimin anahtarlarını masaya bırakıyorum.
Além disso, vou deixar a chave da minha casa de 900 m ² em Harbor Shallows... aqui na mesa...
Artık bırakıyorum.
Não sei onde estou.
Benim parlayarak caka satan. Hem sıskayım hem de sıradan diyorum ve bırakıyorum.
Eu sou chato, sou delgado e eu desisto.
Goodwill'e bırakıyorum, gerçekten.
Não, vou doá-las, vou mesmo.
Konuşma işini sana bırakıyorum.
Vou deixar que sejas tu a falar.
Ofisine uğrayacağımı söylemek için bu mesajı bırakıyorum, tamam mı?
Por isso, vou deixar esta mensagem a dizer que vou ao escritório, está bem?
Çünkü ben okulu bırakıyorum.
Porque estou a ir embora.
Baba, Ruhumu ellerine bırakıyorum.
Pai em tuas mãos entrego o meu espírito.
- Seni bırakıyorum.
Vou-te deixar.
- Anlamadım? - Seni bırakıyorum.
Perdão?
Ben tasarımları bırakıyorum, sen ise okulunu...,... ve gidip Afrika'da yaşıyoruz.
Faço umas férias do trabalho, tu deixas a escola e iremos viver em África.
Gitmeden önce yatakta oturuyordun ve bana bir şey söylemiştin, "Seni bırakıyorum"?
Lembras-te que, antes de ires, estávamos no quarto, e me disseste : "Vou deixar-te"?
Kutsal olan her ne varsa bırakıyorum.
E seja qual for a benças que me restam para dar...
Sorumluluğu Prens Hans'a bırakıyorum.
Na minha ausência o Príncipe Hans, tomará conta do Reino.
Sana bir varil bırakıyorum.
Eh. Vou deixar-lhe um barril.
Ben de bir hamamböceği ya da örümcek gördüğümde, yakalayıp kapısının yanına bırakıyorum.
Quando vejo uma barata, uma aranha, ou algo assim, tento apanhá-la e depois deixo-a à porta dele.
Bu gece mikrofonu, anonsa ihtiyacı olmayan birine bırakıyorum. Çünkü bu orospu çocuğunu hepimiz tanıyoruz. Şaka bir yana,
Esta noite vamos ouvir um homem que não precisa de apresentação, porque todos conhecemos o filho da mãe.
Kaçmayı bırakıyorum.
Estou farta de fugir.
Hadi ama, bir dene. Kontrolü sana bırakıyorum.
Vá, atreve-te, passo-te o controlo.
- Okulu bırakıyorum.
- Vou desistir da faculdade.
- Saçmalamayı bırakıyorum.
Vou largar esta idiotice.
Şimdi sözü, kıdemli soruşturma memurumuz Dedektif Alec Hardy'e bırakıyorum.
Vou agora dar a palavra ao nosso oficial de investigação, Alec Hardy.
Sizi bırakıyorum, tuvalete gideceğim.
Façam companhia um ao outro, preciso ir ao WC.
Eşyamı bile toplamadım. Her şeyi bırakıyorum.
Nem vou arrumar as minhas coisas, vou deixar tudo como está.
Kendimi ona bırakıyorum ama beni tutamıyor.
Atiro-me a ele, mas ele nunca topa.
Derin düşünmeleri size bırakıyorum.
Deixo os pensamentos profundos para vocês.
- İşi bırakıyorum!
- Vai!
- Bırakıyorum.
Vou abandonar.
Sözü tekrar stüdyoya bırakıyorum. Bay ve Bayan Harper Stewart'a 651 / 2 Batı 146. Sk.
E de volta para vocês ai no estudio. O bébé continuará lá dentro.
Şu an telefona bakamıyorum,... o yüzden lütfen mesaj bırakın.
Não posso atender agora. - Deixe a sua mensagem.
Neden bunların hepsini bırakıp, gelip seninle birlikte yaşamıyorum ki?
Porque não deixo tudo e venho viver contigo no teu mundo?
Kararı size bırakıyorum.
Deixo-vos escolher.
Panik yapmıyorum! Bırak yakamı!
- Não estou excitado, não chateies!
- Rahat bırak beni. eBay'e bakıyorum.
- Por favor! Estou no eBay.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakmam 34
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın gitsinler 39
bırak artık 86
bırak gitsinler 68
bırak şimdi 60
bırakın geçeyim 78
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın gitsinler 39
bırak artık 86
bırak gitsinler 68
bırak şimdi 60
bırakın geçeyim 78