Evlenmek translate Portuguese
4,362 parallel translation
Sonunda seninle evlenmek varsa.
Não se a tua mão estivesse em jogo.
Babasının istediği kişiyle evlenmek, kızın görevidir!
"As filhas têm o dever de casar com quem o pai escolher!"
Demek onunla evlenmek zorundasın.
Então deves casar com ela.
Babasının istediği kişiyle evlenmek, kızın görevidir!
As filhas têm o dever de casar com quem o pai escolher!
Babasının istediği kişiyle evlenmek, kızın görevidir!
É dever de uma filha casar com quem o pai escolher!
Hakir şekilde yalvararak, kızınız Lucrezia ile evlenmek için rızanızı istiyorum.
Peço humildemente a vossa bênção para desposar a vossa filha Lucrécia.
Hemen şimdi evlenmek zorunda değiliz.
Não precisamos casar agora.
Sana sormak istiyorum kiz kardesin ile evlenmek icin..
Eu gostava de pedir a mão da tua irmã em casamento.
Georgia komik, eğlenceli, senin için uygun yaşta, zeki. Ve onunla evlenmek istediğinin farkındasın.
A Georgia é divertida, engraçada, tem a idade certa é brilhante e sabes que queres casar-te com ela.
Hepimiz onunla evlenmek istediğini biliyoruz bu yüzden şu lanet yüzüğü seç de Sully St. James için bir mazeret bulalım.
Todos sabem que queres casar com ela, escolhe depressa um anel. E vamos atrás de um álibi para o Sully St. James.
Evlenmek mi?
A ficar amarrados?
Dört yıllık son ev arkadaşım, evlenmek için taşındı.
A minha colega de casa dos últimos quatro anos mudou-se para ir-se casar.
Çekici bulduğun her erkekle evlenmek zorunda değilsin.
Não tens de casar com todos os homens de quem gostas.
Benimle evlenmek istiyor.
Ele quer casar comigo.
Başkasıyla evlenmek üzereymiş.
Ela estava prestes a casar com outro.
- Niye bir anda evlenmek istedi?
- Porque de repente queres casar-te?
Onunla evlenmek istediğine bile inanamıyorum.
Não consigo acreditar que ele queria casar com ela.
Bree ile evlenmek başına gelen en kötü şey olabilirdi.
Casar com a Bree teria sido a pior coisa que alguma vez lhe ia acontecer.
Frey'lerin kızıyla evlenmek istemiyorum.
Não quero casar com a rapariga Frey.
Neden Timo'yla evlenmek istemiyorsun?
Porque não queres casar com o Timo?
Bizim yolumuz, bir sene içinde evlenmek o zaman.
O nosso modo é que eu e tu nos casemos dentro de um ano.
Oldukça iğreniyor çünkü ülkede aklı başında olan hiç kimse bir Frey ile evlenmek istemez.
Ele está chateado porque toda a gente no reino sabe que ninguém no seu perfeito juízo quereria casar com uma Frey.
Eğer babama söz vermiş olmasaydım hemen şu nehiri aşar babanın önünde diz çöker, seninle evlenmek istediğimi söylerdim.
Se não tivesse prometido ao meu pai atravessava este rio agora mesmo e ajoelhava-me ao teu pai para eu próprio lhe pedir a tua mão.
O benimle evlenmek istiyor.
ele quer casar comigo.
Sen de şimdi çıkıp evlenmek mi istiyorsun?
Queres casar-te com tudo aquilo?
Onun evlenmek istediğim kadın olduğunu biliyordum.
Eu sabia que ela era a mulher com quem eu queria casar.
Evlenmek üzere ve evet, tüm bu bilgileri size yolladım.
Está para se casar, e acabei de enviar tudo por email agora mesmo.
Pamuk Prenses'a aşıksın ve benimle evlenmek gibi bir niyetin de yok.
Tu amas a Branca de Neve... E não tens intenção de te casares comigo.
Çünkü ben de seninle evlenmek niyetinde değilim.
Porque também não quero casar contigo.
Seninle evlenmek istemiyorum, çünkü benim de kalbim bir başkasına ait.
Não quero casar contigo porque o meu coração também pertence a outro...
- Ve sen evlenmek istemiyorsun?
E tu não queres?
Kiomi, Nokia'daki şerefsizle evlenmek için Tokyo'ya dönüyor.
A Kiomi está de volta para Tóquio para casar com aquele idiota da Nokia.
Karen'la evlenmek istiyorum.
Quero casar com a Karen.
Benimle evlenmek mi istiyorsun?
Queres casar-te comigo?
Evlenmek mi?
Casar?
Yerinde olsam erkek arkadaşım nişanlım olmadan önce evlenmek istemesinin altında yatan nedenin başka bir şey olup olmadığını bilmek isterdim.
No teu lugar, eu iria querer saber, se os motivos do meu namorado eram ou não puros, antes de ser meu noivo.
Frey kızıyla evlenmek istemiyorum.
Eu não quero casar-me com a miúda Frey.
Evlenmek için biraz gençler, sence de öyle değil mi?
Eles são muito jovens para se casarem, não achas?
Hapishane ve bir yabancıyla evlenmek konusunda bu yüzden çok açık ve dürüstsün.
Foi por isso que foste tão honesto sobre a prisão, e casar com uma estranha.
Benimle para için mi evlenmek istedin?
Querias casar comigo por causa do meu dinheiro?
Tamam ama niye arka bahçesine gidip evlenmek zorundayız ki?
Mas porque é que isso implica que nos casemos no jardim dela?
- Benimle evlenmek istemiyor musun yani?
- Então não queres casar comigo?
Evlenmek koşulsuz inanmaktır değil mi?
Obrigada. Casar é um salto de fé.
Noel kahvaltısına seni davet etmiştim. Ve hayatımızın bir noktasında evlenmek üzere nişan yapmıştık.
Convidei-te para um almoço de Natal, e num momento nas nossas vidas, fomos noivos.
Bu şekilde evlenmek istemiyorum.
- Não quero casar desta maneira.
Evlenmek mi?
Casar contigo?
"harika hadi eğlenelim" dedin Benimle evlenmek isteyen aptalı unut gitsin " dedin
"óptimo, vamos passar um bom bocado e esquecer o estúpido que quer casar comigo".
Bu, düzeyli ilişkileri daha eğlenceli hale getirir ama "eğlence" için olanlar evlenmek istediklerin değildir.
Não me leves a mal. Torna certas relações mais divertidas, mas não é com essas que queremos casar.
Jemma evlenmek istediğini söyledi.
Jemma disse que quer casar-se.
Niyetim seninle evlenmek.
Pretendo casar contigo.
Fahişeyle evlenmek isteyen adam bu mu?
Se calhar.
evlenmek istiyorum 28
evlenmek mi 83
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendim 66
evlendi 30
evleneceğiz 54
evlenmek mi 83
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendim 66
evlendi 30
evleneceğiz 54
evlendik 31
evlenmiş 17
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenip 16
evlenecek misiniz 18
evlenmiş 17
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenip 16
evlenecek misiniz 18