Güzel bir yer translate Portuguese
1,696 parallel translation
sen benden önce gidip yukarıda benim için güzel bir yer ayarlarsın..! Tebrikler!
Mas o Don não comia paan.
Ne kadar güzel bir yer olduğunu görmelisin Martino.
Devia ver como é bonito, Martino.
Hayır, ama yakında güzel bir yer biliyorum.
- Não, mas costumo ir a um lugar lá perto.
Vay canına ne güzel bir yer.
Que lugar lindo!
Sahilde güzel bir yer biliyorum.
Conheço na costa, um sítio maravilhoso!
Güzel bir yer midir?
É um sítio bonito?
Evet, içi kusmukla dolu eski dolabını atmak istediğinde gelebileceğin güzel bir yer.
É um óptimo lugar, para encher um frigorífico de vómitos.
Güzel bir yer, değil mi?
É um bom sítio para ir, não?
- Pek güzel bir yer değil.
- E não é um lugar bonito.
Profesör... Fundao'dan gelen o insanlara göre güzel bir yer.
Ó professor, isto aqui está bom é para aquela malta do Fundão.
Ya bizimle çalışmalara katılman, ya da stadyumda kendine güzel bir yer bulmak.
Ir ao nosso treino ou morrer de ódio sozinha na bancada.
Güzel bir yer biliyorum.
Conheço um lugar ideal.
Çok güzel bir yer.
É encantadora.
Rahatlayıp kafanı toplamak için güzel bir yer.
Um sítio para descontrairmos, reflectirmos...
Güzel bir yer değil mi?
É lindo.
Drai'bitirmek için güzel bir yer.
O Drai's, bom sítio para acabar a noite.
Güzel bir yer, bir ara gidip görmelisin.
É um sítio muito bonito. Devias visitar um dia.
Miami benim için güzel bir yer, sanatımda ustalaşmam için süper bir şehir.
Miami é um óptimo lugar para mim. Um óptimo lugar para aperfeiçoar a minha habilidade.
Sana söylemem lazım, Sheppard burası çok güzel bir yer.
Tenho que dizer-te, Sheppard, bonito local que aqui tens.
İçindekileri dışa dökebileceğin güzel bir yer burası, Jim.
É um bom lugar para desabafares, Jim.
Vali Newsome, kendiniz ve ekibiniz için... güzel bir yer yaptırmışsınız.
Governador Newsome, que notável estrutura criou para si e a sua equipa aqui.
Hey çocuklar, kamp yapmak için güzel bir yer seçmişsiniz.
Escolheram um grande local para o acampamento.
Açıkçası, tavanı güzel bir yer olmalı. Çünkü ikimizde sırayla o tavanı seyredeceğiz.
Francamente, eu escolhia um sítio com um tecto bonito já que vamos estar a olhar para ele à vez.
Ölmek için güzel bir yer.
- Que lindo lugar para se morrer.
Burası bizim için güzel bir yer, ve burayı daha güzel yapmak için yaptığımız şeyleri düşünmek hoşumuza gidiyor.
Este é um bom sítio para se viver. E queremos acreditar que tornamos as coisas um bocadinho melhores ao estarmos aqui.
Güzel bir yer.
Este sítio é giro.
Aşk için daha güzel bir yer bulamazsın.
Podes fazer amor, praticamente, em todo o lado.
Buraya yakın güzel bir yer buldum.
Descobri um óptimo restaurante aqui perto.
Yaşamak için güzel bir yer buldum, ve sen de tekrar evlendin.
Encontrei um belo local para viver, e você está casada novamente.
Taşınacak güzel bir yer buldun mu?
- Já encontraste um sítio para onde ir?
Ne kadar da güzel bir yer.
Que sítio perfeito para me vender.
Her yer kadar güzel bir yer.
Um sítio tão bom como outro qualquer.
Bir ev için çok güzel bir yer.
É um óptimo lugar para uma casa.
Doğum günü hediyesi almak için ne de güzel bir yer!
Continuando, pode-se escolher entre puxadores de latão ou de madeira.
Güzel bir yer.
Belo sítio.
Eğer başka amaçla yapar gibi görünmeseydik, dünya daha güzel bir yer olurdu.
Se não fingíssemos o contrário, o mundo seria um local menos penoso.
Burası güzel bir yer.
Este lugar é fixe.
Burası güzel ve ucuz bir yer.
Este é um lugar muito bom e barato.
Yapman gereken en iyi şey güzel, karanlık, sessiz bir yer bulmak ve ölmek.
O melhor para ti é encontrares um sítio calmo e... morrer.
Kasabadaki kızlar için oynayacak bir yer yapılması ne güzel değil mi?
Que bom nesta cidade deixarem as meninas estudarem.
Bunların hepsi raporumda yer alacak ama sizin ve eşinizin güzel bir evi var.
Estará tudo no meu relatório, mas acho que a senhora e seu marido fizeram uma boa compra.
Sıcak güneşli günler, serin meltemli geceler asla bitmeyen küçük şemsiyeli tropikal içkiler ve hepsinden önemlisi tatil anıları yaşamak isteyen genç ve güzel insanlarla dolu bir yer.
Dias quentes e solarengos, brisas frescas à noite, um sem fim de bebidas tropicais com sombrinhas a enfeitar... e vários adultos jovens e bonitos atrás de lembranças inesquecíveis.
Uzun ve güzel bir dinlenme için uygun bir yer olduğunu düşündüm.
Achei que seria um bom sitio para ter um bom e longo descanso.
Çok güzel bir ortam hava güneşli her yer ışıl ışıl.
A casa está... não sei... Em paz...
... ondan kurtulmaya çalışıyordun ya da ganimetinle o kadar gurur duyuyordun ki onu saklamak için güzel ve güvenli bir yer arıyordun?
Ou estavas tão orgulhoso do teu troféu que querias encontrar um lugar seguro para o esconder.
- Güzel yer. Bir daire için.
Lugar bonito, para um apartamento.
- Orası kadar güzel başka bir yer daha yoktur.
- Não há sítio melhor que aquele.
Güzel bir şehir sandığım bu yer aslında aptallar şehriymiş. Ve bu da beni aptallar kralı yapar.
Todo este tempo, o que pensei que era uma grande metrópole, era uma mera cidade de tolos e isso torna o Rei tolo.
Hoş bir tabuttan güzel yer yok.
A um quarto, que não é melhor do que um caixão mobilado.
! Maxim Dergisi tarihinde ilk kez bir yerel güzele yer ayırdı... ve o güzel de benim.
Pela primeira vez, a Maxim põe uma brasa da terra na capa e essa brasa sou eu!
Jessica'nın vajinası gibi güzel bir şeyi aldın ve onu ayak sokulacak bir yer yaptın.
Pegaste em algo belo, como a vagina da Jessica e tornaste-a um lugar para pôr um pé.
güzel bir gün 178
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir şey 40
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir şey 40