Güzel bir sabah translate Portuguese
283 parallel translation
Ne güzel bir sabah.
Que bela manhã.
Evet, bunun güzel bir sabah olduğunu biliyorum, ama bu aynı zamanda güzel de bir hayal.
Sim, sei que está uma bela manhã, mas também era um sonho lindo.
Ve ne güzel bir sabah.
Sim, e que bela manhã!
Böyle güzel bir sabahı yatakta geçirmek istemiyorsunuz değil mi?
Não querem ficar deitados numa manhã tão bonita!
Ne güzel bir sabah.
Bela manhã, hein?
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Agradável manhã, não é?
Güzel bir sabah.
Está uma linda manhã.
Çok güzel bir sabah, değil mi?
Não está uma manhã linda?
Tarlada güzel bir sabah geçirdin mi Vincent?
Tiveste uma boa manhã nos campos, Vincent?
- Güzel bir sabah mı efendim?
- Está tendo uma manhã agradável?
Güzel bir sabah, Davy Crockett.
Bela manhã, Davy Crockett.
Ne güzel bir sabah.
Está uma manhã excelente.
Güzel bir sabah Bay Finley. Teşekkür ederim evlat.
Não tenho podido praticar muito desde que cheguei a director.
Tatil için çok güzel bir sabah
Está um dia tão bonito Para um passeiozinho
Sakın "Çok güzel bir sabah" deme yoksa seni vururum.
Não digas que está uma bela manhã, ou dou-te um tiro.
Çok güzel bir sabah değil mi Patron?
É uma bela manhã, não é, patrão?
Çok güzel bir sabah ve eminim Drago Amca buna hayır demez.
Está uma noite bonita, e decerto o tio Drago não se importaria de conduzir.
- Ne güzel bir sabah değil mi?
- Não está uma manhã maravilhosa?
"En azından güzel bir sabah için..."
"Finalmente, uma bela manhã..."
Yürü, yürüyün.Güzel bir sabah gezintisi.
Andar de manhã faz bem à saúde.
- Güzel bir sabah.
- Bela manhã.
Çok güzel bir sabah.
Está uma manhã fabulosa.
Güzel bir sabah, değil mi?
Está uma linda manhã.
Ne güzel bir sabah. - Öyle degil mi?
- Está uma manhã maravilhosa.
Bugün pek aç hissetmiyorum. Sayende çok güzel bir sabah geçirdim amca.
Não me sinto com grande apetite hoje, mas tive uma bela manhã graças a ti, tio.
Kramer'i kaldırdık ve bu güzel bir sabah.
Já acordámos a Sra. Kramer e está uma bela manhã.
Güzel bir sabah!
Está uma bela manhã!
Misafir "Ne güzel bir sabah"... şarkısını söylemiyorsa, hemen...
Só porque ele não canta "Mas que bela manhã" não vou pensar :
Güzel bir sabah ve ben henüz kahvemi içmedim.
E eu ainda não acabei o meu café.
Ne güzel bir sabah!
Que bela manhã!
Ve sizin için güzel bir sabah.
E é uma bela manhã.
Ne kadar da güzel bir sabah, Vixey.
Que linda manhã, Vixey!
O zaman, Majestelerine çok güzel bir sabah dilemekten onur duyarım.
Claro, se assim o quiser. Então, tenho a honra de vos desejar um bom dia.
Ne kadar güzel bir sabah. Holmes, şöyle farz edelim Bayan Barclay'in bir aşığı vardı ve albay bunun farkına varmış olamaz mı?
Holmes, suponha que a Sr.ª Barclay tinha um amante e o Coronel descobriu?
Güzel bir sabahın işi.
Uma boa manhã de trabalho.
Çok güzel bir sabah geçiriyoruz.
- A manhã estava a ser tão boa.
Sabahın bu saatinde bile bu kadar güzel görünen bir kadın yoktur.
Uma garota que se vê tão bela tão cedo...
Bir sabah uyandığında, kapıcının kızının çok güzel gözleri olduğunu farkedeceksin. İyi olacaksın. Uyanmak için önce uyumak gerekir.
Um dia acordas, reparas nos lindos olhos da filha da porteira, e estás curado!
Sabah uyandïgïmda bugün güzel bir sey olacagïnï biliyordum.
Quando acordei, de manhã, senti que iria acontecer-me algo bom.
Daha güzel bir görüntü tanımıyorum sabahın erken saatlerinde Pearl'ün açık mavi gözlerinden.
Näo sei de nada melhor para a vista do que olhar para os olhos azuis da Pearl logo pela manhä.
Rüyamda, bu sabah güzel bir kahve içtiğimi görüyordum.
Estava a sonhar. Hoje vou beber um verdadeiro café.
Sonbaharda çok güzel bir pazar sabahıydı.
Era uma linda manhã de domingo no fim da Primavera.
Maria, bu sabah senden güzel bir temizlik yapmanı istiyorum.
Maria, por favor... quero a limpeza bem feita esta manhã.
Bitirmiş olmak çok güzel sabah yapacak bir şey yok.
É bom estar tudo pronto e não ter nada para fazer de manã.
Ne güzel bir sabah, değil mi?
Bom dia.
Böyle güzel bir günün sabahında seni görmek güzel.
Eu sou Lorn Warfield.
Bu sabah uyandığımda, dün geceki kadar güzel ve tatlı bir kız olabilir mi diye düşündüm.
Acordei hoje de manhã a perguntar-me se seria possível que fosse tão adorável e meiga como foi ontem.
Şimdi, bu güzel sabahı kışkırtıcı, hıçkırtıcı, sallayıcı, kollayıcı, uyandırıcı bir müzik ile selamlayalım! Arkadaşımdan küçük bir yardım alayım!
Vamos alegrar a amanhã com música para despertar, com a ajuda do meu amigo.
Güzel bir Boston sabahında saat 6 : 00.
São 6 da manhã de uma bela manhã em Boston.
Ve güzel bir günün sabahı, babası kasayı boşaltıp ortadan kayboldu.
O qual um belo dia, esvaziou o cofre da sociedade e desapareceu.
Portland'da çok güzel bir cuma sabahı.
Está uma bela manhã de sexta-feira em Portland.
güzel bir gün 178
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir yer 66
güzel bir şey 40
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir yer 66
güzel bir şey 40
güzel bir isim 64
güzel bir fikir 28
güzel bir parça 20
güzel bir soru 43
bir sabah 32
sabah 162
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
güzel bir fikir 28
güzel bir parça 20
güzel bir soru 43
bir sabah 32
sabah 162
sabaha 19
sabah 5 44
sabah 6 54
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah 8 42
sabah oldu 62
sabah görüşürüz 127
sabahları 23
sabah 10 40
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabahleyin 42
sabah 8 42
sabah oldu 62
sabah görüşürüz 127
sabahları 23
sabah 10 40
sabah 11 17
sabah 3 24
sabah 7 50
sabah mı 28
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabah ilk iş 20
sabahın 2 27
sabah olmuş 17
sabaha görüşürüz 62
sabahın 4 22
sabahın 3 17
sabahın 5 20
sabah ilk iş 20
sabahın 2 27
sabah olmuş 17