Iyi biliyorum translate Portuguese
5,167 parallel translation
Kim olduğunu gayet iyi biliyorum.
Sei exactamente quem você é.
Sherlock, duygusuz, zalim veya öyle şeyler olabilir ama açıkçası, onunlayken nerede durduğumu gayet iyi biliyorum.
O Sherlock pode ser insensível e intrometido, e principalmente demasiado honesto, mas com ele sei sempre com que contar.
Ve senin de edemeyeceğini çok iyi biliyorum.
E sei muito bem que para ti também não.
Yalnız kaldığın zamanlarda neyi sevdiğini iyi biliyorum.
Eu sei como és quando estás sozinho.
Ama bu şehirdeki yolları tüm polislerden iyi biliyorum.
Mas conheço esta cidade melhor do que qualquer agente.
- Kiminle konuştuğumu gayet iyi biliyorum!
Eu sei exactamente com quem estou a falar!
Nasıl hissettiğini iyi biliyorum ama hayatta hep böyle şeyler olmaz.
Entendo como te sentes, mas a vida não é tudo sobre isso.
" Sizin akşam yemeği sofranızı bilemem ama benimkini iyi biliyorum.
Não sei como é a vossa mesa de refeições mas sei como é a minha.
Ben daha iyi biliyorum.
Sou sábia.
Emin ol, birini kaybetmek nasıldır iyi biliyorum.
Acredite em mim, sei o que é perder alguém.
Ne olduğunu gayet iyi biliyorum.
Eu sei exatamente o que isto parece.
Neler olacağını çok iyi biliyorum :
Eu sei o que vai acontecer.
Nereye gittiklerini çok iyi biliyorum.
Sei exactamente para onde vão.
Bunda ne senin ne de benim bir kusurum olduğunu, iyi biliyorum.
Sei que não tens culpa de nada e que a culpa é toda minha.
Lâkin, senin kim olduğunu iyi biliyorum, masum bir adamsın.
Mas sei quem tu és. Um homem inocente.
Bronşitini, kuru temizlemeci ile olan sorunlarını artık çok iyi biliyorum ama neden hisseleri nakde çevirdiği hakkında tek kelime etmedi.
Já sei da bronquite dele, os seus problemas com a máquina de secar, mas nenhuma explicação sobre ter vendido.
İyi ile kötü arasında pek fark olmadığına dair kendini ikna edebilsin belki de, lâkin ben senden daha iyi biliyorum.
Talvez te convenças que há uma escassa diferença entre o bem e o mal. Mas eu sei que não.
Şanslısın, ben çok iyi biliyorum.
Para sua sorte, sei exactamente o que fazer.
Neresi olduğunu gayet iyi biliyorum.
Sei exactamente que lugar é este.
- Neresi çok iyi biliyorum.
Sei exactamente o que é.
O hissi iyi biliyorum.
Eu sei qual é a sensação.
Bunun yanında tanıdığım herkesten daha iyi biliyorum.
Mas conheço-o melhor do que a qualquer outra pessoa que eu tenha conhecido.
Yapamayacağını da iyi biliyorum.
Também sei disso.
Biliyorum çok iyi bir zaman değil. Umarım bu çok uzun sürmez.
Espero que isto não demore.
Bunun çok tuhaf olacağını ve anksiyete ilacı yüzünden kafamın iyi olduğunu biliyorum ama herkesin el ele tutuşmasını istiyorum.
Eu sei que isto é muito estranho e estou mesmo drogado por causa dos comprimidos. - Quero que todos deem as mãos.
Ben iyi şans muskası değilim. Değilsin. Orada olduğunu biliyorum.
Não sou um amuleto de boa sorte.
Ne demek istediğini ben de biliyorum ama bunlar nakitten daha iyi.
Sim, eu sei o que é que ela quer dizer, mas mas estes "meninos" são melhor que dinheiro.
İlk başta anlamamıştım ama... burada iyi işler yapacağını biliyorum.
Não consegui ver ao inicio, mas... eu sei que faz uma bom trabalho aqui.
Elimde kalmanı sağlayacak kadar iyi bir şey olmadığını da biliyorum.
Eu sei que não posso pedir-te para ficar.
O benim en iyi arkadaşım oldu. Biliyorum.
- Ela era a minha melhor amiga.
İlişkimizin pek de iyi olmadığını biliyorum fakat tehdite hiç lüzum yok.
Eu sei que temos uma relação tensa, mas não é altura para ameaças.
İyi olduğum işi bulmam gerekiyor ve bulacağımı biliyorum.
Vou descobrir no que sou boa. Vou descobrir.
Yapabileceğimi biliyorum. Ki çok da iyi para var, tatlım.
Posso fazer isso e dá dinheiro.
Çok para kazanmak gibi özrü olmayan bir suç işlediğini biliyorum ama belki de yeteneğine, çalışkanlığına ve büyük başarılarına rağmen iyi bir adamdır.
Eu sei que ele cometeu o imperdoável crime de ganhar muito dinheiro, mas talvez apesar do seu talento, trabalho árduo, e enormes realizações, ele ainda assim seja um tipo decente.
Senin kim olduğunu çok iyi biliyorum.
Sei bem quem és!
Almayacağını biliyorum çünkü benden daha iyi olduğunu düşünüyorsun.
Sei que não vai pegar nela porque acha-se melhor do que eu,
Beni aramanın seni daha iyi hissettirdiğini biliyorum.
Compreendo que ligares-me te faz sentir melhor. Compreendo.
Çok iyi bir yalancı olduğumu ve Washington'a gitmem gerektiğini de biliyorum.
Minto bem e precisam de mim para chegar a D. C.
Biliyorum canım ama baban iyi bir fikir olmadığını düşünüyorsa...
Eu sei, querido. Mas se o teu pai não acha uma boa ideia...
Yani büyük bir kişilikle nasıl baş edeceğimi biliyorum. Dershowitz akademik açıdan daha önde ama Keating açık ara daha iyi bir savunma avukatı.
O Dershowitz é melhor académico mas ela é melhor advogada de defesa.
Çocuklar bunun rastgele olduğunu biliyorum ama Pete olsa iyi olur.
Rapazes, sei que isto é aleatório, mas espero bem que seja o Pete.
- İyi malı nereden bulacağımızı biliyorum.
Sei onde encontrar bom material. Sim?
- Evet. İşinde iyi olduğunu biliyorum.
Sei que é bom no que faz.
Louis, yeni ortakları benimsemek senin için her zaman kolay olmadı biliyorum ama Jeff ile gerçekten iyi çalıştınız.
Louis, sei que nem sempre foi fácil para ti aceitar novos sócios. Mas fizeste um grande esforço com o Jeff.
Bay Bryant, biliyorum, Bu çok zor ama şu anda böyle düşünmekle hiç iyi yapmıyorsunuz.
Sr. Bryant, eu sei que isto é muito difícil, mas não faz nada bem pensar assim agora.
O zamanlar iyi biri değildim biliyorum.
Não fui um bom homem na altura. Eu sei isso.
Biliyorum, burada olmanın tek nedeni İngilizce kredilerini doldurmak, ama Tanrım, madem burasın, daha iyi olmalısın. Değil mi?
Eu sei que só estão aqui por notas suficientes em Inglês, mas, céus, se estou aqui, tenho de ensinar melhor.
Kendini iyi hissetmediğini biliyorum ama bu her şeyimizi kullanmamız gereken bir durum.
Ouve, Cas. Eu sei que não andas bem, mas isto é uma emergência.
Beni iyi biri olduğuna ikna etmek için kıçını yırttığını biliyorum.
Sei que andas a esforçar-te para me convenceres de que és bom rapaz.
Şu an çok iyi bir dönemden geçmediğimizi biliyorum ama gelmem lazımdı. Başka nasıl söylenir bilmiyorum, o yüzden direk söyleyeceğim.
Eu sei que não estamos muito bem, mas eu precisava de vir cá e não sei como dizer-te isto, por isso vou dizê-lo de uma vez...
İyi olduğumuzu biliyorum şerefsiz.
Eu sei que estamos bem, sacana.
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum işte 83
iyi bayramlar 19
iyi bakalım 18
iyi birisin 30
iyi bak 101
iyi biri 103
iyi bari 21
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
biliyorum işte 83
iyi bayramlar 19
iyi bakalım 18
iyi birisin 30
iyi bak 101
iyi biri 103
iyi bari 21
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi bilirim 16
iyi bakın 37
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir şey 36
iyi bir fikir 75
iyi bir nokta 22
iyi bir fikrim var 23
iyi bir çocuk 55
iyi bilirim 16
iyi bakın 37
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir şey 36
iyi bir fikir 75
iyi bir nokta 22
iyi bir fikrim var 23
iyi bir çocuk 55