English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Ne diyeceksin

Ne diyeceksin translate Portuguese

1,328 parallel translation
O zaman, ona ne diyeceksin?
Então, que é que lhe vais dizer?
Bunu sorduğunda ne diyeceksin?
- Então o que lhe vais dizer?
Ona ne diyeceksin?
Então, o que é que lhe vais dizer?
Ona ne diyeceksin?
- O que lhe vais dizer?
Ne diyeceksin?
Comentário?
- Lorelai'a ne diyeceksin?
- O que vais dizer à Lorelai?
- Sen bana ne diyeceksin?
- E tu chamas-me?
oda arkadaşlarına veya profösörlerine ne diyeceksin?
Que vais dizer a colegas e professores?
Seni tanık sandalyesine oturturlarsa ne diyeceksin?
Que vai dizer, se tiver de depor?
Şu andan sonra ne diyeceksin?
Que tenciona dizer, a partir de agora?
Hiç ceza almayan suçlular konusunda ne diyeceksin?
E os criminosos que não se enquadram neste tipo de crime?
Bekle, ne diyeceksin?
Espere! O que vai dizer?
Peki, buna ne diyeceksin?
Então e isto?
Buna ne diyeceksin, Bay Düşük Top?
Isso significa que te devo $ 1.62.
Pekala. Burada kısıldık kaldık, ne diyeceksin?
- Se formos apanhados, o que diz?
Ne zaman başıma iyi bir şey gelse, "Buna ne diyeceksin Raymond?" derim.
Sempre que uma coisa boa me acontece, a primeira coisa que penso é : "Que tal, Raymond?"
O halde Rudy, buna ne diyeceksin bakalım?
- Não. - Pois bem, Rudy, o que me dizes a isto?
Kaln gibi sadesin sen ne almak istediğini almak için ne diyeceksin
Maldito! É como os outros, diz tudo o que for preciso para ter o que quer!
Evet, buna ne diyeceksin?
Então, o que tens a dizer sobre isto?
Bu akşam onu tanıdıktan sonra bakalım ne diyeceksin?
Veremos o que tens a dizer depois de o veres, esta noite.
Annemle babam birazdan gelecek, onlara ne diyeceksin?
A mãe e o pai vêm visitar-te em breve. O que lhe vais dizer?
Bu yüzden ne diyeceksin?
Que achas?
Dışarıdaki Winnebago'ya ne diyeceksin peki?
E a Winnebago lá fora, o que chamas àquilo?
Ona ne diyeceksin?
O que lhe vais dizer?
Viviane'nin arkadaşalarının önünde kendini küçük düşürmene ne diyeceksin?
Fazendo-te idiota em frente das amigas de Viviane?
Geçmişteki yollara ne diyeceksin?
E que há com a roda de volta?
- Hayır. Fakat Nigel buna ne diyeceksin?
Não, mas Nigel o que você faz disso?
Harry Llewellyn için ne diyeceksin?
E o Harry Llewelyn?
Ne diyeceksin?
Que vais dizer?
Bunu ne diyeceksin?
O que pensas disso?
Karım hakkında ne diyeceksin?
O que disse acerca de uma esposa?
Başka ne diyeceksin ki?
Que mais poderás chamá-los?
Ne diyeceksin?
O que diria a ele?
Kocanın kim olduğunu sorduklarında, ne diyeceksin?
E depois quando te perguntarem quem é o teu marido, sabes o que vais ter de dizer?
- Ne diyeceksin ki?
- E o que vais dizer?
Ne diyeceksin?
E dissestes o quê?
Yanına gideyim mi? - Ona ne diyeceksin?
- Que lhe dirias?
Ona ne diyeceksin?
Que lhe vais dizer?
Diğerlerine ne diyeceksin?
O que é que vais dizer aos outros?
- Ona ne diyeceksin? - Bilmiyorum.
- Que lhe vais dizer?
- Ne diyeceksin? - Bilmiyorum.
- Que lhe vais dizer?
Ne diyeceksin, evlat?
Que me dizes, miúdo?
Makaleyi iptal ettiğini gördüğünde ona ne diyeceksin?
Que dirá quando vir que não há artigo?
- Peki, ne diyeceksin?
- Então, o que lhe vais dizer?
Peki ya bu, buna ne diyeceksin?
- E isto?
Peki ya sarı noktalara ne diyeceksin?
E as pintas amarelas?
Ona ne diyeceksin?
O que vais dizer-lhe?
Buna ne diyeceksin bakalım?
O que tem a dizer a isto?
- Dur, Ally'ye ne diyeceksin?
O que vais dizer à Ally?
- Üç kez daha "Ne!" diyeceksin.
Continua. Ainda tens mais três "o quê" pela frente.
Ne zaman bir mahkûm karşına dikilecek olursa, "Dövüşmeyeceğim" diyeceksin.
Cada vez que outro sentenciado incomode-te, você dirá : "Não brigarei".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]