Olabildiğince çabuk translate Portuguese
641 parallel translation
Arlington geldikten sonra olabildiğince çabuk yola çıkacağız.
Pois eu sim. Sairemos o mais cedo possível, depois de chegar o Arlington.
Çiftlik konusunda da size olabildiğince çabuk haber vereceğim.
Digo-lhe da plantação assim que puder.
Olabildiğince çabuk döneceğiz.
Voltamos assim que pudermos.
Olabildiğince çabuk kıyıya yürüyelim.
Vamos para terra o mais depressa possível.
Sabırlı olun. Sizi buradan olabildiğince çabuk çıkaracağım.
Seja paciente e tiro-a daqui assim que puder.
Olabildiğince çabuk burayı terkediyoruz.
Vamos sair daqui o mais depressa possível.
Güzel, olabildiğince çabuk gel ve peşinde kimse olmasın.
- Isso vai ser complicado.
- Olabildiğince çabuk olacağım.
- Vou lá ter assim que puder.
Eğer kar yağmaya başlarsa, olabildiğince çabuk eve dön.
Se começar a nevar, volte para a casa rápido.
Ameliyathanede. Ama olabildiğince çabuk bunu ona ileteceğim. Evet.
Está na sala de operações, mas vou dizer-lhe assim que possa.
Olabildiğince çabuk geldim.
Vim assim que pude.
Gün batınca. Olabildiğince çabuk.
Ao entardecer, o mais rápido possível.
Olabildiğince çabuk gel.
Vêem quanto antes.
Olabildiğince çabuk dönmeye çalışırım.
Voltarei logo que possa, avô.
Olabildiğince çabuk Wyatt'ı bul da yardım etsin.
Procure o Wyatt o mais rápido possível e traga reforços.
Ama kaçmadığı, hatta seninle dövüştüğü zaman onu vur ve bunu olabildiğince çabuk yap.
Mas se não correrem... e lutam enquanto você atira... atire mais.
Oldukça sarsıldığını biliyoruz, Polly, ve ondan söz etmek rahatsız edici olabilir, fakat korkarım sana bir kaç soru sormamız gerekiyor, dolayısıyla olabildiğince çabuk olacağım, ve sen de canını sıkmamaya çalış.
Sabemos que sofreu um grande choque e falar disso pode ser perturbante. Mas temos de colocar-Ihe perguntas, por isso, serei breve. - Tente não ficar perturbada.
Olabildiğince çabuk eve gidelim.
Vamos para casa o mais rápido que pudermos.
olabildiğince çabuk geldim, kuşkusuz, fakat bir anda her şey bitmişti. Hiçbir şey yapamadım.
Acabou tudo num instante, não pude fazer nada.
Olabildiğince çabuk geldim.
Vim o mais rápido que pude.
O anda, tehlikeli bir manyakla karşı karşıya olduğumu ve olabildiğince çabuk oradan uzaklaşmam gerektiğini anladım.
Naquele instante, apercebi-me claramente que estava a lidar com um maníaco perigoso e tive que sair de lá, o mais rápido possível.
Olabildiğince çabuk dönerim.
Eu voltarei logo que puder.
Onu olabildiğince çabuk görmem önemli.
Tenho de vê-la o mais depressa possível.
Nişanlımı çağırdım, Ve o da olabildiğince çabuk, yani hemen, geldi ve ona seninle yeni tanıştığımı anlattım ve yüzüğünü geri verdim.
Bem, telefonei ao meu noivo e ele veio logo que pôde, ou seja, imediatamente.
O zaman olabildiğince çabuk hepsini bankaya götürmeliyiz.
Então devemos transportá-lo para o banco, o mais depressa possível.
Bunları olabildiğince çabuk incelemenizi istiyorum.
Gostava que examinasse estas o mais depressa possível.
Ve senden olabildiğince çabuk bu kasaban gitmeni istiyorum.
Peço-lhe que abandone a cidade o mais depressa possível.
Olabildiğince çabuk.
Tão cedo quanto possível.
- Şu örsü ve alabildiğin kadar aleti olabildiğince çabuk götür.
Traga essa bigorna e todas as ferramentas que puder carregar.
Onu olabildiğince çabuk uyut, olur mu?
Põe-o a dormir o mais rápido possível, está?
Olabildiğince çabuk git!
Vá o mais rápido possível.
Olabildiğince çabuk size geri döneceğiz.
Voltaremos a contactá-los assim que pudermos.
Elbette. İletinizi aldık, olabildiğince çabuk geldik.
Recebemos o seu recado e viemos o mais depressa possível.
Evet. olabildiğince çabuk gelirim.
Sim. Irei para aí assim que puder.
Olabildiğince çabuk geldim.
Vim o mais depressa que pude.
Oh, çok güzel. Olabildiğince çabuk, Çavuş.
- O mais rápido possível, Sargento.
Bay Goodland, efendim, olabildiğince çabuk geldim.
Sr. Goodland, vim o mais rápido que pude.
Özür dilerim Doktor, olabildiğince çabuk geldim.
Peço desculpa, doutor. Vim o mais depressa que pude.
Lütfen Kitahama Okono'yu olabildiğince çabuk bulun.
Por favor, tente encontrar Kitahama Okono o mais rápido que puder.
- Olabildiğince çabuk.
- O mais cedo possível.
"Sizinle olabildiğince çabuk ve gizli bir şekilde konuşmamın çok önemli olduğunu düşünüyorum."
"Acho que é muito importante eu falar consigo " assim que possível sobre um assunto altamente secreto.
Olabildiğince çabuk fotoğraf çektik.
Tirámos fotos o mais rápido possível.
Akabinde bir otobüs sizi istasyona bırakacak. Sonrasında eve olabildiğince çabuk gitmekte serbestsiniz.
Depois disso, serão levados para a estação de autocarro e depois são livres de voltarem para casa.
Böyle şeyleri olabildiğince çabuk halletmek her zaman en iyisidir.
Estas coisas, sabe, é melhor fazer o mais cedo possível.
Benden olabildiğince çabuk uzaklaşman en iyisi olur, evlât.
É melhor afastares-te de mim o mais possível, rapaz.
Ben olsam olabildiğince çabuk ondan kurtulurdum.
Eu livrava-me disso o mais depressa possível.
Olabildiğince çabuk geri döneceğim.
Volto assim que puder.
Onları olabildiğince çabuk getiririm.
Vou mandá-las assim que puder.
Olabildiğince çabuk geleceğim.
Irei para lá assim que puder.
Bir kere daha olursa, seni olabildiğince çabuk güneye postalarım!
Mais uma e mando-te para longe no sul com um só chute!
- Fontaine, olabildiğince çabuk gitmeliydi.
Se o Fontaine pode fugir, está na hora.
olabildiğince çabuk geldim 25
çabuk 5381
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk 5381
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36
çabuk buraya gelin 20
çabuk olsun 20
çabuk olalım 32
çabuk dön 55
çabuk yap 17
çabuk olmalıyız 19
çabuk gidelim 20
olabilir 2111
olabilirim 40
çabuk buraya gelin 20
çabuk olsun 20
çabuk olalım 32
çabuk dön 55
çabuk yap 17
çabuk olmalıyız 19
çabuk gidelim 20
olabilir 2111
olabilirim 40