Öne çık translate Portuguese
678 parallel translation
Sen, sen, sen, öne çıkın.
Ç Tu, tu e tu, avancem.
Bay Christian, öne çıkın.
Mr. Christian, avance.
Burkitt ve Thompson öne çıkın.
Thomas Burkitt, Matthew Thompson.
Öne çık.
Aproxima-te!
Öne çık, selam ver
A vança e faz uma vénia
Öne çık Teneke Adam!
Aproxima-te Homem de Lata!
Öne çık.
Avança.
Bay O'Rourke, öne çıkın.
Sr. O'Rourke, dê um passo em frente.
Bayan Faye, Bayan Banes, Bayan Hardiman ve Bayan Laughlin... Lütfen bir adım öne çıkın.
Por favor avancem... a Miss Fane, a Miss Baynos, a Miss Hardiman e a Miss Lovitt, por favor.
Onbaşı Krumrein, öne çık!
Cabo Comrand, à frente e ao centro!
Sarah Siddons Cemiyeti'nin tarihini sıkıcı detaylarla anlatmakla kalmayıp.. .. oyunculuk tarihini de Thespis'in koro çizgisinden ilk öne çıkmasından itibaren anlatan.. .. şık sunucumuz, nihayet burada olmamızın nedenine gelebildi.
Tendo contado ao pormenor não só a história da Sociedade Sarah Siddons, mas também a história do teatro desde que Téspis pisou o palco, o nosso distinto presidente chegou à razão de estarmos aqui,
Geri dön. Öne çık. İşte böyle.
O noivo ainda não chegou.
Bir adım öne çık.
Em frente.
Öne çık dost ve kendini tanıt!
Avança, amigo, e deixa-me ver-te!
Tanık öne çıksın lütfen.
A testemunha pode aproximar-se, por favor?
Thomas Becket, öne çık.
Thomas Becket, aproxime-se.
Çavuş, öne çık!
Sargento-mor, destroçar!
Öne çıkın ve sizi suçlayanlarla yüzleşin.
Prontifique-se a encarar aqueles que o acusam.
"Sessizlik, yalnızlık,..." "... hasta ruhun sağlıklı yönünün öne çıkması duygusu. "
O silêncio, viver longe de tudo esse sentimento de alma magoada que começa finalmente a endireitar-se.
Suratı sargılar içinde genç Çinlilerden biri öne çıkıp bağırmaya başladı. " Bakın bana ne yaptılar!
Um jovem chinês apareceu com a cara toda coberta de ligaduras e pensos rápidos e pôs-se a gritar :
Gibson, öne çık.
Gibson, avança!
Bir adım öne çıkın.
Dêem um passo à frente.
Öne çıkıp konuşun, bayan.
Dê um passo em frente, mulher.
Bu meydandaki tüm evlerin baştan aşağıya aranmasını istiyorum. Birinci bölük, öne çık ve aramaya başla. İkinci bölük, bu tarafa.
E se há crianças aqui, meu amigo, vais morrer.
Dilekçe sahibi Francis Louis Beardsley, öne çıkın lütfen.
O requerente Francis Louis Beardsley, um passo adiante.
13, 1 4 ve 15. tertip kıdemli subaylar derhal öne çıksın.
Os oficiais principais dos destacamentos 13, 14 e 15 que se apresentem.
Öne çık, şu çocuk.
Quem foi?
Daha fazla görev istemiyorlarsa, öne çıkıp bunu söylesinler.
Se não querem mais missões, que o digam.
- Scorch, öne çık.
- Scorch, toma lá.
Öne çık... ve bana cevap ver.
Saia e responda-me.
Biraz öne çıkın.
Está bem, não achas?
İmparatoriçe bir adım öne çıkıp halkı daha çok çabalamaları, daha fazla fedakârlık için teşvik etti.
A própria Imperatriz assumiu um novo papel, incitando a nação a fazer mais esforços e mais sacrifícios.
Şu özellikle öne çıkıyordu ki benim ve daha birçok önemli insanın askeri felsefesiydi askerlere başarı için en iyi şansı sağlama adına onları, verebileceğiniz her türlü fiziksel ve maddi destek olmadan çatışmaya sokmamanız gerekiyordu.
Sendo esse o caso, faz parte da minha filosofia militar e de muitas outras pessoas, não se pôr tropas a combater sem lhes conferir todo o apoio físico e material possível, para lhes dar hipótese de serem bem sucedidas.
Onbaşı Barry, sekiz adım öne çıkın... ileri marş!
Cabo Barry, avance oito passos... marche!
Rooster J. Cogburn, lütfen öne çıkın.
Rooster J. Cogburn, avance.
Öne çıkın!
Mexam-se!
Şampiyon öne çıkıyor.
O campeão regressa.
Öne çıkın beyler, şov başlamak üzere.
Sras. e Srs., o espectáculo vai começar.
Şu anda şizofrenlerle çalışmamın tek nedeni... şizofrenide dinsel deneyimin bu kadar öne çıkıyor olması.
A razão para trabalhar com esquizofrênicos... é o facto de a experiência religiosa ser tão significativa na esquizofrenia.
- Öne çık Barin.
- Aproxima-te, Barin.
Öne çık.
Avancem.
Öne çık Ullatec! Senden bunu istiyorum.
Aparece, Ullatec.
Ellerine verilen sihrin gücüyle, Loc-Nar - Sana emrediyorum. Öne çık Ullatec!
Pelo poder do Loc-Nar mágico... colocado nas tuas mãos... te ordeno... que apareças, Ullatec!
Yoksa, öne çıkın... silahlarınızı bırakın ve gidin.
De outro modo, dêem um passo em frente, Pousem a arma e saiam.
- Lütfen bir adım öne çıkın ve bacaklarınızı ayırın.
- Um passo em frente e afastem as pernas.
Öne çık!
Um passo à frente!
Çıkışta KızıI Şimşek hemen öne geçti.
À partida é "Red Lightning" a saír na frente!
Çıkışta KızıI Şimşek hemen öne geçti.
À partida é "Red Lightning" que sai em primeiro.
Çıkışta KızıI Şimşek hemen öne geçti.
À partida é "Red Lightning" que sai na frente.
- Söyle ona, kıçını kaldırıp Exec One'a gelsin.
- Diz-lhe para ir para o Exec One.
Öne çıkın lütfen.
Avancem, por favor.
öne çıkın 22
çıkış 38
çıktı 108
çıkıyor 42
çık dışarı 1147
çıkar 159
çıkın 334
çıktım 33
çikolatalı 25
çıkarın 68
çıkış 38
çıktı 108
çıkıyor 42
çık dışarı 1147
çıkar 159
çıkın 334
çıktım 33
çikolatalı 25
çıkarın 68
çıkart 35
çıkalım 82
çıkacağım 19
çıkmak 16
çıkıyorum 133
çıkıyorsun 19
çıkardım 26
çikolata 110
çıkartın 17
çıktın 19
çıkalım 82
çıkacağım 19
çıkmak 16
çıkıyorum 133
çıkıyorsun 19
çıkardım 26
çikolata 110
çıkartın 17
çıktın 19
çıkmadı 21
çıkarın beni 132
çıkacak 23
çıkaramıyorum 22
çıkmıyor 19
çıkar beni 102
çıkabilir miyim 18
çıkabilirsin 85
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkıyorlar 21
çıkarın beni 132
çıkacak 23
çıkaramıyorum 22
çıkmıyor 19
çıkar beni 102
çıkabilir miyim 18
çıkabilirsin 85
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkıyorlar 21