English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Biliyor musun al

Biliyor musun al translate Russian

224 parallel translation
Biliyor musun Al, 150 yıl önce burada olsaydık yüzüyor olurduk.
Знаешь, Эл! Окажись мы здесь 150 лет назад, мы бы сейчас плыли по реке.
Biliyor musun, Doktor, Zombo'ya iyice alışmaya başaldım.
Знаешь, Доктор, я почти привязалась к Зомбо.
- Ders alıyorum, biliyor musun?
- Я даже пару уроков взял.
Marina, biraz daha alsana. Eskiden işçiler nasıl işe alınırdı biliyor musun?
А ты помолчи, что ты меня останавливаешь?
Biliyor musun, genellikle istediğim şeyi alırım.
Знаете, я обычно получаю то, что хочу.
Al, biliyor musun küçükken, annemle Yugoslavya'dan geldiğimde ilk, ilk tanıştığım kişi Ivan'dı.
Ал, знаешь, когда я приехала сюда с мамой из Югославии совсем малышкой, Иван был самым, самым первым человеком, которого я тут узнала.
Bir sürü yabancı dergi alıyorsun. Yabancı dil biliyor musun?
Как много иностранных журналов Ты знаешь иностранный язык?
Bu köylü ona ne demiş biliyor musun? "Al, biraz iç."
Знаешь, что ей этот бомж сказал? " На, выпей.
- Bu ne kadar zaman alır biliyor musun?
- А сколько это займет? - Двадцать минут.
Ne yapmalısın, biliyor musun? Durumun kontrolünü eline al.
Tебе необходимо взять ситуацию в свои руки.
Problem ne biliyor musun Vincent? Sanatçılık tekniği öğrenene kadar biraz vakit alıyor.
Тьı знаешь, Винсент, проблема художника в том, что очень много времени уходит на изучение техники.
Çok zaman alıcıdır, biliyor musun?
Вы знаете какой он трудоемкий?
Ne olmuş, biliyor musun? Birkaç haftalığına şehir dışındaydım, sahne alıyordum.
" ак случилось, что € уезжал на пару недель, показывал комедийные номера.
Biliyor musun, eskiden yerde uyumaktan zevk alırdım.
Знаете, раньше мне нравилось спать на земле.
Biliyor musun tatlım, üstüne alınma ama eminim hastalığın bulaşıcıdır.
Не обижайся, но это заразно, а мне не нужен больной ребенок.
Yaptığı gürültüye inanamazsın. - Şekil değiştirme alıştırmaları yapan birisinin çıkardığı sesleri dinlemek nasıl bir şey biliyor musun? - Quark!
Вы не поверите, как он шумит.
İç İşleri'nde nasıl eleman alırlar biliyor musun?
- Ясно. Знаешь, как вербуют в Лос-Анджелесе?
Hayatım, bana alışmaya gayret etmelisin, çünkü biliyor musun hiçbir yere gitmiyorum.
Дорогуша, ты должна попытаться привыкнуть ко мне, потому что, знаешь что? Я никуда не денусь.
Biliyor musun, Jason, kendimi fark etmekten alıkoyamadım : Özürümü alamadım.
Знаешь, Джейсон, не мог не заметить что я не получил причитающиеся мне извинения.
- Çok alıngansın, biliyor musun?
- Какой обидчивый старый перечник!
Onu işe giderken gördün mü? Alışkanlıklarını biliyor musun?
- Следил за ним, знаешь его распорядок?
Nereden alınabileceğini biliyor musun?
Знаешь, где их производят?
Biliyor musun, senin işini izlemekten çok zevk alıyorum.
Вы прекрасно работаете.
Nişan al! Biliyor musun, onlar tavşanlar gibi ürüyorlar.
Слышал пословицу "Размножаются, как кролики"?
Peki, biliyor musun, bu yüzden Piper'la alışverişe çıkmayı seviyorum.
Именно поэтому я хожу по магазинам с Пайпер.
Sonra yarım kilo saf mal alır ve emekli oluruz. - Bu ne demek biliyor musun?
Когда мы провернем это несколько раз, то понимаешь о чем я?
Biliyor musun Edith sanırım bu yatağı alıyoruz.
Эдит, думаю, что мы заберем кровать
Senden ne alıyorum biliyor musun, Lindsey?
Знаешь, что я ощущаю исходящим от тебя, Линдси?
Bileti alırken bana ne demişti biliyor musun?
Я кинула билет Барбере в лицо. Представь, что эта ведьма сказала, когда я его покупала.
Biliyor musun, hani şu neye ihtiyacım olduğunu anladığın harika duyuların var ya al sana 60 papel.
Знаешь, раз у тебя такое прекрасное чутьё того, что мне нужно... Вот тебе 60 долларов.
Bunun ne olduğunu biliyor musun? Bir veri alıcısı.
- Знаете, что это?
Hikayeden alınacak ders ne biliyor musun?
А вам извeстна мораль сказки?
Bunun alım satım farkı ne biliyor musun?
Точно. Знаешь какую прибыль мы получим?
Ama Vista Crusier sekiz kişi alıyor biliyor musun hatta biri kucağa oturursa dokuz.
Но, знаешь, в Висте Крузер поместится 8 человек.. девять, если кто-то сядет на ржавое пятно.
Biliyor musun? İki tane al.
Нет, милая, лучше две.
Hey, dostum, kirli paranın içinden 10 milyon doları teslim ettiğin zaman birçok şey alıyorsun, biliyor musun?
Ты же знаешь, что не так просто отмыть 10 миллионов.
Ama biliyor musun, bunu göze alırsa, ilişkimizi yürütebiliriz.
Но, знаешь, если она согласится пойти на это, это могло бы выгореть.
Biliyor musun bunu alıp yine de seni ihbar edebilirim. Ama ben dürüst biriyim.
я мог бьы вз € ть твой нож и всЄ о € вно вьыд € ть теб €, но € честньый п € оень.
Biliyor musun, Al... ... bütün gün konuşmaktan kaçtığımız bir şey var.
- Послушай, Ал, мы кое-что весь день избегаем сегодня в разговорах.
Resmini alıp bana ne dedi biliyor musun?
Знаешь, что она сказала, как только увидела свою фотографию?
Biliyor musun Joey, öyle akıllı bir kızsın ki, bu işe kolay alışacağını sanıyordum.
Ты знаешь, Джо, ты - такая умная девушка, я честно думал, что для тебя это будет проще.
Onlara yeni ve daha iyi bir yol göster karşılığında ne alırsın biliyor musun?
Постарайтесь показать им новый путь, лучший путь И что ты получаешь?
Biliyor musun ne? bu kamerayı al ve onu.ötüne sok!
Вот я сейчас возьму эту камеру и засуну тебе в зад!
Biliyor musun, beş yıl önce asla gerçekleşemeyecek, imkânsız şeylerin bir listesini yapmam gerekseydi kafamda bir delik açarak acıma son veren vuruşu yapışın listenin en başında yer alırdı.
Пять лет назад,.. ... если б я стала вести список того, что никогда со мной не произойдёт,.. ... твоё милосердное решение выстрелить мне в голову,..
Bu parayla Sudanese Okulu'ndaki çocuklara kaç tane kalem alırım biliyor musun?
Ты знаешь, сколько можно купить карандашей в школы?
- Biliyor musun? Yüzyıllar süren kölelikten, on yıllarca haklar için yürüdükten sonra daha da önemlisi keşiş gibi yaşayıp 4,0 not ortalaması tutturduktan sonra sabıkan olduğu için işe alınsaydın neler hissederdin?
Знаешь, после столетий рабства, десятилетий маршей за гражданские права, и, что более важно, живя как монах, никогда не получая меньше четверки на занятиях, тебе не кажется отвратительным, что я получаю одну из лучших должностей в этой стране, потому что я преступник?
- Biliyor musun, yazdığın ölüm ilanları için her gün gazete alıyorum.
- Она... Приятно удивляюсь, что меня там нет.
- İnsanlar neden alışverişe çıkar biliyor musun?
Знаешь, почему люди так любят шоппинг? Нет.
Biliyor musun, eğer bir su ısıtıcı alacaksak, bunu konuşmalıyız. Yarın alışveriş merkezine gidebiliriz. Orada satıyorlarmış.
Мы покупаем водонагреватель Можем завтра съездить
Biliyor musun, üniversiteden atılan ve kek satan birinden... alınmış sağduyulu politik öğütten daha değerlisi yoktur.
Нет ничего более ценного, чем... Мудрый политический совет продавщицы булочек, которую выгнали из колледжа
Biliyor musun eğer sen hastalansaydın ve, Joe Dimaggio futbol topunu imzalasaydı, Ben gidip bir imza alırdım ondan..
Ты знаешь, если бы ты заболел, а Джо Ди Маджио стал подписывать футбольные мячи, я бы получила его автограф для тебя.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]