English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ I ] / Işe

Işe translate Russian

76,357 parallel translation
- Sizce işe yarayacak mı?
- ( тэйсти ) Думаете, получится?
Bir taşla zinciri kırmaya uğraşarak buradan tek başına kurtulmaya çalışmaksa işe yaramaz.
Пытаться дойти туда в одиночку так же бесполезно, как лупить по цепи камнем.
- Eğer işe yararsa tabi.
Если сработает.
Yaşayan bir şehre karşı işe yarayacak mı sanıyorsun?
Думаете, оно защитит вас от целого живого города?
- Hepsini bizzat işe aldım efendim.
- Я их сам набрал, сэр.
Onu durduracaksak, işe nereden başladığını bilmemiz gerek.
Если мы хотим его остановить, нужно знать, откуда он.
Aman Tanrım, işe yaradı!
Господи! Сработало!
Müzik onları uyandırıyor, işe koyuluyorlar ve sabahleyin kızının tekrar canlandığını görüyorsun.
Музыка их разбудила. Они приступили к работе, и утром вы нашли дочь отдохнувшей, но... слегка деревянной.
Geçmişte çılgın fikirlerimin... -... işe yaradığı olmuştu.
Но в прошлом срабатывали и более безумные идеи.
- Sağlam duruyor, iyi bir işe benziyor.
- Крепкое предложение. Хороший бизнес.
Bu anlaşma sadece hepimiz işbirliği yaparsak işe yarar.
Это сработает, только если действовать вместе.
Sohbet boşsa ne işe yarar?
Что толку с праздной беседы?
Hayır, senin bir işe ihtiyacın var.
Нет, тебе нужна работа.
Milan'daki fabrikada seni işe sokabilmesi için neden babana sormuyorsun?
Почему ты не попросишь отца устроить тебя на фабрику в Милан?
– Tekrar işe çağırıldım.
Меня вызвали на работу.
Sorun değil. Yükünü hafifletmeyi dert etmem. Bu işe sahip olduğum için de minnettarım.
Всё нормально, я не против тебе помочь, и благодарен иметь работу, но, конечно... мне любопытно.
Sen ne işe yarıyorsun ki hem?
Нахрена ты нужен вообще?
Bırakayım da işe koyul sen.
Не буду вас задерживать.
Seni işe almalarını istiyorsan en azından Tanrı'ya inanıyor gibi yapmalısın.
Хотя бы сделай вид, что веришь в Бога, если хочешь работу.
Zürih'te olsam arkadaşım Grossmann bana yardım ederdi ama Prag'da bütün meslektaşlarım işe yaramaz.
Будь я в Цюрихе, мне бы помог мой друг Гроссманн. Но в Праге все мои коллеги совершенно бесполезны.
Daha yeni Zürih'te bir işe girmedi mi?
Он же занял должность в Цюрихе?
Çok işe yarıyor.
Суперудобно.
Uyuşturucu işe yaramaz.
Наркотики почти не работают.
Dork Docs işe yaramadı mı?
В студии что-нибудь получилось?
Kız bu işe hazır, diğerine neden olmasın?
Она пошла на это, так почему бы и не на другое?
Mahkemede neyin işe yaradığını senden daha iyi biliyorum.
Думаю, мне лучше знать, что можно предъявить в суде.
Pullings'in Russell'ı suçlamasını kabullen. Ve bu işe karışma.
Благодарите, что Пуллингс подтверждает вину Рассела, и не вмешивайтесь.
Kimleri işe alıyorlar?
- Откуда они набирают себе людей?
Banville'in bu işe dahil olduğuna dair kanıtımız var.
Есть доказательства, что Бэнвилл больше связана с этой сетью, чем мы думали.
Bütün telaşım, ne işe yaradı?
Я всё это затеяла, что я наделала?
Yine işe burnunu sokunca seni korumamız zorlaştı değil mi?
Ты сделала защиту тебя более трудной, окунувшись во всё это.
Peki ya işe yaramazsa?
- ( блейн ) А если не сработает?
Biraz işe yarıyor.
Мало помогло.
Bunlar bayağı işe yarıyor.
Реально крутые штуки.
Çok işe yarardı.
Сейчас бы пригодилось.
O gün mutsuz surat işe yaramadı çünkü müdür nonoştu.
- ( тукки ) И печальное лицо в тот день не сработало, мне попался менеджер-псих.
Sıçarım böyle işe!
- ( данте ) Вот херня!
Elektrotları beyine koyuyorlar. İşe yararsa... Titreme kalmıyor.
Это когда к мозгу подключают электроды, и, если это сработает, тогда... я больше не буду трястись.
Gerekli yetenekleri haiz birkaçı ise- -
Некоторые, самые умелые...
- Yani kızın babası o ise ve kız 70 yıl önce muhafazaya alındıysa...
Если он её отец, а её сохранили 70 лет назад...
Sabahları kalkıp işe gitmeyi nasıl başarabiliyorsun?
- Как ты утром встаёшь на работу?
İşe yaraması için beş ailenin de olaya dahil olması gerek.
Нужно, чтоб вся банда собралась.
İşe dönmem gerekiyor.
Мне нужно работать.
İşe geç kalacaksın Albert.
Ты опоздаешь на работу, Альберт.
- İşe koyulmanın "İ" si
— "Е" — значит "единение".
İşe gitmek istiyorum.
Я хочу на работу.
İkinci yeminim ise çıkarlarımız tehdit edilmediği sürece asla savaşa girmememiz.
Моё второе обещание - мы никогда не пойдём на войну, если только не будет непосредственной угрозы нашим интересам.
"İşe yaramaz" diyebilirdiniz.
Вы могли сказать : "Это чушь."
Harris adama kahve almaya çıktığını, döndüğünde ise adamın gittiğini söyledi.
ХАррис говорит, что отвернулся сделать парню кофе, повернулся — а его нет.
İşe yararsa hafızan geri gelecek ve bu 17 doz tedavimiz olduğu anlamına gelecek.
Если сработает, к тебе вернётся память, а значит, у нас будет семнадцать доз действующего лекарства.
üzüntü ise geride bırakmaktır. "
а печаль... освобождает.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]