Oz translate Russian
2,834 parallel translation
Anahtarı takıp çevir ve artık Oz'dasın.
Вставить ключ, поворот и вуаля, вы в стране Оз.
Oz'daki tüm iyi şeyleri yok edecek.
Она разрушит все хорошее в Оз.
Oz'da.
В Оз.
Ama aynı gelincikler gibi bu da Oz'dan büyü barındırıyor. Delici bir büyü.
Но, как и у маков, у этих есть магия страны Оз...
Eğer kapıyı açarsa Oz'u yok edecek.
Если она откроет дверь, она уничтожит страну Оз.
Oz'dan kaçmak gibi bir niyetim yoktu.
Я не намерена покидать ее.
Oz'a mı?
В страну Оз?
Oz'da neler olduğu hakkında hiçbir fikrin yok.
Ты понятия не имеешь, что в Оз.
Oz Büyücüsü gibi.
Как волшебник страны Оз.
Dr. Oz'de görmüştüm.
Я видела такое в "Докторе Оз".
Bu en yakın Oz Büyücüsü'nün son baskısı.
В последней переиздании "Волшебника из страны Оз"
Oz'a girmenin birkaç büyülü yolu vardır.
Там есть магический путь в страну Оз - торнадо, глаз урагана, водоворот
Hortum, fırtınanın merkezi, girdap ama bu anahtar her kapıyı Oz'a açılan bir geçit yapabilir.
Однако, этот ключ превратит любую запертую дверь в портал в страну Оз
Öz babandan bahsetmiyorum bile.
Не говоря уже о твоем родном отце.
Seni New York'ta bulup da babasının sen olduğunu anlayana kadar bu çocuğun öz torunum olacağını bilmiyordum.
Я не знал, что он окажется моим внуком, до того, как разыскал тебя в Нью-Йорке и узнал, что ты его отец.
Malzemeleri toparla, kalp, ok, öz.
"Возьмите ингридиенты - - сердце, лук, Благодать" Бла, бла, бла.
Öz oğlum bana sarılmak istemedi.
Мой сын не захотел обнять меня.
Öz geçmişimizdeki öğelerden biriyle bir sorunu var.
У него была проблема с одним пунктом нашего резюме.
Yani öz ailem, Karstenlar değil.
Моей семье, не Карстен.
Ben de sadece Dr.Öz'ü izleyip göbeğimizden salam yeriz diye planlamıştım.
Я думал мы просто посмотрим доктора Оза. и поедим нарезки с живота.
İnsanları korumak için tıpkı öz çocuğun gibi. Bir vatanseverdin.
Чтобы защитить.... людей.... как ваших собственных детей.
Ve öz saygım olmadığını anladım.
Вы думаете, что я не уважаю себя.
Kendi öz çocuğu olmasını istemediğini çünkü dışarıda aile sevgisine muhtaç bir sürü çocuğun olduğunu söyledi.
Она не хотела рожать, пока так много детей нуждается в любящей семье.
Senin de az ama öz yanıtlaman gerekecek.
Тебе надо быть немногословным.
Hiç tanımadığı birinin hayatına karşılık öz kardeşinin hayatı.
Жизнь незнакомца за жизнь его брата.
- Kısa ve öz.
- Громко и четко.
Kendi öz annesi bütün eşyalarını toplamış.
Его мама собрала все его вещи.
Kısa ve öz.
Кратко и броско.
Gerçeği söylemekten daha kolaydı. Öz babamın beni terk ettiğini söylemekten daha kolay.
Это было легче, чем сказать правду... мой собственный отец бросил меня.
Öz oğluna bile mi?
Даже своему собственному сыну.
Kısa ve öz. Güzel konuşmaydı. Tebrikler.
Кратко, и по существу.
Babanın öz baban olmamasını mı?
С тем, что твой отец вовсе не твой отец?
Bu akademinin müdiresi, kendi öz kızın hastanede âmâ bir hâlde yatıyor.
Директор этой академии, ваша собственная дочь, ослеплённая лежит в больнице.
Bizimle olduğundan beri yaptığın ilk öz eleştiri bu olduğu için, sana ikramiyeni vermekten mutluluk duyuyorum.
Впервые вы были самокритичны с тех пор, как вы с нами, меня это радует, и я готов дать вам.. ваш бонус.
Öz babanı öldürdün.
Ты убил собственного отца...
Eminim ki müvekkilimin kendi öz oğlunu teşhis etmesi...
И, конечно, моя клиентка полностью подтверждает – личность своего сына... – Тела нет.
Tamam, Yani Tranquility Villa'nın öz girişindeki dijital zaman kodu değiştirilmiş.
Хорошо, так временной код записи у ворот Виллы был изменен.
Abel! Abel, öz annen benim!
Абель, Абель, на самом деле я твоя мама!
Abel, öz annen benim!
Абель, на самом деле я твоя мама!
2 kilo verdi. Kadınlara karşı öz güveni arttı. Multiplicity adlı o zamanın popüler filmini 25 defa izledi.
Он потерял пять фунтов, приобрел уверенность в общении с женщинами и он посмотрел кассовый фильм "Множество"...
Ama öz itibariyle "Tanriya yakin" diyor. Bu her yer olabilir degil mi?
Но его суть "Близко к Богу." Это может быть что угодно.
Vincent eğer bir şeyler hissediyorsan babamın öz babam olmadığını öğrendim ve kız kardeşim bunu üç aydır biliyormuş ve bunlar sindirmem için epey büyük şeyler.
Винсент, если ты чувствуешь что-то, я только что узнала, что мой отец не был моим отцом, и моя сестра знала это на протяжении трех месяцев и мне тяжело это переварить.
Onu kaybedersiniz, öz kızınızı...
Потерять свою дочь...
Evet. Öz evladın seninle görünmekten utanıyor.
Да, твой собственный ребенок стесняется того, что вас увидят вместе, понимаешь?
Beni öz oğlumla itham ederlerken...
А что, я должен был спокойно стоять и слушать, как меня обвиняют
Tamam. Frankie'nin öz annesi Nadia'ymış, Romanyalı depresyon geçmişi var ve intihar etmesiyle bitiyor.
Родную мать Фрэнки звали Надя, родилась в Румынии, страдала от депрессий и, в конечном итоге, свела счёты с жизнью.
Bu kapalı bir evlat edinme. Yani çocuğunuzun öz annesiyle asla iletişme geçmeyeceksiniz.
Это закрытое усыновление, а значит, вы никогда не сможете связаться с биологическими родителями ребенка.
Ama bu durumlarda öz annesini bulmamız gerekir.
Но чтобы это узнать, нам нужна его биологическая мать.
Henry'nin öz annesi bir gün içinde onu terk ettiği için koca bir pişmanlıkla uyanıp onu almak için buraya gelecek diye korkuyorum.
что однажды мать Генри проснется, пожалеет, что бросила его, и захочет его вернуть.
Öz baban çok dakik biriydi demek.
твой настоящий отец сама пунктуальность? !
Öz annem beni sevmedi.
Моя родная мать не любила меня.
özgür 86
özledim 27
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18
özür 70
özlüyorum 24
özel 91
özledim seni 34
ozzie 57
özgürlük 258
özledim 27
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18
özür 70
özlüyorum 24
özel 91
özledim seni 34
ozzie 57
özgürlük 258
özgürsün 105
özür dileriz 112
özür dilerim tatlım 22
özür dilerim efendim 196
özür dilerim hayatım 19
özür dilemene gerek yok 37
özür dilerim anne 36
özür dile 65
özür dilerim baba 37
özür dilerim bayım 19
özür dileriz 112
özür dilerim tatlım 22
özür dilerim efendim 196
özür dilerim hayatım 19
özür dilemene gerek yok 37
özür dilerim anne 36
özür dile 65
özür dilerim baba 37
özür dilerim bayım 19