English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ S ] / Savaşın

Savaşın translate Russian

7,930 parallel translation
İşin ve savaşın bir numaralı kuralı.
Первое правило бизнеса... и войны.
Kızlarla aramızda bir savaşın yaklaştığının farkındayım.
Я знаю, что грядёт война между нами и девочками.
Şehrin iç savaşın eşiğinde olduğunu düşünürsek, bence iyi bir başlangıç.
- Город был на грани гражданской войны - и это хорошее начало.
Peki neden bir Mormont hayatını daha başkasının savaşına feda edeyim?
Зачем мне жертвовать еще хотя бы одним из них ради чужих войн?
Çünkü Jeor Mormont ile Jon Snow, asıl savaşın ağız dalaşına giren iki hane arasında olmadığını anlamıştı
Ведь и Джиор Мормонт, и Джон Сноу понимали, что настоящая война идет не между враждующими домами.
Koşun ve savaşın!
Бегите и сражайтесь!
Büyük savaşın daha gelmediğini biliyorsun.
Вы знаете, что грядет большая война.
Bu savaşın haberleri Yedi Krallık'ta hızla yayılacak.
Новость о битве разнеслась по Семи Королевствам
Gnome'un mektubu doğruysa eğer savaşın yönünü değiştirebilir.
Если в письме Гнома - правда, мы сможем повернуть ход войны.
O şeytanlardan bazılarını öğrendim ama adına bu savaşın yapılacak olduğu şeytanın onu hala tanımıyorum.
Некоторые из этих демонов мне знакомы, но того, во имя которого ведется эта война, мне узнать не довелось.
Rusya'da savaşın ne olduğunu bilen yegâne kişidir, yüce imparatorumuz dâhil.
Он - единственный в России, кто знает, что к чему на войне, Включая нашего великого государя.
Az evvel Üçüncü Dünya Savaşı başlattın.
Ты только что начал третью мировую.
Savaş başlatacaksın.
Ты начнёшь войну.
Güneş, burada yaşayanları çoktan terk etmiş gibi bu kanlı savaşın masum kurbanları ise soruyor eskiden yaşadıkları dünyaya neler oldu?
что стало с миром, который они знали?
Farkında mısın bilmem ama, ırk savaşları geri geldi ve bir de üstüne cinsiyet savaşı olduğunu düşünsene?
Не знаю, заметил ли ты, но расовые войны вернулись, и что если теперь вернутся и межполовые войны?
Ben senin yaşındayken Irklar Savaşı'nı kazandım ve Dört Diyar'a barış getirdim.
Когда я был в твоем возрасте, я выиграл Войну Рас, и принес мир на Четыре Земли.
Mektuplarında Irklar Savaşı sırasında büyüye tanık olduğunu yazmıştın.
В твоих письмах... ты говорила, что видела магию во время Войны Рас.
Memnuniyetle Irklar Savaşı'nı tek başına kazandığını anlatırdı yalnızca büyülü bir kılıç ve üç naçiz Elftaşı'nın yardımıyla.
Он бы с удовольствием поведал тебе о том, как в одиночку победил в Войне Рас не имея ничего, кроме волшебного меча и трех скромных эльфийских камней.
Özel Ajan William Bowman'la birlikteyim. Eski ordu mensubu. İkinci Körfez Savaşı'nda Afganistan'daydın.
Передо мной стоит специальный агент Уильям Боумен, бывший рейнджер, ветеран войны в заливе, успешный охотник за головами из ФБР.
Kuraklık, açlık, savaş zamanında da kızımın değeri vardır.
Засуха, голод или война... Моя дочь имеет свою цену.
Orospularınıza sahip çıkmak için savaşırsınız, değil mi?
У вас ведь часто войны из-за шлюх?
O, mayınların temizlenmesi, eski savaş alanlarında... sivillerin güvenliği için çalışan bir sivil toplum kuruluşunun kurucularından biri.
Он - один из основателей НПО, которая специализируется на разминировании бывших военных зон и делающая их безопасными для гражданских.
Bayan Geraldine Washington, buradaki NAACP'nin başkanı Bay John Mack, yerel derneğin başkanı Bay Danny Bakewell, Kardeşlik Savaşı derneğinden ve Vaftiz Bakanlar Konfederasyonundan, sayın Frank Higgins.
Г-жа Джеральдин Вашингтон, президент филиала Национальной ассоциации содействия прогрессу цветного населения, г-н Джон Мак, глава Городской лиги, г-н Дэнни Бэйквелл из Крестового братства и преподобный Франк Хиггинс, член баптистской пасторской конференции.
Ggeneral olacaksak savaş alanına biraz fazla yakınız.
Слишком близко к полю боя для генералов.
Jon onları yanınızda savaşmaya ikna edecekse kazanabilecekleri bir savaş olduğuna da inandırması gerekiyor.
Джон хочет убедить их сражаться вместе с ним, им надо верить, что они победят.
Ben buradayım çünkü bu başkasının savaşı değil.
Но я здесь потому, что эта война — не чужая.
Bize savaş açtınız.
Вы объявили нам войну.
Düşmanla tanıştın, savaş planlarını yaptın.
Итак, ты познакомился с врагом, набросал свой план битвы.
Hanımlar, Karasu'dan Sör Bronn ile tanışın Karasu Körfezi Savaşı'nın kahramanıdır.
Леди, встречали ли вы раньше Сэра Брона из Черноводной, героя Битвы на Черноводской бухте?
Şunları takarsın ve ölümüne savaşırız.
Надень это и сражайся до смерти. Такой у тебя выбор.
Savaş bitince, Eventine beni bulmaları için adamlarını buraya yolladı.
После окончания войны, Эвентин послал сюда людей, чтобы найти меня.
Gerçek savaş başladığında hâlâ kılıçlarını tutabilirler umarım.
Надеюсь, они еще смогут держать мечи, когда начнется настоящая битва.
Bu savaşı kazanmanın tek yolu bu.
Только так выиграть эту войну.
Çok güçlü bir kötülüğün içindeydin hayatın için savaşıyordun.
Ты находился рядом с сильнейшим злом, боролся за свою жизнь.
Kael Pindanon, Arborlon duvarlarının ardına saklandı baban Shea Ohmsford'ın yanında savaşırken korkudan titriyordu.
Каель Пинданон пряталась за стенами Арборлона трясясь от страха, в то время, как ваш отец сражался вместе с Шией Омсфордом.
Korkusuzca savaşıp ölen savaşçının, öteki dünyada birçok ödül kapacağı söylenir.
Сказано, что воин бесстрашно погибший в битве, будет вознагражден в другой жизни.
Bu savaşı kazanabileceğimizi biliyorum çünkü kral Eventine'ın yanında da durmuştum ve kaderin işine bakın ki şimdi de, oğlu Kral Ander'ın yanında duruyorum.
Я знаю, мы сможем победить, ибо я стоял рядом с вашим Королем Эвентином, и, по воле судьбы, сейчас я стою рядом с его сыном, Королем Эндером.
Anladığım kadarıyla artık bir savaş kahramanıymışsınız.
Вижу, Вы теперь герой войны.
Rahibe Hannah'nın savaş zamanı Polonya'dan buraya geldiğini sanıyorum.
Кaжeтcя, cecтpa Xaннa пepeexaлa cюдa из Пoльши вo вpeмя вoйны. Я мoгу...
Dünya Savaşı sırasında Polonya'da büyüyen Marcus adında bir adamın günlüğü.
Этo днeвник чeлoвeкa пo имeни Mapкуc, кoтopый выpoc в Пoльшe вo вpeмя Bтopoй миpoвoй вoйны.
Barışı sağlamanın tek yolu da savaş ihtimalini sıfıra indirmek.
И единственная гарантия мира - сделать перспективу войны безнадёжной.
Kimsenin siklemediği ufacık bir yerde küçük bir savaş çıkacak ve mağlup olacak tarafın birazcık yardıma ihtiyacı var.
Начнётся маленькая война в одном захолустье, на которое все хер положили, и тем, кто проиграет, нужно немного подсобить.
- Savaş tanrıçasısın.
Вы - богиня войны. Твое имя
Ya savaşırsın ya da kaçarsın.
бороться или драпать.
Savaş koşullarını onun belirlemesine izin verirseniz korkunç bir sonu davet edersiniz.
Если вы ему позволите диктовать условия, вас ждет катастрофический исход.
Bu savaş gerçekten başlamadan, bunun gerçekte nerede başladığını soruyorum.
И прежде, чем война начнется, я хочу знать, когда она началась на самом деле.
Kaptanın savaş planı bu kadar büyük bir kuvveti öngörmüyor.
Его план не был рассчитан на столь масштабную силу.
Kaptan Flint'in savaş planının... öngörmediği şey geri çekilmek.
- На отступление его план тоже рассчитан не был.
Arkadaşım bu savaşı kazanmak için canını vermiş olabilir.
Мой друг, возможно, ради этого жизнь отдал.
Yanılıyorsan, bay Dobbs sana ihanet etme fırsatını kullanırsa bize ihanet etme fırsatını bu savaş başlamadan biter.
- Если ты ошибся, если Доббс воспользуется этой возможностью, чтобы предать тебя, предать нас битва будет окончена, даже не начавшись.
Unutmamalısınız ki sevgili Anna Pavlovna, Rusya 100 yıldır savaş kaybetmemiştir.
Не забывайте, милая Анна Павловна, Россия не проигрывала войны уже сто лет.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]