Savaş onunla translate Russian
114 parallel translation
Savaş onunla!
Боритесь!
Savaş onunla!
Боритесь с ним!
Yani savaş onunla.
Ну то есть, давать сдачи.
Savaş onunla.
Борись!
Savaş onunla, Harry.
Борись, Гарри.
Savaş onunla, Piper.
Борись, Пайпер.
Bradford lütfen, içindeki her neyse, lütfen savaş onunla.
Брэдфорд, что бы там ни было внутри тебя, не поддавайся!
Savaş onunla Evan.
Постарайся, Эван.
Savaş onunla, Lee, hadi!
Ты можешь побить его, Ли, давай!
Haydi, savaş onunla adamım, başka bir şey düşün, aklından uzaklaştır.
Давай, борись с этим, доблестный муж! Подумай о чем-нибудь другом!
Ne kadar acı verdiği önemli değil, Onunla savaşmalısın! Savaş onunla!
Не важно, как тебе больно, ты должна с ним бороться, борись с ним!
Haydi, savaş onunla!
Ну же, борись с ним!
Savaş onunla.
Борись с ним.
Biri bana kostüm insanı kahraman yapmaz demişti. Savaş onunla!
Как-то мне сказали, что не костюм делает из тебя героя, так что... ты борись с ним!
Siz onunla anlaşmaya çalışırken o ikinci bir iç savaş planı yapıyor.
Пока вы с ним торговались, он подготовил 2 гражданскую войну.
Bir dakika. Bu asker emirleri uygulamak istiyorsa, onunla tek savaşırım.
Если этот солдат будет мне приказывать, я с ней разберусь.
Onunla savaş sonrasında tanıştım.
Я имел удовольствие познакомиться с ним сразу после войны.
Savaş sırasında onunla uçmuştum.
Я летал с ним во время войны.
Ya onunla savaş ya da benim yaptığımı yap. Bundan zevk al.
Либо вы боретесь, либо делаете, как я - получаете удовольствие.
BU benim onunla birlikte üçüncü savaşım.
У нас с ним третья война уже.
Onunla savaşıyorum.
Я борюсь с ним.
Bu savaş kazanmakla ilgili değil, kim ne alacak onunla ilgili.
Сейчас главное не сражение, а то, как кто успеет чего ухватить.
Karısının Körfez Savaşı Sendromu dediği şeyin onunla ilgisi yok.
То, что его жена называет Синдромом Войны в Заливе... ничего не значит.
Von Ungern'i takip etsek iyi olacak. Onunla ve Semenov ile birlikte Bolşeviklere karşı bir savaş organize edebiliriz....... Von Ungern çılgının biri olsa bile.
Лучше нам последовать за фон Юнгерном и вместе с ним и Семёновым организовать борьбу против большевиков несмотря на то, что фон Юнгерн безумец!
Onunla yaşadığımız, nasıl diyorsunuz, arzuların savaşıydı. Kan döküldü. O benim kanlım, yemin ettik.
Это была, как говорят, битва характеров и кровь пролилась.
Savaş! Savaş onunla evlat, savaş!
Сражайся с ним, сынок.
Onunla savaş için değil barış için ölmek isteyen herhangi bir İsrailli olursa mutluluk duyacağını söylemiş.
Она сказала, что если кто-то из израильтян захочет умереть с ней... за мир, не за войну, она будет счастлива.
El ile olan tüm bu savaş, herşey, onunla ilgili değil mi?
Неужели это все происходит из-за нее?
Vücutlarımız içinde, hepimizin Hayat lrmağı gibi bir akıntısı vardır. Yabancı bir madde girdiğinde vücuda, bu akıntı savaşır onunla.
Причина - большая нагрузка организма на то, чтобы удалить паразитов в теле.
Sadece evi değil, onunla ilgi her şey, savaş öncesinden kötüydü.
Уменьшилось все. Не только ее жилище. Ее значение.
İkinci Dünya Savaşı'nda iken onunla birlikteymiş, ve ben nasıl ateş edildiğini bilmediğime göre..
Его ему сдал один солдат во время Второй Мировой Войны. - К тому же я не умею стрелять.. - Это так мило.
Doğruyu söyleseydim onunla birlikte savaşır mıydın?
неужели бы ты согласился сражаться рядом с ним?
Onunla savaşıp, onu yok edelim!
Воевать - и уничтожить его!
Bu boktan savaş sona erdiğinde, onunla evleneceğim.
Когда закончится эта грязная война, я на ней женюсь.
Kanserin olduğunda, onunla savaşırsın, çünkü onu yenip yenememenin bir önemi yoktur.
Когда у тебя рак – ты дерешься, потому что не важно, можешь ты его победить или нет
Onunla savaş alanında yüzleşebilirdim.
Я бы... встретился с ним на поле боя.
"Onunla savaşılamaz, hayır."
Сражение с ней невозможно.
Savaş bitince onunla tanışacağına ve eliyle yaptığı sandığı için teşekkür edeceğine eminim.
Я уверен Вы увидите его после того, как это закончится и поблагодарите его за ручную работу.
Gerekirse savaşırım onunla. Onu alt edebilirim...
Я могу с ней подраться нахуй, и я её одолею.
- Onunla tekrar savaşırız.
- Мы снова сразимся с ним.
İçeri girdiğinde her şeyinle onunla savaş, anladın mı?
Когда он будет в тебе... Бейся с ним беспощадно, ты понял?
Gerçek.Onunla savaşırız.
Правда. Ссорься с ней.
Asker Ben bizimle birlikte, millet. Onunla konuşmak istiyorum çünkü Ben, anladığım kadarıyla şu sıralar bir savaş var.
Народ, с нами Бен-солдат, и я хочу поговорить с ним потому что, Бен, как я понимаю прямо сейчас идёт война.
Savaş onunla!
Борись!
Ya geri gelirse? Onunla savaşırız.
Что, если она вернется?
Susan, genç bir çocuğun o parlak gözleriyle geldiği ve yaşlı kıdemlinin onunla muhatap olmadığı şu savaş filmini izledin mi?
Сюзан, ты когда-нибудь видела старые военные фильмы, В которых появляется молодой новичок с горящими глазами а старый ветеран не желает с ним общаться?
Kanser tekrar nüksettiyse, onunla savaşırız.
Если у тебя рецидив, то нужно бороться.
- Gerekirse onunla savaşırım.
- Я объявлю ему войну, если потребуется.
Hâlâ duruyor ama onunla her gün savaşıyorum.
Она ещё там. Но я каждый день выбиваю из неё дурь.
Savaşın onunla!
Борись с ним!
Bu onunla savaşılacak zaman!
Пора с ним сразиться!
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla konuşacağım 108
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla konuşacağım 108
onunla evleneceğim 45
onunla ilgilen 44
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmam gerek 31
onunla ilgilen 44
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuştum 68
onunla konuş 63
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmam gerek 31