Bir içki traducir español
10,911 traducción paralela
- Bir içki oyunu Doris.
Un juego de beber, Doris.
Bazı işlerim var. Lütfen, sadece tek bir içki.
Estoy pasando algunas cosas.
- Bana başka bir içki getireceğini?
- ¿ Que me darás otro trago?
Sır olarak tutacaktım ama, telefonumu aldı ve... bana bir içki ısmarlayacağını söyledi.
Se suponía que lo mantuviera en secreto, pero tomó mi número porque dice que quería comprarme un trago.
Önce, bir içki daha.
Primero, otra copa.
Bir içki alacağım.
Voy a ponerme una copa.
O bölgedeki bir içki dükkanı onların hikayesini doğruluyor.
Hay un dependiente de una licorería... y tres parroquianos que confirman su historia.
Bir içki alabilir miyim?
¿ Puedo tomar una copa?
- Bir içki ister misin?
¿ Te gustaría beber algo?
Önce bir içki mi içsek Malcolm?
¿ Quizás un trago primero, Malcolm?
- Bana bir içki verin.
Dame una copa.
Bir içki ısmarlayayım.
Le compraré una bebida.
Sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
¿ Puedo invitarte a una copa?
Tek bir içki içersin ve ortamı beğenmezsen gideriz.
Una bebida, y si... odias la experiencia, podemos irnos.
Sadece biraz daha fazla mal üretmesi gereken bir içki uzmanı tanıyorum.
Sé de una experta en alcohol que tiene unas botellas para compartir.
Bu eski kafalıyı neden seçtin bilmiyorum ama bana bir içki ısmarlarsan, seve seve dinlerim.
Bueno, no sé para qué quieren ayuda de este viejo cerebro, pero si me compras un trago te oiré con gusto.
- Sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
¿ Puedo comprarte algo de beber? ¡ No!
Sid, bana bir içki getir.
Sid, tráeme algo de beber.
Bir içki daha alalım mı?
- Gracias por invitarme. ¿ Pedimos algo más?
Bana da bir içki yap.
Y prepárame una bebida.
Hanginiz bana bir içki ısmarlamak ister?
Oigan. ¿ Cuál de ustedes quiere invitarme un trago?
Benimle bir içki iç.
Toma uno conmigo.
- Bir içki daha iç.
Bebe un poco más.
Sanırım şehre geliyormuş, bana bir içki ısmarlayıp kendisine yeni bir temsilci bulup bulamayacağımı öğrenmek istiyor.
Viene a la ciudad y quiere saber si le busco un agente. ¿ Puedes?
- Bir içki içsek ya?
¿ Por qué no tomamos algo?
Sana bir içki hazırlayabilir miyim?
¿ Quieres un trago?
Hadi buradan gidelim. Sana bir içki ısmarlayayım.
Vamos por un trago.
Lordum benimle bir içki içer misiniz? - Tabii ki.
Mi señor, ¿ tomará un trago conmigo?
17 yaşındayken birkaç arkadaşımla aklımıza kötü bir fikir geldi. Ve bu kötü fikirle, bir içki mağazasına gittik.
Cuando tenía 17, yo y un par de chicos tuvimos una mala idea y la llevamos a la licorería.
Belki de bana fikirlerinizi bir içki eşliğinde anlatmak istersiniz?
Tal vez puedes decirme más sobre sus ideas más de una bebida.
Şu an ihtiyacım olan tek şey sert bir içki ancak bu yapamayacağım ilk şey.
La única cosa que quiero ahora mismo es una bebida fuerte, y es la última cosa que puedo tener en este momento.
Sana bir içki alabilir miyim?
¿ Quieres algo de beber?
Bir içki daha alsam iyi olacak.
Me vendría muy bien otro trago.
Bir içki içmeyecek misin?
Saliste de la cárcel. ¿ No te tomas un trago?
Ben de takılırım sizle. Zorlu bir seneydi, bir içki fena olmaz hani.
Podría ir con ustedes... ha sido un año difícil, me vendría bien una copa.
Bu benim için biraz ileri bir hamle olabilir, ama sana bir içki ısmarlayabilir miyim? Oh... Tasha, gu.. gu.. gururum okşandı... ama ben nişanlıyım, evleniyorum.
Sé que esto es un poco atrevido de mi parte, pero ¿ puedo comprarte un trago? Tasha, Me siento muy halagado, pero estoy comprometido para casarme.
Yakınlardaydım ve bir içki içmeye uğrarım diye düşündüm.
Estaba en el vecindario y tuve ganas de tomar un trago.
O zaman neden Internet'i alt üst ederken bana bir içki hazırlamıyorsun?
¿ Por qué no me preparas un trago mientras se vuelve viral?
Şehir üniversitesinde gazetecilik öğrencisiydi Village'daki bir barda tanıştık ve arkadaşım Roz ile birlikteydim o da arkadaşı Peter ile birlikteydi ve içki söylediler sonra masamıza oturdular ve sadece konuştuk, muhabbet ettik.
Y era estudiante de periodismo en una universidad local... nos conocimos en un bar en el Village, yo estaba con mi amiga Roz... y él con su amigo, Peter, y pidieron copas... y se sentaron en nuestra mesa y hablamos y hablamos y hablamos.
Size bir içki ısmarlayabilir miyim?
¿ Le invito a una copa?
Barmen dirseği gerçek bir şey, ayrıca benim işim içki dökmekten de öte.
El codo de los barman es algo real, y mi trabajo es más que solo servir bebidas.
İçki fabrikasındaki ölü bir deve gibi.
como un camello muerto en una destilería.
Birine içki ısmarlamak büyük bir başarı sayılmaz.
Invitar a alguien a una copa no es que sea un gran logro.
Bizim bar kuşlarına içki satmayı seçtiğim için kötü bir insan mıyım sence? Onun yerine şeytanın soyundan gelme ikizlerimin yanında olabilirdim.
- ¿ Me convierte en mala persona... que prefiera vender tragos baratos... a borrachos en vez de pasar tiempo con mis gemelas engendros de Satán?
- Tamam bir sürü içki ve çılgınlık dönüyordu...
- Bien, bueno, había... había gran cantidad de bebida - y un estado de locura...
- Bir içki içmek ister misin?
¿ Un trago?
Evet, 5 yaşındaydım. Beş kuruşu kalmamıştı, bir şişe içki için ölürdü.
Estaba sin dinero, se moría por una copa.
Eski ofisimde son kez içki içip Will'in masasına büyük bir yük bırakmaya geldim.
Bueno, solo he venido para, beber en la vieja oficina una ultima vez, y derramar una caliente en mitad de la mesa de Will.
Birkaç kadeh içki içiyordum. Bir ya da iki, bilemedin üç.
Entonces, una noche de verano estaba tomándome unos tragos, uno o dos, tal vez tres.
Belki bir iki içki hazırlamıştır.
Quizá preparó un par de bebidas.
Bana bir içki lazım.
- Necesito un trago.
bir içki ister misiniz 16
bir içki daha 25
bir içki ister misin 77
bir içkiye ihtiyacım var 44
bir içki içelim 22
bir içki iç 60
bir içki al 76
bir içkiye ne dersin 85
bir içki alır mısınız 20
bir içki alın 17
bir içki daha 25
bir içki ister misin 77
bir içkiye ihtiyacım var 44
bir içki içelim 22
bir içki iç 60
bir içki al 76
bir içkiye ne dersin 85
bir içki alır mısınız 20
bir içki alın 17