Daha çok var mı traducir español
1,615 traducción paralela
Çok daha güzel planlarımız var.
Kaitlin, ¿ qué pasa?
Cylonlar dışında bir Sagittaronludan daha çok nefret ettiğin bir şey var mı?
Aparte de un Cylon, ¿ hay algo que destetes más que a un sagittarion?
Çok daha güzel planlarımız var. Araban her an gelebilir. Bu da ne?
- Tenemos planes mejores y tu transporte tendría que estar por llegar.
Daha çok dinlenme yerleri olan yeşil bir şehir planımız var. Ve tabii çocuklar için daha iyi şartları olan bir şehir.
Tenemos un plan de ciudad verde con más áreas de recreo y mejores condiciones para los niños.
Bu ofiste böyle davranışlara daha çok ihtiyacımız var.
Necesitamos más actitudes como ésas en esta oficina.
Bizim karşımızda daha çok Aileen Wuornos ( * ) tipinde biri var. Paranoya ve korku ile motive oluyor ve erkekleri seks ile baştan çıkarıyor.
Es más probable que nos enfrentemos a el patrón de Aileen Wuornos quien motivada por la paranoia y el temor atraía mediante promesas sexuales, a los hombres.
Mükemmel bir sevgili olamadığım için kusura bakma ama aklımı mezuniyet balosundan daha çok meşgul eden şeyler var.
¡ Así que lo siento si no soy el novio... perfecto en este momento, pero tengo muchas más cosas en la cabeza... que pompones y... el baile de promoción!
Şu anda daha iyi bir yerdeyiz, onlara ihtiyacımız yok, artık daha iyi şeylerimiz var. Çok iyi dedin.
Estamos en un lugar mejor ahora, no los necesitamos, tenemos cosas mejores ahora.
Çok daha fazla kemiği kırılmış olmalıydı. Carly'nin tecavüze uğradığına dair bir kanıt var mı?
¿ Hay alguna evidencia de que Carly haya sido violada?
Çünkü sanırım konuşacağımız daha çok konu var.
Porque..... creo que tenemos más..... de lo que hablar.
City Federal'de bir arkadaşım var, tanıyalı çok olmadı ama bence o daha güvenilirdir.
Tengo un amigo en el City Federal... Creo que es un poco mejor.
Eğer katil bize bir şey ifşa etmek amacındaysa, her yeni maketle beraber, gözüne daha çok batan bir şey var mı?
Mira, si esto es realmente acerca del asesino tratando de revelar algo, hay alguna cosa que haya sido echada en tu cara con cada miniatura sucesiva?
Sanki daha çok, hanım evladı bir grup yüzyıllar önce var olmayan bir hastalığı kabul etmiş gibi geliyor.
Y suena a enfermedad del mundo moderno que acepta esta nueva enfermedad que hace un siglo no existía.
Aklımda daha çok para ve zaman harcıyacağımız bir fikir var.
Tengo algo bastante más caro y más demoroso en mente.
Şu anda çok daha önemli sorunlarımız var.
Tenemos asuntos más importantes ahora mismo.
Şöyle diyelim : Bir planım var. Ya dünyayı kurtaracak ya da çok daha erken bitirecek.
Digamos que tengo un plan que puede salvar al mundo o acabar con él mucho más rápido.
Hayır çok daha iyi avukatlara ihtiyacım var.
No, necesito más abogados grandiosos.
Bay Wenger, biraz daha zencefil var mı? Varsa, çok lezzetli olacak.
¿ Sr. Wenger... de casualidad tendrá un poco más de jengibre?
Pek değil. Buna senden daha çok ihtiyacım var.
Entonces necesito esto más que tú.
Sana ihtiyacım var, her zamankinden daha çok.
Te necesito ahora más que nunca.
Sana bir kahve getirirdim ama sanırım buna daha çok ihtiyacın var.
Te serviría un café, pero creo que necesitas esto.
Vaaza kadar daha çok zamanım var.
Tengo mucho tiempo para prestar atención a mi parroquia.
Right Guard'dan bahset, kadınlar için olan yeni ürününün haricinde, daha çok zamana ve araştırmaya ihtiyacımız var.
" Di el Derecho Guardia un nuevo producto sólo para mujeres necesitamos más investigación, y más tiempo.
Bu işten çok para kazanıyorsun ve biz de hakkımızı istiyoruz. Bu durumda iki seçeneğin var. Ya her hafta bize bir şeyler getirirsin ya da daha iyisi bize birkaç satıcı ayarlarsın, onları soyarız, sana da pay veririz.
Estás haciendo mucho dinero con eso, y nosotros queremos un poco, así que, o nos das algo cada semana o mejor, buscamos vendedores, los asaltamos y te damos algo
"Var mısın-Yok musun" yarışması gibi. Tabi buradaki seçme durumu daha çok "Var mısın? - Var mısın?" tadında.
Como en "Trato hecho" salvo que aquí debes elegir, así que es más como "Trato hecho" sin esas chicas de hermosas piernas, con maletines con quienes quieres tener sexo oral.
Tarım ve endüstri kullanıcıları, kendilerinin daha fazla suya ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar, ve tabii ki ekinlerin büyümesi için daha çok pestisid ve kimyasala da ihtiyaç var.
La agricultura y la industria usan gran cantidad de agua para crear productos que no existirían. También se usan fertilizantes, productos fitosanitarios y químicos.
Bu sorunun uzakta olduğu fikrinden kurtulun, daha çok zamanımız var fikrini aklınızdan silin. Zaman kalmadı.
La idea de que ese problema está lejos es un error, quítesela de la cabeza.
Sanırım şu an grupta, her zamankinden daha çok potansiyel var.
Creo que ahora tenemos más posibilidades que nunca.
Daha çok erişime ve zamana ihtiyacımız var.
Necesitamos más acceso y más tiempo.
Sadece... Daha çok zamana ihtiyacım var.
Solo... necesito un poco más de tiempo.
Daha çok zaman ihtiyacım var.
Necesito más tiempo.
Murdoch, sen çok iyi bir polissin ve sende daha önce kimsede rastlamadığım bir akıl var.
Pero confíe en mí...
Daha yapacağımız çok satış var.
Tenemos que vender mucha mercadería.
Yatağınızı yukarıya yaptım. Çok soğuk olursa dolapta bir yorgan daha var.
Hice la cama arriba, y si siente frío, hay una cobija extra.
Sadece şuralarda, birkaç ufak değişikliğe ihtiyacımız var biraz renk ve sonra çok daha iyi olacak.
Unos pequeños cambios aquí y allí, un toque de color, y todo irá bien.
İnan bana, eskisinden çok daha fazla Doktor'a ihtiyacımız var.
- Confía en mí. Necesitamos al Doctor más que nunca.
Tanrım, bu çekik gözlülerle aramda kokuşmuş ailemden daha çok ortak nokta var.
Tengo más en común con estos chinos que con mi familia echada a perder
Daha çok zamana ihtiyacım var.
Necesito más tiempo.
Hem sinsice daha çok dinlemek isteyeceğimiz... hem de sana fırça atabileceğimiz bir gönül maceran var mı?
¿ Tienes algún amorío sobre el que te podamos sermonear mientras secretamente queremos oír más?
- "Bir yıl daha". "Çok zamanımız var." ve ne oldu gör- -. Çocuk, Elliot, ve sen, acı çektiğini düşünmek istiyorsun.
- Un año más... tenemos mucho tiempo, y mira lo que conseguí- - el niño, Elliot, y piensas que eres la única que está sufriendo.
Biliyorsun, senin yaptığın gibi bunu kendi başıma yapmazdım, ama daha çok konuşulmaya ihtiyacı var, bunun için uygun değildim, biliyorum.
Yo no lo habria hecho de esa forma, pero... ella necistaba hablarlo mas, y yo no estaba ahi para ello.
Senden çok daha önemli planlarımız var Dean.
Este es un asunto mucho más grande del que tenemos preparado para ti, Dan.
Üzüntüyle bahsetmem gereken bir şey daha var ki, "Eve Dönen Kahraman" ımız Laurel Ann Drummond şu an çok garip bir hastalığa yakalanmış durumda ve nöbetler geçiriyor.
Debo informarles con mucha tristeza que nuestra "Héroe Local"... Laurel Ann está padeciendo serios ataques.
Aslında söylenecek çok şey var fakat şuan yapmam gereken en önemli şey, size onur konuğumuzu takdim etmek. Bunun için Naomi ve Ethan'ın dans etmesinden daha iyi bir yol yok sanırım.
Y, uh, ustedes saben, yo podría, en couldrorone, pero lo que realmente quiero hacer es presentaros a la invitada de honor, y no se me ocurre una mejor forma de hacerlo que no sea un baile entre Naomi y Ethan,
Hepinizin ifadelerine ihtiyacımız var ve ardından bu adamı teşhis ettiğimizde daha pek çok soru ortaya çıkacak, tamam mı?
Vamos a necesitar declaraciones formales de todos ustedes, y una vez que identifiquemos a este tipo, habrá más preguntas, ¿ está bien?
Prado ailesiyle yıllara dayanan bir yakınlığım var. Cubano davasından çok daha öncesine dayanıyor.
Deben saber que durante muchos años he tenido una relación personal con la familia Prado, mucho más allá del asunto de los cubanos.
Burada dün savaştığımızdan daha çok eleman var.
Mierda, esos pueden ser de los de anoche.
- Bu konuda haklı. - Kalbi duran birini tedavi etmek için burada daha çok ekipmanımız var.
Tenemos muchas más posibilidades de ocuparnos de esto aquí, créame.
Yapamayız, daha çok kana ihtiyacımız var.
Necesitamos más sangre.
Onun daha çok güce ihtiyacı var dedin ben de şehre giden elektrik hatlarını dolaştım.
Seguí una corazonada. Dijo que necesitaba más energía, así que estuve conduciendo siguiendo las líneas de energía de la ciudad.
Sana şimdiye kadar benim üstlerim olan subaylardan daha çok saygım var,..
Coronel, le tengo más respeto... del que jamás tuve a ningún comandante que tuviese antes... pero subiré a ese Jumper.
daha çok 194
daha çok erken 62
daha çok gençsin 24
daha çok var 40
daha çok genç 24
var mı 248
var mısın 123
var mısın yok musun 30
var mıydı 25
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha çok erken 62
daha çok gençsin 24
daha çok var 40
daha çok genç 24
var mı 248
var mısın 123
var mısın yok musun 30
var mıydı 25
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha sonra 654
daha fazla 180
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha fazla 180
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha sonra da 30
daha iyi olurdu 21
daha ne olsun 43
daha sonra konuşuruz 47
daha az 29
daha iyi mi 68
daha sonra görüşürüz 59
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha sonra da 30
daha iyi olurdu 21
daha ne olsun 43
daha sonra konuşuruz 47
daha az 29
daha iyi mi 68
daha sonra görüşürüz 59
daha iyi ya 37
daha sert 154
daha iyisi 53
daha erken 68
daha yeni 32
daha ne 26
daha ne istiyorsun 109
daha iyi oldu 16
daha fazlası değil 36
daha iyisi olamazdı 24
daha sert 154
daha iyisi 53
daha erken 68
daha yeni 32
daha ne 26
daha ne istiyorsun 109
daha iyi oldu 16
daha fazlası değil 36
daha iyisi olamazdı 24