Ne kadar iyi traducir español
6,813 traducción paralela
Bu ne kadar iyi hissederdiniz?
¿ Lo bien que se sentiría?
- Kocamı ne kadar iyi tanıyorsunuz?
¿ Cómo de bien conoce a mi marido?
Ya, evet. Geçmişte ne kadar iyi gittiğini hepimiz biliyoruz.
Sí, y todos sabemos lo bien que salió eso en el pasado.
Teller'la aranızın ne kadar iyi olduğunu biliyorum.
Sabemos lo unidos que estáis con Teller.
Bir müşteri getirirsen ne kadar iyi olduğuna inanırım ve seni kıdemli ortak yaparım.
Si traes un cliente, me importa una mierda lo grande que sea, te haré socio principal en el acto.
Stres testi, kalbinin fiziksel aktiviteler esnasında ne kadar iyi çalıştığı hakkında bilgi toplamak için yapılıyor. Bir kalbin olduğunu varsayarsak tabi.
La prueba de esfuerzo está hecha para recoger información sobre cómo de bien funciona tu corazón durante la actividad física, suponiendo que tengas un corazón.
- Brotherhood'u ne kadar iyi tanıyorsun?
- ¿ Qué tan bien conoces a La Hermandad?
Buradan çıkabilirsin, ne kadar iyi bir arkadaş olduğunu herkese gösterirsin, ya da işini yapan adam olursun.
Puedes enfadarte, montar un gran espectáculo sobre lo "buen" amigo que eres, o podrías ser el tío que hace su trabajo.
Ne kadar iyi bir nişancısın?
¿ Qué tan buen tirador eres?
Hetty onun en yakın ailesi o yüzden her ne kadar iyi olursa olsun yakında buharlaşacak.
Hetty es lo más parecido que tiene a una familia... y que "esté bien" está por evaporarse.
Onu ne kadar iyi tanıyordun?
¿ Cómo de bien la conocías?
Haydi gel. Sana, ne kadar iyi olduğumu göstereyim. Saldırın.
Quiero enseñarte lo que he mejorado. ¡ Atacad!
Her ne kadar iyi olmanın bir yolunu bulmuş olsam da hala Avatar durumuna geçiş yapamıyorum.
Aunque ya puedo moverme perfectamente, sigo sin poder entrar en el Estado de Avatar.
Ne kadar iyi arkadaşlar. Ne kadar iyi arkadaşlar. Ne kadar yakınlar.
Son tan buenos amigos.
Olmaz. Bakalım sorgulama kılavuzunu ne kadar iyi okumuşsun.
Veamos qué tan bien has leído ese manual de interrogación.
Ben yazdım. - Ne kadar iyi bir şey olduğunu söyleyin Başkomiserim.
Dígale lo bueno que es, capitán.
Ne kadar iyi piyano çaldığını unutmuşum.
Olvidé lo diestro que era con el piano.
Ne kadar çılgınca, o kadar iyi.
Mientras más loco mejor.
- Ne kadar az şey bilirse o kadar iyi.
Cuanto menos sepa, mejor. Hagámoslo.
- Ne kadar çabuk o kadar iyi, tamam mı?
Cuanto antes mejor, ¿ vale? - Gracias. - De verdad contamos contigo.
Her ne kadar Abel'ı okuldan ayırmak istemesem de birkaç günlüğüne bence uzaklaşması iyi olur.
Por mucho que no me guste sacar a Abel de la escuela, creo que sería bueno para él irse de aquí unos días.
Sence iyi bir mutfak robotu ne kadar eder?
- Qué duro. - Oye, ¿ cuánto crees que vale un buen procesador de alimentos?
Ne kadar erken farkına varırsan o kadar iyi.
Cuanto antes te des cuenta de eso mejor.
İyi bir masajın ne kadar gürültü olacağını biliyoruz.
Ya sabemos lo ruidoso que puede ser un masaje.
Tara'ya karşı çok iyi davrandığın için ne kadar müteşekkir olduğumu biliyorsun.
Y sabes cómo aprecio lo bueno que fuiste con Tara.
Her ne kadar Abel'ı okuldan ayırmak istemesem de birkaç günlüğüne uzaklaşması iyi olur bence.
Aunque no quiero sacar a Abel de la escuela será bueno para él salir unos días de aquí.
Ne kadar da iyi çocuğum "
Soy un buen chico ".
Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi. Öyle olsun Frank.
Como digas, Frank.
- Ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyi.
- Cuanto menos sepa, mejor.
Ne kadar çok, o kadar iyi.
Entre más, mejor.
Noel'e dört gün kaldı, bu yüzden ne kadar hızlı o kadar iyi.
La Navidad está a sólo cuatro días de distancia, por lo que entre más rápido, mejor.
Ne kadar rezil olursa o kadar iyi.
Mientras más sucio, mejor.
Ne kadar yakin oldugunuzu gordum. Ama sen iyi birine benziyorsun ve ben Iris'in mutlu olmasini istiyorum sadece.
Quiero decir, he visto lo unidos estáis, pero pareces un buen chico, y Iris, solo quiero que sea feliz.
İnsanlar her zaman ; "Amy, en iyi partileri sen veriyorsun." der. Ben de "Bunu söylemeniz ne kadar nazikçe." derim.
La gente siempre dice "Amy, hiciste la mejor fiesta", y yo estoy como "Muy amable por tu parte decirlo".
- Bizi beraber ne kadar az kişi görürse o kadar iyi.
Cuanta menos gente nos vea juntos, mejor.
ve bence sen ikinci şansın ne kadar hak edildiğini herkesten iyi bilen bir insansın.
Y creo que tú, mejor que nadie... debería saber lo que significa tener una segunda oportunidad.
Ne kadar değişirsen değiş Ajan Coulson içinde bir yerlerde hâlâ iyi bir adamsın.
No importa cuanto haya cambiado, agente Coulson, en el fondo, todavía es un buen hombre.
- Bobbi en iyi ajanlarımızdan biri. - Ne kadar esprili!
- Bobbi es una de nuestras mejores agentes. - ¡ Esa es buena!
Ne düşündüğünü ve ne yapacağını adı kadar iyi biliyor.
Sabe justo lo que vas a hacer.
Daha iyi bir soru : Bir BuzzFeed makalesi yazmak ne kadar uzun sürebilir?
Tengo una pregunta mejor : ¿ Cuánto se tarda en escribir un artículo para BuzzFeed?
Beni bırakmazdın, iyi bir baba olurdun güzel bir hayatımız olurdu beraber yaşlanıp ölürdük herkes bizim ne kadar da şanslı olduğumuzdan ve benim çok akıllıca bir seçim yaptığımdan bahsederdi.
Que no me dejarías, y que serías un buen padre, y tendríamos una vida agradable, y envejeceríamos y moriríamos juntos, y todos hablarían de la suerte que teníamos, y de qué elección más buena hice.
Ne kadar erken o kadar iyi.
Cuanto antes, mejor.
Hayatını her gün benimle tehlikeye atmayı iyi bir seçenek görecek kadar ne kötü durumdasın?
Y lo malo fue que arriesgar su vida en el diario conmigo parece una alternativa agradable?
Ve ne kadar kalırlarsa o kadar iyi değil mi?
Y, oiga, cuanto más tiempo se queden, mejor que mejor, ¿ me equivoco?
Ne kadar çabuk alışıyorsun, o kadar iyi.
Mientras más pronto te hagas a la idea, mejor.
Ne kadar güçlü olursan ol birine içini dökmek her zaman için iyi bir fikirdir.
no importa qué tan fuerte seas... siempre es una buena idea hablar con alguien sobre eso.
Ne yaşadığını o kadar iyi anlıyorum ki. - Öyle mi?
Sé exactamente cómo te sientes ahora mismo.
Üniversitede ne kadar paraya ihtiyacım olacak diye sürekli strese giriyordum bu yüzden bunun beni iyi hissettireceğini düşündüm.
Me sentía estresada por el dinero que necesitaré para la universidad, así que pensé que esto me haría sentir mejor.
Onları gizleyerek iyi iş çıkarmışsın ama ne aradığını bilince bulması o kadar da zor olmuyor.
Hizo un buen trabajo ocultándolas, pero... no fueron difíciles de encontrar una vez que supimos qué estábamos buscando.
Bence kendilerini biraz daha iyi hissedeceklerdir. Gerçi her ne kadar hikayeler ortalığa saçıldığı için memnun olmasalar da "Tüm birimlerde çalışanların listesi" gibi bir durum yok ne de olsa.
Creo que empezarán a sentirse un poco mejor, aunque nada de esto les va a hacer ninguna gracia, cuando vean que las publicaciones siguen una tendencia, que no es un listado de todos los empleados de cada sitio.
Ne kadar bilirsen o kadar iyi.
Cuanto menos sepas, mejor.
ne kadar iyisin 19
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19