Ondan hoşlanıyorsun traducir español
529 traducción paralela
Lanetleyecek kadar ondan hoşlanıyorsun.
Tanto te gustaba... que la insultas.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Te gusta, ¿ no?
- Ondan hoşlanıyorsun, ha?
Le gusta, ¿ eh?
Ama ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Ella te gusta, ¿ verdad?
- Galiba ondan hoşlanıyorsun.
- Creo que te gusta.
Ta en başından beri ondan hoşlanıyorsun.
Te ha gustado desde el principio.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi ahbap?
¿ Te gusta, campeón?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Te cae bien, ¿ verdad?
Ondan hoşlanıyorsun!
- ¿ Te gusta?
Hey, ondan hoşlanıyorsun.
Niña, sabes que eres dulce con él.
Ama, ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Es natural. Pero, ¿ le quieres?
Kabul et hadi. Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Pues creo que él te gusta.
Ondan hoşlanıyorsun.
Te gusta, eso es.
Sen biliyorsun ve ondan hoşlanıyorsun.
No, pero a usted le gusta cómo es.
Biliyorum, ondan hoşlanıyorsun, o da senden hoşlanıyor.
Sé que te gusta, ytúaél.
Ondan hoşlanıyorsun.
Porque te cae bien.
Çok basit. Sen ondan hoşlanıyorsun, o da senden. Tüm ihtiyacınız biraz ittirilmenizdi.
Es sencillo, te gusta y le gustas, solo necesitan un empujón.
Bence ondan hoşlanıyorsun.
Creo que te gusta.
Ondan hoşlanıyorsun ve bunu itiraf etmeyeceksin.
Te gusta. No quieres admitirlo.
Ondan hoşlanıyorsun değil mi?
Te gusta mucho, ¿ cierto?
Gerçekten zamanla ondan hoşlanıyorsun.
Con el tiempo, se le toma cariño.
- Yani ondan hoşlanıyorsun?
- Entonces, ¿ a usted le gusta?
- Demek ondan hoşlanıyorsun.
- Entonces te gusta.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
- Le gusta, ¿ verdad?
Sana güzel gelebilir tabii, çünkü ondan hoşlanıyorsun.
Te parece guapa porque estás... enamorado de ella.
Ondan hoşlanıyorsun, öyle değil mi?
Te gusta, ¿ verdad?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Ella te gusta, ¿ verdad?
Sen ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Te gusta, ¿ verdad?
- Ondan hoşlanıyorsun.
- Te gusta, ¿ verdad?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Te gusta mucho, ¿ verdad?
Bence... Bence iyi bir adama benziyor. Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
A mí me parece... que es agradable, y tú le amas, ¿ verdad?
Belki de ondan hoşlanıyorsun, bilmiyorum.
Quizás te resulte atractivo, ¿ quién sabe? ¡ Me tomas el pelo!
Önemsiyorsun çünkü ondan hoşlanıyorsun.
Te preocupas porque te importa.
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Te gusta, ¿ eh?
Ondan hoşlanıyorsun sanmıştım.
Pero creía que te gustaba.
Ondan çok hoşlanıyorsun, değil mi?
Te gusta mucho.
İlginç bir şekilde biriyle tanışıp ondan... hoşlanıyorsun.
Es curioso cuando encuentras a alguien y te gusta...
Ondan hoşlanıyorsun.
Te gusta.
Ondan gerçekten çok hoşlanıyorsun, değil mi, anne?
Te gustaba de verdad, ¿ verdad, mamá?
Ondan çok hoşlanıyorsun, değil mi?
Lo aprecias mucho, ¿ no?
Ondan, benden hoşlandığından daha fazla hoşlanıyorsun.
Te gusta más que yo.
Ondan sen de hoşlanıyorsun, değil mi?
También a ti te agrada, ¿ verdad?
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, öyle değil mi?
Te gusta mucho, ¿ no?
- Ondan fazla hoşlanıyorsun.
- Te gusta demasiado.
- Ondan gerçekten hoşlanıyorsun.
- Realmente te gusta.
Ondan daha çok mu hoşlanıyorsun?
¿ Te gusta más?
Ondan neden hoşlanıyorsun?
¿ Por qué te gusta tanto?
Ondan daha çok hoşlanıyorsun, ha?
¿ Usted la prefiere, verdad?
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, ve bu seni korkutuyor.
Te gusta, y eso te asusta.
Ondan çok mu hoşlanıyorsun?
- ¿ Te gusta mucho?
Sırf sen hoşlanıyorsun diye benim de ondan hoşlanmam gerekmez.
No tiene que gustarme sólo porque te guste a ti.
ondan 152
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32
ondan korkmuyorum 32
ondan sonra 224
ondan korkuyorum 25
ondan sonra da 27
ondan uzak dur 185
ondan nefret ediyorum 223
ondan bahsetmiyorum 20
ondan kurtuldum 19
ondan hoşlandın mı 32