Korku traduction Anglais
9,328 traduction parallèle
- Kabullen artık, korku filmleri mirastır.
It's homage. Face it, horror films are legacy.
Her yarışta, her antrenmanda korku içinde mi yaşayayım?
I'd live in terror, dreading every race, every practice, every trial.
Buraya yalnız korku vermek için değil gerçekten kilit altında tutmak istediği için tıkmış beni.
He didn't put me here just to scare me. He wanted to really lock me in.
Ve insanlar korku içinde Majesteleri.
And the people are fearful, Your Highness.
Bu yeni korku, fon sağlamak isteyen bir akademisyenin işi olabilir.
This new scare could be the work of an academic rattling his tin cup.
Derek öldüğünden beri gecenin bir yarısı uyanıp korku içinde nefes almaya çalışıyorum.
Ever since Derek died... I sit up in the middle of the night, gasping for air, terrified.
Bu korku da kendini böyle dışa vuruyor.
And then that fear, it manifests itself literally.
Sana bir şeyler dedim, konuşmalar yaptım ama hepsinin altında sadece tahminler, umut ve korku var.
You know, I give you words, I give you speeches, but... underneath it all, it's just guesses, hope, fear.
Ses, korku, özgürlük.
Loud, scary, free.
Herkesi açığa çıkarıp korku, paranoya yaratmak, savaş çıkarmak.
Unmask everyone. Provoke fear, paranoia. Provoke a war.
Evini satamıyor çünkü Wendell'in evi korku evi gibi.
She can't sell her house because Wendell's place is like Little Calcutta.
Travmatik olay sırasında yoğun bir korku hissettiniz mi çaresizlik veya korku?
During the traumatic event, did you feel intense fear, helplessness and / or horror?
Zorbalık ile ve korku saçarak yönetiyorlar.
They've ruled through tyranny and fear.
Evet, işte bu korku.
So jacked up! Yes, that's the fear.
- İçinde taşan duygu korku değil.
It's not fear bubbling up inside you.
- Evet, biz bundan daha iyi bir korku filmi senaryosu yazarız.
Yeah, I mean, we could write a better horror movie than t Th.
Pekâlâ, benim bir korku filmi fikrim var. Adı :
All right, I got a horror movie idea.
Bizi korku havasına sokacak bir yere işte.
To put us in the mood.
Bir korku filmi senaryosu yazmak istiyorsak korkutucu bir yere gitmemiz gerekiyor.
If we want to write a scary movie, we need to do it somewhere scary.
Burası korku filmi senaryosu yazmak için biçilmiş kaftan.
Are you kidding? It's the perfect place to write a horror movie.
Gençlerin arabalarıyla sevişme alanlarında takıldığı korku filmlerini sevdiğimi biliyorsunuz. Ama o anda zincirlerini koparmış bir kaçak çıkagelir!
You know, I like them horror movies where you got a couple of teenagers getting busy in their car at Makeout Point, but there's a killer on the loose.
Bunu! İşte korku filmi senaryomuz!
This is our horror movie!
Korku!
Awesome!
Korku hükümdarlığın, gördüğün ilk ağlayan çocukla sona erecek bunu sen de biliyorsun.
Your reign of terror will end
- Korku, şeytanı daha da güçlendirir.
Fear only makes the demon stronger.
Ve korku.
And fear.
Cesur bir yüzde artan bir korku ifadesi hissediyorum.
I sense a growing fear putting on a face of boldness.
Yaptığı her hamlede korku ile yaşadığımdan emin olmuştu asla güvende olmadığımı bilmemden emin olmuştu ve oradan ayrılmak için aşırı korkmuştum.
He made sure I lived in fear of every move he made, made sure I knew I was never safe, and I was too scared to leave.
Korkuluk'un korku gazının artıkları.
That's residue from the Scarecrow's fear gas.
- Bu korku.
- It's fear.
Hissettiğin hakiki korku.
You sense genuine fear.
- Bu insanların cahil ve bilinçsiz korku ve hayaller içinde olduklarını sen de biliyorsun.
- You know as well as I do that these people are ignorant and lost, driven by fear and fantasy.
- Korku mu, hayır.
- Afraid, no.
Korku filmi gibi.
- Looks like a horror movie.
Biliyorum tüyler ürpertici, korku filminden fırlamış gibi ama kadının son üç yıllık tıbbi kayıtlarını inceledikten sonra metastatik göğüs kanserinden öldüğünden eminim.
I know it feels creepy, and it looks like something out of a horror show, but after reviewing the last three years of this woman's medical records, I am fairly certain that the cause of death was metastatic breast cancer.
Güç Prizması duygusal enerji üzerine çalışır suçluluk ve korku gibi güçlü duyguları gerçeğe dönüştürür.
The Power Prism works on emotional energy, turning strong feelings like guilt and fear into reality.
Canavar ama aynı zamanda korku dolu gözlerle görülen bir Tanrı.
A monster is but a God seen through fearful eyes.
Köylüler çığlık çığlığadır, gözlerinde korku vardır çocuğun tüm hayatı, cenaze ateşi misali yanmaktadır.
Villagers screaming, terror in their eyes... his whole world burning like a funeral pyre.
Hayatımın geri kalanında, oradaki tek yoldaşım korku olmuştu.
For the rest of my time there, fear was my constant companion.
Çok güçlü ve doğaüstü yetenekleri olan biri etrafa korku ve ölüm saçıyor.
A powerful, supernatural being, spreading death and fear in its wake.
Artık korku filmi izlemek yok tamam mı?
No more scary movies, okay?
Korku, tatlı ve acı çeşnili.
A flavor of fear, both sweet and bitter.
"Korku ve paranoyanın her yeri kapladığı savaş alanına girdim."
"I entered the camp to find it gripped by a pall of fear and paranoia."
Korku filmi izlemek de yardımcı olabilir.
Ah, watching a horror movie could help too.
- Korku içindeler.
In fear.
İnsanları, olması gereken kişilerden alı koyan şey korku bence.
I think fear is what holds people back from being who they should be.
1919 yılıydı, aylarca şehre gerçek bir korku saldıktan sonra "Times-Picayune" gazetesine bir mektup yazarak... cani olduğunu kabul etmiş.
The year was 1919, and after terrorizing the city or months with an actual ax, he writes a letter to the "Times-Picayune," claims he's a demon.
Korku ve panik var.
Fear and panic.
Bu yüzden bu kadar korku vericidir.
That's why it's so terrifying.
Korku.
That's the fear.
Korku.
Fear.
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63
korkuyordum 55
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63
korkuyordum 55