English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Korkunç

Korkunç traduction Anglais

35,690 traduction parallèle
Ne yazık ki, bu korkunç laneti bozmak için yardım edemem.
Unfortunately, I cannot help them break that terrible curse.
- Ne kadar da korkunç bir şey yaptın.
That was a horrible thing to do.
Sanırım. Pekala, bu şüpheli ve korkunç görünümlü minibüsü neden takip ettiğimizi bana açıklamanız gerekiyor.
Oh, OK - you two need to start telling me why we're following this suspicious, rapey-looking van.
Ve bu korkunç hayal kırıklığının ardından artık bitirme vakti.
And on that terrible disappointment, it is time to end.
Ama yine de, bu korkunç iç mekanla bir çuval inciri batırmışlar.
And yet, they've let it all down with this ghastly interior.
Ve bu korkunç hayal kırıklığının ardından artık bitirme vakti.
And on that terrible disappointment, it's time to end.
Sonra son derece inişli çıkışlı bir yolculuk var. Ve lastiksiz uçağı olan korkunç uçağı.
Then there's the ride, which is extremely bumpy, and the drone from the tyres, which is horrendous.
Ve sonra konfor modunda korkunç olan direksiyon var, Ve spor ortamında daha da korkunçtur.
And then there's the steering, which in comfort mode is horrid, and in sport setting is even more horrid.
Bu korkunç!
That's horrific!
Bayanlar ve Baylar, Lütfen pencereden çıkarılan korkunç kan lekeli suya bakmamaya çalışın.
Ladies and gentlemen, please try not to look at the hideous bloodstained water out of the window.
Bu öğrenmek korkunç bir şey!
That's a terrible thing to learn!
Ve korkunç hayal kırıklığı yüzünden korkarım artık sona ermesi gerekiyor.
And on that terrible disappointment, I'm afraid it's time to end.
Ve bu korkunç hayalkırıklığıyla birlikte korkarım artık veda vakti.
And on that terrible disappointment, I'm afraid it's time to end.
İlk turlarında GT40'lar hızlılardı ama aynı zamanda korkunç derece dengesizlerdi. Düzlüklerde patinaja düşüyorlardı.
On its first outing, the renamed GT40 was fast, but it was also terrifyingly unstable, spinning its wheels on the straights.
Araba artık korkunç şekilde dengesiz değildi tam tersine, 340 km / s'te kaya gibi sağlamdı.
Now the car was no longer horribly unstable, but would sit rocksteady at 210mph.
- senin var Arkasından asılı duran V8 Ve korkunç boya.
- Yours has got a prolapsed V8 hanging out of its backside and terrible paint.
Gidiş korkunç olsa da plaj arabaları, şaşırtıcı bir şekilde, Az ya da çok, hala tek parça idi.
Even though the going was appalling the beach buggies, amazingly, were, more or less, still in one piece.
Bu korkunç bir görüş, değil mi?
That's kind of a terrifying sight, isn't it?
Plaj arabası ruhunda değil, Ama çaresizce korkunç bir fikri haklı çıkarmaya çalışan bir adamın.
It's not in the spirit of the beach buggy, but of a man desperately trying to justify a terrible idea.
Bu sadece korkunç bir şey.
That's just terrible.
Bu korkunç bir şey.
That's horrible.
Ve o korkunç hayal kırıklığı sona erdirmenin zamanı geldi.
And on that terrible disappointment, it's time to end.
Kendime geldiğimde, doktor korkunç bir trafik kazası geçirdiğimi söyledi! - Trafik kazası.
When i came to, the doctor told me we'd been in a horrible
Bu video korkunç mu?
Is that video horrific?
- Bu korkunç bir şey! - Öyle.
Oh, that's awful!
Pekala, korkunç bir adam var. Garcia Flynn.
Okay, there is this scary guy, Garcia Flynn,
Bu Lav Adam lastik kıyafetin içindekinden çok daha korkunç.
These Lava Men are way scarier than the rubber suits.
Hasta korkunç bir karın ağrısıyla acile geldi. İçinde uzaylı bebek olduğunu ve kendisini yemeye başladığını iddia ediyordu.
This fella came into the E.R. with terrible abdominal pains... claimed that an alien baby was inside, eating its way out.
Olamaz, korkunç halde.
God, no, she's terrible.
Bunu söylediğim için kendimi korkunç hissediyorum, ama bu böyle...
And I feel really terrible for saying that out loud, but he just... he does.
Hayır, bu çok korkunç bir isim.
No, that is a very terrible name.
Korkunç. Üf.
Terrible.
Korkunç bir trajediydi.
Steve's dead... horrible tragedy.
Sen de "Korkunç sessiz çocuk" değilsin.
And you are not "Scary Quiet Guy."
Aslında birilerinin bütün bunları kasten yaptığını bilmek korkunç bir şey olurdu.
It'd be awful to know that somebody actually did all this on purpose.
Korkunç şeyler yapmış olmalı.
He must have done something awful.
Bu korkunç anneyle mi?
Is that the one with the awful mother?
- Korkunç şekilde idare ettiler.
They handled it terribly.
Çok yakışıklı, parıldayan gözleri var ve şehir çocuğu. Korkunç saygısızlığını ve iç çamaşırıyla yan gelip yatmasını çıkarırsan tam evlenilecek çocuk.
I mean, he's so handsome, and he has twinkly eyes and street smarts, and if you take away his horrible disrespect for us and the fact that he likes to lay around in his underwear, he is quite a catch.
Korkunç bir adamsın küçük dostum.
You are a freaky little dude.
Çok korkunç bir kitap.
It's a terrifying book.
Tamam, bayan bakın çok korkunç bir hata yaptım.
Okay, ma'am, look, I-I made a terrible mistake.
Dudaklarını kemiriyorsun, bu da demek oluyor ki korkunç bir şey yaptın.
Okay, you're biting your lower lip, which means you've done something horrible.
Bu korkunç.
This is horrible.
Burada bize korkunç şeyler yaptırıyorlar.
They make us do horrible things in here.
Bu yaptığından sonra uyku tutuyor mu? Korkunç bir insansın.
How can you sleep at night knowing what you've done?
Korkunç bir insansın.
You are a horrible person.
Korkunç bir insansın.
You're a horrible person.
Korkunç bir haber vermeye gittim ama tamamen duygusuzdum.
and I was numb.
Bu korkunç bir durum.
It's a terrible situation.
Bence korkunç.
I think it's awful.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]