Korkunçtu traduction Anglais
2,328 traduction parallèle
Korkunçtu.
It was crazy.
Korkunçtu.
It was awful.
İlaçların toplanması, zehirli oyuncaklar, Afrika arıları... o, çok korkunçtu.
It's drug recalls and poison toys. Africanized bees... that was terrible.
Albatrosu kapan hayvanın gücü bir yandan korkunçtu ama diğer yandan bizi tamamen yerimize mıhladı.
The power of the animal as it took the albatross was on the one hand terrifying, but on the other hand completely transfixing.
Bu korkunçtu.
It was just horrible.
Tanrım. Javier, çok korkunçtu.
Oh, god.Javier, it was awful.
- Bu çok korkunçtu.
- That was very scary.
Çok korkunçtu.
- It was horrible.
O çok korkunçtu!
It was scary!
Kâbus gördüm, çok korkunçtu.
I was having a nightmare. It was so horrible.
Burası bugün gerçekten korkunçtu.
It's just been desperately horrible here today.
Yarattığı mide gazı korkunçtu.
The flatulence was horrible.
Korkunçtu.
It was horrible.
- Korkunçtu.
- It was horrible.
Korkunçtu.
Terrible.
- Evet, çok korkunçtu.
- Yeah, it was really horrible.
Çok korkunçtu ve şu an senin evine geliyor.
It was so horrible, and he's on his way to your house right now.
Güvenin bana, korkunçtu.
Well, trust me. it was horrible.
Evet. Zavallı kıza olanlar gerçekten korkunçtu.
Yes, it was terrible, what happened to that poor girl.
- Korkunçtu.
It was terrifying.
Bayan Woodhouse, çok korkunçtu.
Miss Woodhouse, it was awful.
Film korkunçtu değil mi?
Ugh. That movie was awful, wasn't it?
Siktir, çok korkunçtu.
It's bleeding.
Ve komik değildi, çok, çok korkunçtu.
It was very, very terrifying.
Olanların % 99.9'u gözlerimi her kapatışımda bana soğuk terler döktürecek kadar korkunçtu.
And 99.9 % of it was so horrible That every time I close my eyes, I break out into a cold sweat.
Sana yaptığı, tarif edilemeyecek kadar korkunçtu.
I didn't do it for her. I did it for me.
Korkunçtu değil mi?
Right?
Eğer a "sexual predator mısınız?" Korkunçtu.
"Are you sexual predator?" It was horrible.
Korkunçtu.
It was gruesome.
Daha hafif, son derece yanıcı petrol oluşturmak için,... petrol veya neft yağını damıtma ve onu cehennem alevi gibi yanacak diğer uçucu kimyasallar ile karıştırma fikrini geliştirdiler, nitekim netice de hakkıyla korkunçtu.
They developed the idea of distilling petroleum, or naft, to create a lighter, extremely flammable oil which they mixed with other volatile chemicals to make them burn furiously, and the result was clearly terrifying.
Korkunçtu!
It was terrible!
Ama senin yüzünden onu kaybettiğimde bu da benim için korkunçtu.
But when I had to lose him because of you it was horrible for me, too
Ama senin yüzünden o kişiyi kaybettiğimde bu benim için de korkunçtu.
But when I had to lose him because of you it was horrible for me, too
Bu korkunçtu.
That was terrible.
Çok korkunçtu ama beni ne kadar küçümsemiş olsalar da bana ne kadar kötü davranmış olsalar da ne kadar kötü koksalar da her zaman kendi kendime...
It's terrible, but no matter how condescending they were, how badly they treated me, how badly they smelled, I always told myself,
Tanrım ne korkunçtu.
God, that terror.
Çok korkunçtu.
It was horrible.
Korkunçtu.
It was scary.
Liseye geri dönmüştüm ve korkunçtu.
I was back in high school, and it was terrible.
Korkunçtu.
It was terrifying.
Çok korkunçtu.
It was terrible.
Korkunçtu.
Awful.
- Ah, ne korkunçtu!
O, woe the day!
Evet, korkunçtu.
Yeah, it was scary.
Çok korkunçtu...
It's so horrible...
Sizi tokatlaması korkunçtu.
- You are a reporter.
Ani ve korkunçtu.
It was sudden and terrible.
Gerçekten çok korkunçtu. Evet, cezamı çekerken hiç o kadar yalnız hissetmedim.
Yeah, yeah, I never felt as alone as I did in there doing my bid.
Çok korkunçtu. Düşünsene.
Can you imagine?
Çok korkunçtu.
It was terrifying.
- Korkunçtu
- It's terrible, huh?
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63