English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yâni

Yâni traduction Anglais

249 traduction parallèle
- Yâni, iknâ oldunuz.
- was convinced now.
- Yâni... -... beni daha çok yalnız hissetirdi.
- well... -... was something that made me feel even more alone.
- Bunu başardığıma sevindim. - Yâni, şimdi olmasa bile ama, telefonda telefonda ki şey başkaydı.
- Good, do not say that you have succeeded, but... but, by phone... per phone was me by "Thou".
- Yâni etek, çok kısa, değil mi?
- wants to say, My. It is very short, is it not?
Yâni, müzik gruplarından bahsediyorum.
I am referring to the musical assemblies.
- Sen bir Cizvitsin - Yâni, biraz ilgilendim.
- is a Jesuit. - is well, I interest rates.
Yâni, her şeyi öyle açıkça söyleyip karar verebilecek biri değilim.
Well, I am not someone who can say things immediately. Is it!
Yâni seninle bu konuyu tartışmak için.
That is the way to discuss?
Yâni uygun görmüyorsunuz?
you did not approve, is not true?
Kıymetli Ekselanları, Mario... Yâni, Peder Mario.
expensive excellence, if Mário, Archbishop Mario...
Yâni Brezilyadan.
the city of Brazil, of course.
- Hassas... yâni.. bu durum... - Kritik.
- a moment... to say, a moment... -... delicate.
Ve temennimiz de "Reich" a ( devlet ), yâni yuvamıza geri dönmektir!
Home to the Reich!
Ya da, beni onurlandıracaksanız, benim,... yâni Sigismund Markus'un üzerine oynayın,... ki kendisi henüz yeni vaftiz edildi.
Or if you'd do me great honor... bet on me... on Sigismund Markus... that was just baptized. No, Markus.
Nasıl yâni, taşındı mı?
What, did he move out?
Yâni?
Well?
Tâmirci kısmı yâni.
The mechanic part, I mean.
Diğerleri, yâni, onlara izin verseydin.
The others, I mean, ifyou'd just let them.
Herşeyi çözdün yâni?
So you know everything?
Elbette biliyorum sadece, nasıl gidileceğini bilmiyorum yâni şimdilik, güven bana tamam mı?
I know where we're going, I just don't know how to get there. Not yet. Trust me, OK?
Yâni, annemler kafayla ilgili her sorunun fiziksel egzersizlerle geçebileceğine inanırdı.
Neither do I. My parents believe that any head problem can be solved with physical exercise.
Tüm bir kara yolu ağı tıkanmış durumda, yâni trafiğin rotasının değiştirilmesi gerekecek.
Obviously, this is crossing the entire roadway. That means they're going to have to divert traffic.
Belki sütunlar... binadan farklı bir renge boyanmalı. yâni, demek istediğim, ona kişisel bir enerji katılmalı.
Maybe paint the pillars a different color than the building or something. You know,
Yâni, hikâye kitabındaki "De Noir" gibi mi?
You mean like the "De Noir" from the story book?
Yâni, seni uzay gemilerine aldıklarında k.çından prostat masajı yaptıkları doğru mu?
So, is it true that when they bring you up in their spaceship, that they roll around your fucking prostate and your anal?
- Tamam, olur, bu durumda yâni, pekâla.
- Okay, well, in that case, all right.
Yâni, şimdi, sadece rahatla.
So, for now, just relax.
- Yâni, bu bizim için iyi bir şey.
- So this is good for us.
Yâni...
Well...
Yâni...
Well... We.
Yâni, anlaması için bir yılımız var.
So we've got about a year or so to figure it out.
Aydınlıktır yâni.
I mean, it's bright...
Ön yargılı değilim yâni.
I'm not prejudiced.
- Yâni, düşündüm ki ona gerçekten romantik bir e-mail atsam.
Well, I thought I would... write a really, really romantic e-m
Bebek bakıyorum, yâni Cassidy de burada olacak.
Well, I'm babysitting, so Cassidy will be here.
Bu yüzden model oluyorlar... yâni erkek model.
Ugh, well, that's why they went into modeling... into male modeling.
Yâni... hiç kimse izlemeyecek demek istemedim.
I mean... I didn't mean no one's gonna see it.
Yâni senden para istedi.
So he asks you for money.
Yâni, gayrimenkul işindeyim.
Well, I am in real estate.
Yâni, uh...
Well...
Biliyorsun yâni, avukatlarla anlaşmak ve.. ... gayrimenkuller diyorsun, bunlar büyük bir başağrısı.
You know, I mean dealing with lawyers and the estate, that's a big headache.
Kuzenim muhasebe şirketinde çalışıyor.. ... büyük hesapları olan bir firma, biliyorsun. Bir müşteri olarak almak için çok büyük bir şirket, yâni..
Well, my cousin works for this large accounting firm, you know, too large to take Bidexco on as a client, so, he helps them out on the weekends and they put all their cash right back
... saklı tutuyorlar. Yâni gelir yerine.. ... gider sorununu hâllediyorlar.
into research so instead of paying him, they just issue him stock.
Yâni, belki de.
Well, maybe.
Yâni, ben de ne varsa şu anda yatırıma bağlamış.. ... durumdayım, inişli çıkışlı bir vaziyette.
Well, everything I got is tied up in investments right now, I'm not really a liquid...
Yâni, o kadar para çıkmaz benden.
You know, I can't get my hands on that type of cash.
Yâni ben, benden çıkabilir.
Well, I could, I could get it.
Yâni, böylelikle, eşit ortaklar.. ... olabiliriz, değil mi?
Um, that way we, you know, would be, equal partners, you know?
Yâni, bu işle birlikte dört amigo gibi..
We can, like, be the Four Amigos or something.
Bir deneseniz ne olur yâni.
Just try them.
Yâni bir tıp öğrencisi değil. Doktor da, hemşire de değil. Peki ne bu?
- and we're on it started with a little piece of clay I sat behind her at her potter's wheel as it spun and spun the wheel is turning faster and faster, our hands working as one, clay flying everywhere

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]