English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Ben ise

Ben ise traduction Français

4,968 traduction parallèle
Ben ise içeri zorla sokulmuştum.
- J'étais piégé à l'intérieur. - Maman!
Ve ben ise, nihayet cehennem esaretinden kurtarılacağım.
Et je suis enfin libéré de mon terrible lieu de détention.
Ben ise birine bile bakmadım.
et je n'ai rien écouté.
Bazı şeyleri yapmamı istemiyordu. Ben ise para için o şeyleri yapmak zorundaydım.
Elle ne voulait pas que je fasse certaines choses, et je devais faire certaines choses pour de l'argent.
- Ben ise...
- Je pensais...
Ben ise alırım kaderi.
Non, je me retrousse les manches.
Ben ise köfte çeviriyorum.
Et je grille des hamburgers.
Ben ise safir mavisi takım elbisemi giyeceğim.
Moi, je porterai un costume bleu saphir.
Ben ise bekleyemedim.
Je ne pouvais pas attendre.
Entelektüel biriydi ve ben ise şakirt.
Elle était intelligente et j'étais un voyou.
Ben ise balık burcuyum, dolayısıyla Barbekü Meraklısı kitabını okuyarak yas tutatım.
Moi, je suis poisson, donc je pleure en lisant L'enthousiaste du barbecue.
Ben ise..
Moi, je vois
Ben sadece bunun işe yaramasını istiyorum ve o pes ediyormuş gibi hissediyorum.
Je veux que ça marche, mais il a lâché l'affaire.
Savaştan sonra SHIELD kuruldu ve ben işe alındım.
Après la fondation du S.H.I.E.L.D., on m'a recruté.
Ayrıca işe ben de dâhil olmuştum.
Et j'en faisais partie.
Ben işe gireyim, para kazanayım.
J'accepte le boulot et je gagne de l'argent.
ben aptal olanım sen ise aptal olanı aptal şeyler yapmaktan alıkoyması gereken kişisin.
je suis l'imbécile... et tu es la femme qui est supposé... arrêter l'imbécile de faire des trucs d'imbécile.
İkincisi ise, ki ben de yakın zamanda biraz bakış açısı edindim fakat olay şu.
La deuxième, sur laquelle j'ai un point de vue récent, mais c'est ceci...
Size kesilikle katılmıyorum Ben onu oldukça sevimli ve değişimini ise önemli görüyorum.
Je le trouve attachant, et sa métamorphose a du sens.
Böyle bir durumda ise şirketinize haciz gelecek ve ben o ürünleri açık artırmada, Çin'den aldıklarımdan çok daha ucuza satın alabileceğim.
Ce jour-là, votre société sera saisie et je rachèterai ces unités à un prix dérisoire. Même moins cher qu'en Chine. - Putain!
Sizi bu işe ben bulaştırdım biliyorum ama bunun için üzgün değilim.
Je vous ai forcé la main, mais je ne regrette pas, parce que
Şimdi ise ona bakacak bir tek ben kaldım.
Aujourd'hui, je suis le seul enfant qui lui reste, pour prendre soin d'elle.
Kaçıran kişi ben olduğum için böyle davrandığını düşünmüştünüz. Ama Moriarty'nin şüphe yaratmak için aynı bana benzeyen bir adam bulduğunu çözdüm ve bu adam her kimse işe yararlılığı sona ere ermez ortadan kaldırılmış olmalıydı.
Vous avez supposé que j'étais son ravisseur, là où j'en ai déduit que Moriarty avait trouvé mon sosie.
Şimdi ise o havuzlara yaşlı buruşuk adamların girebileceği kadar su koyuyorlar ve ben buna katlanmak istemiyorum.
Maintenant, il est comme une flaque d'eau peu profonde des hommes adaptés à l'âge qui sont vieux et brut et Je don apos ; t veulent faire!
Ben seyircileri sahneden mest ederken sen ise benim küçük Gabi'm seyircilerin arasındaki minik kitle imha silahım olacaksın.
Je les subjuguerai sur scène, tandis que dans le public, toi, ma petite Gabi, tu seras mon arme de destruction massive.
Ben bu işe katılmadım. - Çekil üstümden!
- C'est pas prévu, ça.
Cenazeyi gazilik sigortası karşılıyor, mezar taşını ise ben ödeyeceğim.
La VA paie l'enterrement mais je dois payer la stèle.
Biliyor musun, yapma... Ben sadece işe gitmek istiyorum.
J'essaye juste de me mettre au travail.
Şuna bak lan, bu adamı asla işe almazdım ben.
J'aimerais pas qu'il bosse pour moi.
O ilaç bir işe yaramaz. Lakin ben size gençliğinizi ve güzelliğinizi korumada yardımcı olabilirim.
Ce n'est pas un élixir de vie, mais il peut contribuer à préserver la jeunesse et la beauté.
Anne, ben her gün şehre işe saygı gördüğüm bir yere gidiyorum.
Je vais travailler en ville tous les jours. Je suis respectée dans mon métier.
Pekâlâ, ben işe gidiyorum.
OK. Je vais au boulot.
Sana daha şimdi kovulduğumu söylemedim mi ben? Seninse bana sorduğun ilk şey ise.. yanında paha biçilemez değerde eserlerle tatile çıkmana... izin verip vermeyeceğim oldu.
Je me fais virer, et vous, vous voulez emporter des antiquités inestimables en vacances.
Ben balmumundanım o ise ( bir tür ) plastikten. Fakat nasılsa oldu.
Je suis en cire, elle est en polyuréthane, mais ça fonctionnait.
Ben aşağıdaki pedala basarak ileri götüreceğim sonrası ise sende.
Quand j'enfonce cette pédale ça fait avancer, après à toi de jouer.
Ben de neden işe bisikletle gitmeye başladığını sorabilir miyim?
Pourquoi tu vas travailler à vélo?
Güzel, işe yarıyor.
Ben ça marche.
Be-ben.. Bunun nasıl işe yarayacağına Emin değilim..
Je suis pas sûr de voir comment...
Rust ise cesaretinden dolayı ödüllendirildi. Ben ısrar ettiğim için. Bir süreliğine her şey yolundaydı sanırım.
Rust a reçu une médaille d'honneur pour actes de bravoure, uniquement parce que j'ai insisté, et tout s'est bien passé pendant quelques temps, je suppose.
- Ben de işe koyulsam iyi olur.
J'ai intérêt à assurer.
ya bana isimlerinizi verirsiniz ben de ailelerinizi ararım ya da işe polis dahil olur.
Dites-moi vos noms afin que j'appelle vos parents ou je préviens la police.
- Her ne ise ben bir şey yapmak istemiyorum.
Je veux rien savoir.
İyiyim ben. İşe dönmem gerek.
Je dois seulement retourner travailler.
Ben işe yarar, sade ve basit olmak istiyorum.
Je veux être utile, un homme plein et simple.
Yok. Ben yıllardır çıkmadım yukarıya. Bacaklarım işe yaramaz sayılır.
Je n'y monte plus depuis des années, mes jambes sont fatiguées.
Ben bu işe masum insanları öldürmek için girmedim.
Je n'ai pas signé pour tuer des gens innocents.
Şahsi hislerini işe karıştıran ben değilim.
Ce n'est pas moi qui laisse mes sentiments prendre le dessus.
Şimdi.. Eğer ben, şahitlik edersem. Bu geçici delilik savunması işe yararmı ne dersin?
Maintenant si je témoigne, est-ce que vous pensez que vous pourriez utilliser une défense temporaire d'aliénation mentale
Ve Dean Haley, o da Aslında Kenny'e kızdığımı düşündü,... Gerçekte ise ben, kendime kızmıştım.
Et le doyen Haley, il a compris que j'étais en colère contre Kenny, mais... la vérité c'est que je suis juste en colère contre moi.
Ben bir derneğin üyesiyim ve işe ihtiyacım var.
Je suis un membre actif de la société, et j'ai besoin d'un travail.
Ben bu işe biraz daha kafa patlattım.
J'ai un peu plus réfléchi à la question.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]