English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Ne kadar da güzel

Ne kadar da güzel traduction Français

575 traduction parallèle
Ne kadar da güzel?
[RIRES] C'est beau comment?
Bu ne kadar da güzel bir şey, öyle değil mi?
ils sont tous là.
Bu gece uykuya dalarken, herşeyin senle buraya geldiğimden beri ne kadar da güzel olduğunu düşlüyordum.
Ce soir je me suis endormi souhaitant... que cela continuer indéfiniment... comme depuis que je vous ai rencontré.
Ne kadar da güzel.
Elle est très belle.
Bahçe için şu sevimli taş cücelerden ne kadar da güzel?
Un nain de jardin en pierre.
Stephanie, ne kadar da güzel görünüyorsun, tatlım.
Comme vous êtes jolie, Stéphanie.
- Karınla ne kadar da güzel konuşuyorsun.
- Voilà comment tu parles à ta femme!
Oh, ne kadar da güzel görünüyorsunuz.
Vous êtes ravissante.
Ne kadar da güzel bir zombi, değil mi?
N'est-ce pas un beau zombie?
Bu solgun Endymion vakti ne kadar da güzel.
Comme c'est beau, l'heure d'Endymion.
Tüm bunların ne kadar da güzel olduğunu. Didindim durdum hep. Ve artık bunun peşini bırakmayacağım.
Comme tout cela est magnifique, comme j'ai cherché encore et encore, et maintenant, comme nous serons toujours réunis.
Dünya ne kadar da güzel, Eben.
Comme le monde est beau.
Ne kadar da güzel elmaların varmış böyle.
On dirait que t'as un bon petit chargement de pommes.
Şunlar ne kadar da güzel görünüyor.
Qu'elles sont mignonnes!
- Ay ne kadar da güzel.
Quelle lune!
Bu gümüş sigara kutusu ne kadar da güzel!
Cet étui en argent est vraiment très joli.
- Ve şu güller. Ne kadar da güzel.
Qu'elles sont belles!
Ne kadar da güzel.
Ça alors, c'est magnifique.
Ne kadar da güzel bacakların varmış!
Comme tu as de longues jambes!
Ne kadar da güzel bir fikir, ha?
On a bien fait de lui faire croire.
Hava ne kadar da güzel böyle.
Comme il fait beau.
Böyle bir aşk genç iseniz ne kadar da güzel.
De tels sentiments... c'est bien lorsque vous avez 19 ou 20 ans.
- Ne kadar da güzel.
- Elle est belle.
Ne kadar da güzel.
C'est très gentil de ta part.
Seni görmek ne kadar da güzel, canım.
Je suis content de te voir, mon cœur.
Aman aman... Tekrar midemin üzerine yatıp uyumak ne kadar da güzel olacak.
Oh là là... comme j'aimerais dormir sur le ventre à nouveau.
- Kostümünüz ne kadar da güzel bayan
Hé, c'est une bien jolie robe que vous portez là.
Babaları çok çirkin ama, ne kadar da güzel kızları var. Bu çok garip!
Ce type bizarre, il est si dégoûtant, et cependant il a fait une aussi belle fille.
Ne kadar da güzel.
Oui! Folle!
Ne kadar da güzel...!
C'est magnifique!
Ne kadar da güzel.
Dieu, que c'était bon!
Ne kadar da güzel.
Comme c'est ravissant.
Ne kadar da güzel.
Succulente nouvelle!
Ne kadar da güzel dirsekleriniz var, bayan Flannery
Vous avez des coudes charmants, Miss Flannery.
Burası ne kadar da güzel!
Regarde comme c'est beau ici!
Şuna bakın ne kadar da güzel.
Regardez. Elle est jolie, très jolie.
Onun alnı kar gibi aktır, güzel olduğu kadar sadıktır da.
Elle est aussi pure qu'un nouveau-né. Fidèle autant que juste.
- Ne kadar da tatlı bir bebek. Çok güzel.
C'est un bébé merveilleux et très beau.
Aşkın ne kadar da dingin ve güzel olabileceğini gördüm.
Que l'amour pouvait être calme et bon.
Ne güzel. Annem ne kadar da iyi.
Comme c'est gentil, de la part de maman.
Güzel Londram, onu ne kadar da özledim. Hadi bakalım, yukarı odanıza çaydan önce biraz uyuyun.
Reposez-vous avant le thé.
Çünkü her şey ne kadar güzel olsa da sensiz daha da incitecek.
Plus Paris sera beau, plus j'aurai mal d'y être sans vous.
Her ne kadar evde olmasam da her şeyi gayet güzel idare ettiğini... ve Bay Gerard'ın bütün ihtiyaçlarını karşıladığına eminim.
Maintenant que je ne suis plus à la maison, je te fais confiance pour que tout aille bien et que M. Girard ait tout ce dont il a besoin.
peki, Duval... yıllar sonra seni yeniden görmek ne güzel, ne kadar oldu? yaklaşık 5 yıl. sizi daha çabuk tanıyamadığım için affedin... fakat sizi son gördüğümde bir çocuktunuz, nasıl da büyümüşsünüz.
Duval... quel plaisir de vous revoir après tant d'années.
Sanırım hayatımın en güzel hatasını yaptım, her ne kadar sizinle birlikte hayatımı tehlikeye atıyor olsam da.
C'est à force de mener cette vie, et d'être aux côtés de types forts et silencieux comme vous.
Larrabee'lerin arasında yaşam güzel bir şeydi. Long Island'da Cennet'e bu kadar yaklaşılabilirdi ancak.
La vie était belle chez les Larrabee, on ne pouvait pas être plus près du paradis à Long Island.
Ah, ne kadar da güzel.
Formidable!
Ne kadar da mükemmel, güzel bir bayan.
La plus parfaite petite lady!
Tam da ne kadar güzel bir oğlunuz olduğunu söylüyordum.
Je disais que ton fils est un beau garçon.
Ama evet, sahip olduğumuz şey bu, ve şimdiye kadar da gayet güzel işledi.
Mais ça ne nous a pas trop mal réussi.
Güzel gözlerin ne kadar da masum. "
Tes yeux sont plus purs que tout.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]