English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Couldn't sleep

Couldn't sleep tradutor Turco

1,958 parallel translation
Around 1 : 00 in the morning, I got up'cause I couldn't sleep,
Gece saat 1 : 00 civari, uyku tutmadigi için kalktim.
And when you... when... when you couldn't sleep...
Ve sen... Uyuyamadığında...
But I couldn't sleep, so I thought it would do me some good to, ahh, look at some surveillance monitors or something.
Ama uyku tutmadı. Ben de işe yarar birşeyler yapayım dedim. Bilirsin belki gözetleme görüntülerine falan bakarım dedim.
I couldn't sleep.
Uyuyamadım.
Because I was worried you couldn't sleep.
Çünkü senin için endişelendim.
Sorry. I couldn't sleep.
Üzgünüm, uyuyamadım.
I couldn't sleep with him!
Onunla yatmadım!
We couldn't get any sleep'cuz of you!
Senin yüzünden biz de uyuyamadık!
I couldn't sleep last night, so I went shoe shopping.
Dün gece uyuyamadım ben de ayakkabı alayım dedim.
I couldn't sleep.
Uyuyamıyorum.
Couldn't sleep.
Uyuyamadım.
- I couldn't sleep.
- Uyuyamadım.
When I got home, I couldn't sleep.
Eve gittiğimde, uyuyamadım.
Uh, just... I couldn't sleep.
Sadece.. uyuyamadım.
Over the weekend, I was miserable. I couldn't sleep.
Haftasonu boyunca perişan haldeydim. Uyuyamıyordum.
I couldn't sleep last night, and I had these pills.
Dün gece uyuyamadım. Şu haplardan aldım.
I couldn't sleep.
Ben... uyuyamadım.
Last time, I couldn't sleep for a week afterward.
Geçen sefer, bir hafta kadar uyuyamadım.
Sorry, I couldn't sleep.
Üzgünüm, uyuyamadım.
You befouled our marital bed because you couldn't get to sleep? !
Evlilik yatağımızı uyuyamadığın için mi lekeledin?
Koothrappali dumped him on me, and he couldn't get to sleep, so I gave him a glass of warm milk with a handful of my mom's Valium in it... but he still wouldn't shut up, so tag, you're It.
Koothrappali onu bana bırakıp kaçtı, ve o da bir türlü uyumak bilmedi ben de bir bardak sıcak sütle annemin kas gevşeticisinden verdim. Ama yine de susmadı. O yüzden, ebe!
Still couldn't sleep.
Yine de uyuyamazdım.
I couldn't sleep last night, could you?
- Dün gece uyuyamadım, ya sen?
I couldn't sleep, so I got up early.
Uyuyamadım, erken kalktım.
There's some country western singer that's supposed to be some big deal- - she was snoring so loudly last night, I couldn't sleep.
Gerçekten ünlü olan bir "country" şarkıcısı vardı,... o kadar gürültülü horluyordu ki, hiç uyuyamadım.
Well, sorry, I couldn't sleep Thinking of you all lying in a ditch somewhere.
Kusura bakma da, çukurun tekinde misiniz diye düşünmekten gözlerime uyku girmedi.
Yeah, I couldn't sleep.
Evet, uyuyamadım da.
I couldn't sleep, worrying about tomorrow.
Uyuyamadım, yarın için endişeleniyorum.
We couldn't sleep, we were working. The doorman came and told us.
Uyku tutmadı biraz daha çalışalım dedik.
I was so excited that I couldn't sleep that night.
O gece heyecandan uyuyamadım.
Hey, did, uh, Maya finally get to sleep? Yeah. She said she felt dumb she couldn't figure out he was the bad guy.
Anti-anjiyogenez maddesi Leah'ın alt bağırsağında deliğe sebep oldu.
Couldn't sleep?
Uyku mu tutmadı?
– I figured if I couldn't sleep...
- Dedim ki, madem uyuyamıyorum...
I woke up early, couldn't sleep.
Uyuyamadığım için erken kalktım.
I couldn't sleep.
Uyku tutmadı.
So I was confused. That day I couldn't sleep.
Kafam karışmışı, o gün uyuyamadım.
Just couldn't sleep, and I felt a little bored, so I came out.
Sadece uyuyamadım ve biraz sıkıldım bu yüzden de dışarı çıktım.
- I couldn't sleep.
- Uyku tutmadı.
The story is told how Descartes couldn't sleep one night, maybe because he was getting up so late or perhaps he was celebrating St Martin's Eve and had just drunk too much.
Derler ki ; Descartes bir gece uyuyamamış, belki çok geç kalktığından... belki de bağbozumunu kutlarken... çok fazla içtiğinden...
I couldn't sleep till I found out how it went. How'd it go?
Meraktan uyuyamadım.
I couldn't sleep for one week.
Bir hafta uyuyamamıştım.
I couldn't sleep.
Uyuyamadım da.
I couldn't sleep.
Ben uyuyamadım.
I couldn't sleep, I was just watching some TV.
Uyuyamadım, sadece tv izliyordum.
I couldn't sleep as I was so happy.
Sen gelmeyince ben huzurlu şekilde uyuyamıyorum. Bütün gece Tanrıya şükrettim.
I couldn't sleep either.
Ben de uyuyamadım.
We couldn't sleep.
Uyku tutmadı.
But one night'when I was still pretty young, I couldn't sleep... ... and I went into the living room and there Was Pops in his beat-up robe... ... watching some old race recordings.
Hâlâ küçük olduğum zamanlarda, bir gece uyuyamamıştım, oturma odasına gittim ve babamı eskimiş kaftanı ile oturmuş eski yarış kasetlerini izlerken buldum.
I heard the coyotes this morning. I couldn't go back to sleep.
Sabah çakalların sesine uyandım ve bir daha da uyuyamadım.
I couldn't sleep.
Uyuyamıyordum.
Couldn't sleep?
Uyuyamadın mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]