Every night tradutor Turco
8,075 parallel translation
When we were both at NSA, we'd debrief every night after work- - but now that he's restricted from telling me anything, all I can do is talk about what we do every day.
İkimiz de NSA'deyken, her gece işten sonra birbirimizden bilgi alırdık ama şimdi bana bir şeylerden bahsetmesi sınırlandı tüm yapabildiğim, her gün ne yaptığımızdan bahsetmek.
I lie with you tonight, every night we share... because you are my heart.
Bu gece seninle yatıyorum, kalbimin tek sahibi olduğun için her geceyi seninle geçiriyorum.
Went out drinking and partying every night.
Birileriyle takılmak, içmek, her gece partilerde dolaşmak.
You cry yourself to sleep every night, and you miss my grandfather every single moment.
Her gece tek başına ağlıyor ve her an büyükbabamı özlüyorsun.
You're going to cry yourself to sleep every night and you're going to miss grandfather every moment of the day.
Her gece tek başına ağlayacaksın. Günün her dakikası dedemi özleyeceksin.
She hits the ring every night just before work.
Her gece işe gitmeden önce atış yapıyor.
- Cake every night.
- Her gece pasta var.
- Daddy's home equals... cake every night.
- Babanın dönüşü her gece pasta demek.
.. which leaks out every night.
.. ve her gece birşeyler sızdırıyor fabrika.
Every night I heard him.
Her gece onu duyuyordum.
So every night, I go to sleep wondering if I'm gonna wake up the next morning.
Her gece acaba sabah uyanabilecek miyim diye yatağa yatıyorum.
I looked at this picture every night before I went to bed.
bu fotoğrafa bakınca.. sanki gözlerim çıkacak gibi oluyor.
Every night when I come home, I start fresh.
Her gece eve geldiğimde yeni bir başlangıç yaparım.
You have no idea the fear you calm in me every night I come back home through that squeaky back door.
" O gıcırtılı kapıdan her gece geçip eve geri geldiğimde içimde sakinleştirdiğin korkuya dair hiçbir fikrin yok.
All you do is you go out on the road and you sleep with a different woman every night, and then you finally get home and criticize me?
Tek yaptığın yollara düşmek ve her gece yatağına başka bir kadın almak, sonunda eve geliyor ve bir de beni mi eleştiriyorsun?
It makes me sick how you deviants show up and desecrate this holy place every night.
Siz sapıkların bu kutsal mekânı her gece kirletmesi midemi bulandırıyor.
Every night we do this.
Her gece böyleyiz.
But every night I dreamed that I'd be spinning all over the world,
Ama her gece dünyanın her bir köşesini gezmenin hayalini kuruyordum.
You can cycle through the entire population in a year if you look at 1,906 faces every night.
Her gece 1906 yüze bakarsan 1 sene içinde tümünü incelemiş olursun.
So I will be here every night from now on.
O yüzden, bundan sonra her gece burada olacağım.
Yeah, we got a tutor for her once a week, and I do these exercises with her, every night really.
Haftada bir gün özel öğretmen tuttuk, onunla her gece egzersiz yapıyorum.
I won't think about killing myself every night.
Artık her gece kendimi öldürmeyi düşünmem.
He has a yeast infection in his paws, between his paw pads, and I have to get a wipe, and I have to wipe out his paws every night.
Patisinde, ara kısımlarda mantar enfeksiyonu var ve ben de her gece patilerini silip temizlemek zorundayım.
You know, you've been leaving this place a fucking mess every night?
Burayı her gece bok içinde bıraktığının farkındasın değil mi?
Momma's crying every night and I told her not to worry.
Annem her gece ağlıyordu ve bende ona endişelenmemesi gerektiğini söylüyordum.
I actually managed fine, even when my mom was bringing a different guy home every night.
Fazla etkilenmedim aslında. Annem her gece eve başka bir erkek getirse dahi.
Sure. I do cartwheels on my way out the door every night.
- Tabii, evden her çıktığımda yanlıyorum.
But you know, I know that he is up late every night, playing with games with these kids from New Zealand or Japan or whatever.
- Yeni Zelanda, Japonya gibi ülkelerden çocuklarla oyun oynuyor.
I think about them every night.
Onları her gece düşünüyorum.
Well, that wouldn't exist if David was out clubbing every night.
David her gece dansa gitseydi bunlar olmazdı.
There's an old movie playing every night of the year in Los Angeles.
Burada, Los Angeles'ta her gece eski bir film oynar.
We run two double features every night and fights on Saturday afternoons.
Her gece iki film birden gösteriyoruz ve cumartesileri dövüş var.
Every night,
Her gece,
Make lots of sweet ginger babies every night of the week.
Haftanın her gecesi bir sürü tatlı kızıl bebek yapacağız.
I sweat onto my pillow every night.
Her gece, yastığım ter içinde uyanıyorum.
Then I come home every night without her.
Ve her gece onsuz bir eve dönüyorum.
We used to sing it to you every night before you...
Her gece bu şarkıyı sana söylerdik, sen...
They literally do this every night.
Bunu resmen her gece yapıyorlar.
250 soldiers sleep here every night, fully armed and ready to fight.
Her gece içeride 250 asker uyuyor. Tam teçhizatlı ve savaşa hazır.
Every night.
Her gece.
They say you sleep in a different bed every night.
Her gece farklı yatakta uyuduğunuzu söylüyorlar.
I'll tell him Mavey Wavey stories every night before bed.
Ona her gece yatmadan önce Mavey Hayatım masalları anlatırım.
- Can we call him every night?
- Onu her gece arayabilir miyiz? - Tabii ki.
- Yeah every night, yeah. - Every single night.
Evet, her gece, evet.
He wasn't so, uh... mentally, but he stayed up all night every night, finishing one last book.
Sağlığı pek yerinde değildi. Akıl sağlığı yani. Ama geceler boyu uyumadan, son kitabını bitirmeye çalıştı.
Max, Caroline, every night from now on,
Max, Caroline.
That night, they stole into the city, and they killed Shalem, and the king, and every other man they could find.
İşte o gece, gizlice şehre girip Şalem'i, kralı ne kadar erkek varsa hepsini öldürdüler.
He orders a barbecue-chicken pizza every saturday night.
Her cumartesi gecesi barbekü tavuklu pizza sipariş ediyor.
Polina, no one warns us, because every mother thinks she is the only one who feels like this, and every mother is crying alone in her pillow at night.
Polina, kimse bizi uyarmıyor çünkü her anne öyle hisseden tek kişinin kendi olduğunu düşünüyor. Ve her anne geceleri yastığında yalnız ağlıyor.
Me, Richie Ryan, Mickey Featherstone would meet every Saturday night for drinks.
Ben, Richie Ryan, Mickey Featherstone her Cumartesi gecesi burada buluşup içerdik.
We have eyes upon him every moment of the day and night.
Gece gündüz onu takip ediyoruz.
night 2638
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
nighter 122
nighthorse 18
nighty night 21
night and day 58
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
nighter 122
nighthorse 18
nighty night 21
night and day 58
nightcap 16
night shift 20
nightclubs 16
night moves 16
nighters 22
night stands 48
night vision 17
night after night 65
night kiss 26
night before last 19
night shift 20
nightclubs 16
night moves 16
nighters 22
night stands 48
night vision 17
night after night 65
night kiss 26
night before last 19
night stand 201
night thing 23
night sweats 22
night night 30
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
night thing 23
night sweats 22
night night 30
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26