Let her stay tradutor Turco
340 parallel translation
You're going to let her stay by your side?
Yanında tutmaya devam mı edeceksin?
Why, I wouldn't let her stay.
Kalmasına izin vermem.
- Please let her stay, Mrs Foley.
Lütfen, Bayan Foley.Bırakın kalsın.
Oh, alright, let her stay.
Pekala, bırak kalsın.
- Let her stay in there and cry.
- Bırak, orada ağlasın sabaha kadar.
- Well, goodness. - Don't let her stay and go to seed.
Burada kalıp tohuma kaçmasına izin vermeyin.
When I got home from downtown, she was here crying and asked me to let her stay the night.
Şehir merkezinden eve geldiğimde, burada ağlıyordu ve gece kalmasına izin vermemi istedi.
- Let her stay.
- Bırakın burada kalsın.
If I let her stay, will you tell me the missing ingredient?
Kalmasına izin verirsem formüldeki eksik bileşeni söyleyecek misin?
- I'm not gonna let her stay around.
- Burada kalmasına izin vermeyeceğim.
You mean, you let her stay?
Burada kalsın mı diyorsun yani?
She's doing no harm ; let her stay
Zararı yok, bırak burada kalsın.
Please, Doc, let her stay.
Lütfen doktor. İzin verin kalsın.
Just let her stay here.
Onun burada kalmasına izin ver.
Please, let her stay on here, I have no one else.
Kalmasına izin verin lütfen, başka kimsem yok.
Why not let her stay here?
Burada kalamaz mı?
OK, let her stay
Tamam, kalmasına izin verin.
I love her too much to let her stay like this.
Onu bu halde bırakamayacak kadar çok seviyorum.
- No, let her stay with her dad for a while.
- Olmaz, bırak biraz babasıyla kalsın.
- How come you let her stay?
- Kalmasına nasıl izin verdin?
Let her come in, but let her stay but a moment.
İçeri girmesine izin verin, ama sadece bir dakika kalsın.
Ah, the young girl, let her stay.
'Genç kız, o kalsın.
A girl comes to see Milda and we let her stay the night?
Kızın biri Milda'yı görmeye gelecek biz de kalmasına izin mi vereceğiz?
But fine, let her stay there forever, deep behind your eyes.
Aman iyi, bırakta sonsuza kadar gözlerinin derinliklerinde kalsın.
Don't let her stay here too long because I've got...
Uzun kalmasına mani ol, yarın davam var...
- You can't let her stay where she is.
- Ama senin kamaranda kalmaya devam etmesi de imkansız.
Please be lenient and let her stay.
Lütfen biraz hoşgörü gösterin ve kalmasına izin verin.
Well, at least let her stay!
En azından o burada kalsın!
At least let her stay.
En azından o kalsın.
Let her stay just two minutes.
O biraz daha kalacak. - Yalnızca iki dakika.
She got rid of the animal that caused all the trouble. So let her stay.
Sorun yaratan hayvanı atmış, onun için kalmasına izin verin.
She's out, let her stay.
Dışarı çıktı, bırak burda kalsın.
If she likes that lifestyle, let her stay.
Bunu istiyorsa, yaşasın o halde o dangalakla!
Come on, darling. Let her stay.
Hadi tatlım bırak kalsın!
Schmendrick, you can't let her stay like this, you can't possibly!
Schmendrick onu bu şekilde bırakamazsın bu şekilde olmaz.
Schmendrick, let her stay the way she is.
Schmendrick, onu istediği şekilde bırak.
Please let her stay.
Lütfen kalmasına izin verin.
You can't just let her stay in jail.
- Hapiste kalmasına izin veremezsin.
Let her stay!
Bırak kalsın!
So... you just let her leave instead of grabbing onto her and asking her to stay?
Ama yine de gideceğim dedi diye öylece gönderecek misiniz?
Don't let him stay down there and tell all other fish what going on.
Sakın aşağıda bırakma, yoksa diğer balıklara her şeyi anlatır.
You let her hang around the bunkhouse, first thing you know you'll have somethin on your hands. You stay outta this.
Böyle yatakhanelerde dolaşmasına izin verirsen yakında başına bir şey gelir.
Now you stay here and let him tell her.
Burada dur ve bırak her şeyi anlatsın!
Company commander, you still let me stay though I'm two years older than her
Bölüm komutanı, ondan iki yaş büyük olsamda kalmama izin verin.
I let him come every year to stay a while.
Her sene buraya bir süre gelmesine izin veriyorum.
Let her stay.
Bırakın kalsın.
Let her come, I wouldn't want to stay here alone.
O da gelsin, yalnız kalmasını istemiyorum.
Each day you stay alive is one more day you might slip and let your human half peek out.
Yaşadığın her gün es kazara bir gün insani yönün ortaya çıkar diye korkuyorsun.
- Let's ask her to stay.
- Haydi ona kalmasını söyle.
Do you think I'm going to let you stay with her?
Onunla kalmana izin vericeğimi mi sanıyorsun?
So stay calm and let me handle him.
Sadece sakin olun ve bırakın her şeyi ben halledeyim.
let her go 1277
let her in 69
let her 65
let her go now 17
let her rip 38
let her sleep 28
let her be 47
let her know 18
let her speak 36
let her do it 16
let her in 69
let her 65
let her go now 17
let her rip 38
let her sleep 28
let her be 47
let her know 18
let her speak 36
let her do it 16
let her talk 43
let her finish 17
let her alone 16
let her through 43
let her out 30
stay 2171
stay strong 139
stay safe 113
staying 39
stay in your lane 18
let her finish 17
let her alone 16
let her through 43
let her out 30
stay 2171
stay strong 139
stay safe 113
staying 39
stay in your lane 18
stay with me 1471
stay tuned 68
stay focused 161
stay here 2079
stay away from me 476
stay close 302
stay cool 134
stay out of trouble 106
stay still 409
stay calm 730
stay tuned 68
stay focused 161
stay here 2079
stay away from me 476
stay close 302
stay cool 134
stay out of trouble 106
stay still 409
stay calm 730
stay back 1306
stay close to me 52
stay in touch 40
stay in school 26
stay low 147
stay down 1032
stay in the car 177
stay together 118
stay away 423
stay in bed 25
stay close to me 52
stay in touch 40
stay in school 26
stay low 147
stay down 1032
stay in the car 177
stay together 118
stay away 423
stay in bed 25