Make it better tradutor Turco
2,802 parallel translation
But.. But maybe I have found a way to make it better.
Ama belki onu bırakmakla daha iyi yaptım.
Fix it up, make it better than it was before.
Hallederiz, eskisinden iyi olur.
and no amount of rushing to finish your chores is gonna change that or make it better.
Ve kimsenin yaptığı şey bunları iyi taraflı olarak değiştirmeyecek. Hayır
You know what'd make it better?
Daha güzel olması için ne lazım biliyor musun?
I'll make it better.
Moralini düzeltirim.
♪ You make it better
# Sen daha iyi yaptın
Like most people say, I'm going to get knee surgery to fix me, kind of, to make it better. you know?
İnsanların çoğu iyileşmek için diz ameliyatı olacağım iyi olmak için falan der, anlıyor musun?
But for him, it's to make it better so he can keep on pushing it, destroying it, basically, and then maybe he'll just have to do it again.
Ama o'nun için iyileşmek, dizini daha çok zorlama ve mahvetme şansı anlamına geliyor esasen. Belki sonra bunu bir daha yapacak.
I thought it would make it better.
Böyle daha iyi olur diye düşündüm.
How can I make it better? Some things you can't fix.
Bazı şeyleri düzeltemezsin
How do we make it better?
Nasıl durumu iyileştiririz?
I'm trying to make it better.
Daha iyi yapmak için çabalıyorum.
Okay, well, you can't make it better. Not anymore.
Tamam, pekâlâ, artık daha iyi yapamazsın.
Hold on, I can make it better.
Daha iyisini yapabilirim.
It might make you feel better.
- Seni rahatlatır ama.
It would make me feel a lot better.
Bu bana kendimi daha iyi hissettirecek.
Well, I have a hard time believing it's gonna make her a better therapist, but she is doing everything she can to please you, so- -
Bu iş onu daha iyi bir terapist yapacak mı endişelerim var ama elinden geleni yapıyor, lütfen- -
You spend every day trying to be a better person, trying to save a life, trying to make it right.
Her gününü daha iyi bir insan olmak için hayat kurtarıp bir şeyleri düzeltmek için harcayacaksın.
I had an opportunity to make a better life for her and I took it.
Hayatını daha iyi bir hale getirme şansım vardı, ben de bunu kullandım.
I'm going to make it even better for you.
Daha güzel yapacağım ben sana.
Ultimately, it's to make you feel better.
Nihayetinde, bu kendini daha iyi hissettirmek içindi.
If she had lived for a couple more days it would make the case better.
Eğer birkaç gün daha yaşasaydı çok daha iyi bir dava olurdu.
I thought that playing this game would make me feel better about my number, but now I think the homeless lady on the train was right. It's high!
Oyunu oynarsak içim rahatlar sandım ama ama trendeki evsiz kadın yüksek derken haklıymış galiba.
It'll make me feel better.
Kendimi daha iyi hissederim.
Yes, of course, Nancy dear, but it would make me feel better all the same if you could, just...
Evet Nancy'ciğim ama her zaman için böylesi daha iyi eğer..
Would it make you feel better to know that the Russian scientist died in a plane crash six months ago?
O Rus bilim adamının 6 ay önce bir uçak kazasında öldüğünü bilmek seni rahatlatır mı?
They shape around my foot. They make it so much better.
Koşarken çok daha iyi hissediyorum artık.
Please, Nina, it would just make me feel better.
Lütfen Nina, içim rahatlayacak.
But it does make you feel better.
Ama kendini daha iyi hissettirir.
You throw a punch, you better pray I don't make it back up, you little punk.
- Yumruk atıyorsun demek dua et de karşılığını vermeyeyim, seni pislik.
It's like wanting to make things better for everyone.
Başkalarına yararlı olmayı istemek gibi bir şey.
You better make it happen - Like he said
- Bunu başarsanız iyi olur - dediği gibi
I thought my stories would inspire the world, make it a better place somehow.
Bir şekilde hikayelerimin dünyanın daha güzel... bir yer olmasına yardımcı olacağını düşünürdüm
I really need to go running, Steve,'cause it's gonna make me feel better.
Gerçekten biraz koşmalıyım Steve, Çünkü bana iyi gelecek
I guess we better get out there real quick and make ourselves a snowman before it piles up so high that we can't move.
Sanırım dışarı çıkamayacak kadar çok kar yağmadan önce, hemen çıkıp kendimize bir kardan adam yapsak iyi olur.
It'll make you feel better.
Kendine gelirsin.
Better make it count.
Değmeli o zaman.
If you gonna have me walking, you better not make it boring.
Beni yürüteceksen bunu sıkıcı hale getirmesen iyi olur.
Well... You'd better make it clear.
- Dürüst olmalısın.
It makes me sick to even consider doing anything that might make that monster feel one iota better about himself.
O canavarın kendini iyi hissetmesine sebep olacak bir şey yapma düşüncesi bile midemi bulandırıyor.
And you better make it legit next time.
Bir dahaki sefere yasal olandan al.
It's a little tube that they put inside you to make your heart work better.
Kalbin daha iyi çalışmasını sağlamak için yerleştirilen küçük bir boru.
Well, if it's supposed to make your heart work better, why did it make Althea worse?
Kalbin daha iyi çalışmasını sağlıyorsa o zaman neden Althea'nınkini daha kötü yaptı?
Did- - did it make you feel better?
Kendini daha iyi hissetmeni mi sağladı?
Would it make you feel better if I said I set the whole thing up?
Her şeyi kurdum desem daha iyi hisseder misin?
Look, I'll never really know what actually happened this last week, but if I could like give you closure, or whatever, maybe it'll make you feel better.
Bak, geçen hafta tam olarak ne oldu bilemem, Ama eğer istersen Sana kilit, ya da başka bir şey verebilirim,
But Dr. Alvarez helped me get better, and now I'm here to make it up to you.
Ama Dr. Alvarez iyileşmeme yardım etti, ve şimdi de aramızı düzeltmek için buradayım.
If it will make you feel better, I will call him this afternoon and reiterate to him that he needs to stay away from you.
Kendinizi daha iyi hissettirecekse, öğleden sonra onu çağırır, senden uzak durmasını söylerim.
Is that supposed to make it taste better?
Tadını daha güzel yapman gerekiyor
It'll make you feel better, love.
daha iyi hissetmeni sagliyacak, hayatim.
It'll make this all better.
Bunlarin hepsini daha iyi yapicak.
make it happen 119
make it rain 28
make it count 38
make it last 17
make it work 61
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it 257
make it look good 18
make it rain 28
make it count 38
make it last 17
make it work 61
make it up 16
make it two 94
make it stop 329
make it 257
make it look good 18
make it so 49
make it right 27
make it quick 271
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it a double 43
make it hurt 16
make it good 37
make it go away 36
make it right 27
make it quick 271
make it look like an accident 16
make it fast 95
make it yourself 18
make it a double 43
make it hurt 16
make it good 37
make it go away 36
make it snappy 58
make it three 31
it better be good 19
it better 38
it better not 20
it better be 85
better 1689
better safe than sorry 106
better than sex 19
better watch out 24
make it three 31
it better be good 19
it better 38
it better not 20
it better be 85
better 1689
better safe than sorry 106
better than sex 19
better watch out 24
better than me 42
better luck next time 114
better than ever 45
better you than me 22
better late than never 142
better than what 22
better than nothing 32
better than good 18
better than you 74
better than anyone 25
better luck next time 114
better than ever 45
better you than me 22
better late than never 142
better than what 22
better than nothing 32
better than good 18
better than you 74
better than anyone 25