Я вижу его tradutor Turco

Я вижу его в тебе.

Sende onu görüyorum.

Но из-за тебя я вижу его раз в три года.

Onu sadece 3 yılda bir görebiliyorum senin yüzünden. Sadece senin yüzünden.

Смотрите! Я вижу его!

Bakın, bir tane gördüm.

Понимаешь, я вижу его на репетициях Адского Дома. Но мы так заняты, вживаясь в роль наших персонажей и работая физически, что у меня ни разу не было хорошего повода поговорить с ним.

Cehennem Evi provalarında onu görüyorum ancak o sıra karakterlerimize bürünmekle ve yol yapmakla meşgul oluyoruz.

Я уже... Я вижу его.

Bakıyorum ve görüyorum.

Я вижу его.

Şimdi onu görüyorum.

Потому что сейчас, все, что я вижу - это его лицо, и я вижу его везде...

Çünkü şu anda, tek gördüğüm yüzü ve her yerde görüyorum.

Все время, куда бы я ни пошла, я вижу его.

Ne zaman bir yere gitsem onu görüyorum.

Я ещё вижу его, Прогулки вдоль Сены смех под дождём наше последнее лето оставшиеся воспоминания

Hepsi gözümün önünde hâlâ Saint Nehri boyunca yürüyüşlerimiz Yağmurdaki gülüşmelerimiz.

Милый, я его не вижу.

Göremiyorum.

Порядок, я его вижу!

Evet, onu gördüm!

Все, я его вижу.

Tamam, şimdi gördüm.

Не знаю, видит он меня или нет, но я его не вижу.

O beni görebiliyor olabilir, ama ben hiçbir şey göremiyorum.

- Да, я вижу его.

- Evet, onu görüyorum.

- Я вижу это по его лицу.

Yüzünden okuyabiliyorum.

Не знаю. Что-то я не вижу его здесь.

Bilmiyorum, tanımıyorum.

Я его не вижу.

Onları göremiyorum.

Думаю, мне удаётся узнать обман, когда я его вижу.

Sanırım, bir üçkağıtçıyı ilk görüşte tanıyorum.

" Ну, если я его не вижу, значит его нет.

" Onu göremiyorsam, orada değildir.

В каждой вещи я слышу и вижу Бога. Но совсем не понимаю его.

Baktığım her yerde Tanrı'yı duyuyor ve görüyorum.

Он часто уезжает. Я его редко вижу.

Her zaman uzaklarda, onu fazla görmüyorum.

Я первый раз его вижу.

Onu daha önce hiç görmedim.

Я вижу перед собой человека со всеми его достоинствами и недостатками.

Ama şunu bilirim... Kusurlarından ve faziletinden önce, ben karşımda bir insan görüyorum.

- Не знаю, я его впервые вижу.

Nerden bileyim?

Я даже вижу "Шипа" но не вижу его лица.

Hatta Cusp'ı bile görebiliyorum ama yüzünü göremiyorum.

Я его вижу. [Эол]

Birini görüyorum.

Я его вижу.

Birini görüyorum.

Я его вижу! Папа!

Roland bir şey gördüm.

Я его вижу!

Geliyor!

Должно быть простое объяснение... только я его не вижу. И это конкретно меня парит.

Çok basit bir açıklaması var ama ben göremiyorum ve bu benim başımı ağrıtıyor.

- А вот теперь я его вижу. Смотрите!

Bak.

Я не вижу его.

Onu göremiyorum.

Я не вижу его, папа.

Onu göremiyorum, baba.

Я его не вижу. Я его не вижу. Я его не вижу.

Göremiyorum, göremiyorum, göremiyorum.

Я сказал им, что вижу его.

Bu adamlara bu şey için bir görüşüm olduğunu söyledim.

Я не вижу причин держать его здесь.

Onu neden buralara sürüklediğinizi anlamış değilim.

Но его отсутствие - это все, что я вижу.

Baktığım her yerde onun yokluğunu görüyorum.

Классы в его школе такие большие, и я вижу, как он теряется в толпе.

Okulundaki sınıflar çok büyük, ve onun arada kaybolduğunu görüyorum.

Но я думаю, что вижу Денни, потому что ассоциирую его со смертью, умиранием.

Ama bence onu ölüm ve ölmekle eş gördüğüm için Denny'yi görüyorum.

Я знаю, потому что постоянно вижу его в нашем клубе.

Biliyorum çünkü onu sürekli kulüpte görüyorum.

Ну, я его не вижу.

Onu burada görmüyorum.

Я его не вижу.

Onu göremiyorum.

В школе, даже, когда я не вижу его, я чувствую его повсюду.

Okulda beni takip etmediği zamanlarda bile, tırnaklarındaki çıkmayan kalemin kokusunu duyabiliyorum.

Будет ему дана доблесть воистину царственная, а на груди у него вижу я зелёный камень, который и даст ему истинное имя, и с которым свяжутся его заслуги, ибо будет он целителем и обновителем.

Kraliyet kahramanı, alması gereken bu fakat onun göğsünde bir yeşil taş gördüm, ve bundan böyle gerçek ismi gelmeli ve reis ünü Şifacı ve yenileyici olsun diye.

Я его не вижу.

Görmüyorum.

- Я его вижу.

- Onu görebiliyorum.

- Я думаю, я вижу его. ^ _ ^

Galiba bunu görebiliyorum.

Я вижу как они сажают Матобо и его жену в фургон.

Görüş alanımdalar. Matobo ve karısını kamyonete bindiriyorlar.

В его несчастьях я вижу отражение своих и помирюсь с ним.

Çünkü kendi derdimin aynasında onun da çektiği acıyı görüyorum. Gönlünü almaya çalışacağım.

Я его не вижу.

Piyanoyu göremiyorum.

Когда я закрываю глаза, то вижу его в своей голове.

Gözlerimi kapatınca, kafamda onu görüyorum.