Bak buraya tradutor Francês
3,173 parallel translation
- Amber buraya bak.
- Amber, regarde par là.
Buraya bakıyor.
Elle regarde par ici.
Oskar'a bak. Perşembe buraya geliyor.
Regarde Oskar Il va venir ici jeudi.
Buraya bak, gülümse.
On va faire la photo. On regarde l'objectif en souriant.
Hendricks, buraya inşaat arazilerine bakılmasıyla ilgili tavsiye veren bir sivil gelmemiş miydi?
Hendricks, un civil n'est-il pas venu avec un tuyau sur les chantiers de constructions?
Bak, buraya onu unutmak için geldiğini biliyorum o yüzden inkar etme.
Je sais que tu es venu ici pour l'oublier, n'essaie pas de me dire le contraire.
Buraya bak.
Regardez juste là.
Adam buraya bakıyor. Şu anda resmen bize bakıyor.
Il nous regarde.
Buraya bakın!
Ici en bas!
Buraya gelin! Şuna bakın!
Venez voir.
- Vince, buraya bak. - Biraz geç kaldık.
Trop tard.
Afedersiniz? Bak, buraya 20 kadın gelecek. Hepsi de bir adamı g-stringle görmek istiyor.
Vingt femmes vont arriver s'attendant à voir un agent en string.
Bakın! Rodrigo, kız taciri yaptığı kızları buraya getiriyor olmalı.
Rodrigo doit y garder les filles.
Bak. Gel buraya.
Viens là.
Buraya bak.
Par ici.
Bak, buraya senin için geldim. Bir sonraki adım için ; ama doğru gelmedi.
Écoute, je suis vraiment venu ici, pour te voir, pour prendre la prochaine étape, mais ce n'était juste pas bon.
Bakın, adımı değiştirdim ve buraya taşındım. Böylelikle Wyat'a yeni bir başlangıç verebilirdim.
J'ai changé de nom et déménagé pour que Wyatt reparte de zéro.
Bak, eğer buraya psikoloji zımbırtıları için geldiysen ilgilenmiyorum.
Si vous êtes là pour faire de la psychologie, ça m'intéresse pas.
Bakın, buraya seçkin insanlar geliyor, tamam mı?
- Ça ne répond pas à la question. Écoutez, beaucoup de gens influents viennent ici.
Sosisçideki Yakışıklı çocuk kesinlikle buraya bakıyor.
Le beau mec qui vend des hot-dogs regarde carrément par ici.
Sarah, buraya bak. Sana erken bir doğum günü hediyesi aldım.
Un cadeau d'anniversaire en avance.
Bak Turtle, buraya bedava bir gezi ve ünlüler var diye geldik.
On voulait juste le voyage gratuit et les stars.
Buraya mı bakıyorum?
Un mec fait un sandwich.
Bak, nasıl buraya geldiğini bilmiyorum, ama beni yalnız bırakmalısın, tamam mı?
Écoute, je ne sais pas comment tu es arrivée ici, mais laisse-moi, ok?
Buraya bakın millet.
Regardez ça, tout le monde.
Buraya bakın, Palos Hills Lisesi.
Bien, votre attention, Palos Hills High.
Tamam teğmen, bak bakalım Spencer Pittman hakkında ne bulabileceksin. Ve onu mümkün olduğunca çabuk buraya getir, lütfen.
Lieutenant, trouvez ce que vous pouvez sur Spencer Pittman et amenez-le ici, s'il vous plaît.
Bakın, buraya seçkin insanlar geliyor, tamam mı?
Ecoutez, beaucoup de personnes importantes viennent ici, vous comprenez?
- Görünüşe bakılırsa bu adamlar, iş sırasında anahtarların baskısını yapıyorlar, sonra da buraya gelip kopyasını çıkartıyorlar.
Ils prennent des empreintes des clés au boulot, et font des doubles ici.
Buraya bakıyor.
Il nous regarde.
Bak, şu resmin, işte buradakinin gösterdiğine göre bu buraya, tamam, bu küçük arı da,... bu küçük mutlu arı da kurbağanın yanındaki bu deliğe girecek.
Regarde, cette image, regarde, ça, elle montre que, comme cela, que cette petite abeille, cette joyeuse petite abeille, va dans ce petit trou juste à côté de la grenouille.
Bak, buraya gelmen lazım.
Venez ici.
Hey, buraya bak.
Regarde.
Bakın, Bayan Flynn buraya taşınmama izin verdiğiniz gerçekten müteşekkirim.
Écoutez, Mme Flynn, j'apprécie que vous me laissiez emménager.
Buraya gelmeden önce disiplin sorunları olanlara bak. Birkaç tane var.
Cherche ceux qui avaient des problèmes avant de venir.
Gelip buraya bakın.
Votre attention!
Buraya bak. "Mermi yakalama" numarasını yapan tek kadın.
Vérifie, la seule femme à faire le tour "Attraper une balle".
- Pekala, şimdi buraya bak.
Allons-y... Jette un œil à ça.
Bakın, sadece onu buraya getirdim.
Je n'ai fait que le conduire.
Bak, Noel Baba teleferik hattıyla gelecek, taaa oradan buraya.
Regarde. Le Père Noël arrive en tyrolienne cette année, de tout là-haut.
Peki, tamam, Öklid buraya bakıyor.
Je m'en veux-clide.
- Buraya bak!
Ugh
- Buraya bak!
Beurk.
Nereye bakıyorsun? Buraya bak, odaklan.
Par ici, regarde-moi.
Dedektif. Buraya bakın.
Hé, détective, venez voir par là.
- Selam, çocuklar. Sophie, buraya bak lütfen.
Sophie, par ici.
Bak, bence buraya büyük katkın olur.
Vous seriez un grand plus.
Bak, buraya gel.
Ecoute, viens ici.
Buraya bakın.
S'il vous plaît, venez ici.
O halde neden üstesinden gelemiyorsun? Buraya bak, No Eun Seol. İşte bu yüzden benim için bir engel.
vous n'arrivez pas à surmonter vos crises? c'est pour ça que ça s'appelle un trouble. non?
Buraya bakın Sekreter No'nun babası... Buna izin veremem.
Quel genre de parent accepterait le fils d'un gangster comme gendre?
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya getir 71
buraya gelin 820
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya oturabilirsin 16
buraya geri gel 39
buraya kadar geldik 26