English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yanlış yapıyorsun

Yanlış yapıyorsun tradutor Francês

316 parallel translation
- Geri dönmekle yanlış yapıyorsun.
- Tu as tort de retourner- -
- Yanlış yapıyorsun. - Ben bir katilim!
Il ne faut pas!
Herkes yanlış yapıyorsun dedi.
Ils étaient tous contre moi!
Yanlış yapıyorsun, oğlum.
Tu as fait une grosse erreur.
Yanlış yapıyorsun, sevgilim.
Tu as tort, poupée.
Oğlum, yanlış yapıyorsun.
Mon fils... Tu agis mal.
Olmadı, bak, sen büyük bir yanlış yapıyorsun.
Vous faites erreur.
- West, yanlış yapıyorsun...
Vous? West, tu te trompes.
- Yanlış yapıyorsun.
- Vous mettez tout en danger...
Yanlış yapıyorsun.
Tu as mal fait.
Yanlış yapıyorsun dostum. Ortalarda çok uzatıyorsun. Daha canlı, dostum.
Tu te goures, tu la prends trop bas.
Her neyse, bana göre sen yanlış yapıyorsun.
De toute façon, à mon avis, vous n'êtes pas celui qu'il faut.
# Ama bana yanlış yapıyorsun
"Mais tu me trompes"
Canım benim, yanlış yapıyorsun.
Le che val, c'est pour lui.
Ama herhelde birşeyleri yanlış yapıyorsun.
Alors tu dois te planter quelque part.
- Yanlış yapıyorsun.
- Tu te trompes.
Her zaman yanlış yapıyorsun.
Tu te trompes toujours.
Yanlış yapıyorsun! Sandalyemi tuttu!
Je l'ai touché après le coup de sifflet!
Yanlış yapıyorsun Hamilton.
Pas comme ça. Ce qu'il faut lui dire, c'est :
Şef, düğüm yapacaksın, yanlış yapıyorsun.
Commissaire, à la proue, on ne fait pas comme ça.
Onunla alay ederek yanlış yapıyorsun.
Vous ne devriez pas vous moquer de lui.
- Yanlış yapıyorsun.
- Tu t'y prends mal!
- Yanlış yapıyorsun.
- C'est pas comme ça qu'on fait.
Yanlış yapıyorsun.
Tu t'y prends mal.
O zaman neden yanlış yapıyorsun?
Alors pourquoi tu n'y arrives pas?
Tamamen yanlış yapıyorsun.
tu fais tout de travers.
Yanlış yapıyorsun.
Ton geste est mauvais. Je vais te montrer.
Nasıl oluyor da herşeyi yanlış yapıyorsun?
Comment tu peux te tromper sur tout, comme ça?
Bak, yanlış yapıyorsun.
Vous faites une erreur.
Yanlış yapıyorsun!
Tu sais pas le faire.
Deebo, yanlış yapıyorsun.
Deebo, l'homme. Vous déclenchement.
- Yanlış yapıyorsun! Ayı ona nasıl yapıldığını göster.
Nounours, montre-lui.
Hepsini yanlış yapıyorsun.
- Au fond! Vous avez tout faux!
Yanlış yapıyorsun!
Tu as tort!
Kasti yapılan yanlış tedaviyi anlamadığımı mı sanıyorsun?
Je sais reconnaître une négligence médicale
Senin yanında da olamam, çünkü yanlış yapıyorsun.
Ni pour toi : Car tu as tort.
Belki sen doğru olanı yapıyorsun. Bense yanlışı.
Peut-ętre que tu as raison et que j'ai tort.
Yanlış bir şey yapıyorsun ve başlıyor.
On fait quelque chose de mal et tout se déclenche.
Yanlış başlangıç yapıyorsun.
Tu t'y prends de travers.
Bana sorarsan, yanlış işi yapıyorsun.
Si tu veux mon avis, ce boulot est pas pour toi.
Söylediğim gibi, yanlış işi yapıyorsun.
J'avais raison, ce boulot est pas pour toi.
Yanlış yola saptık. Peki tatlım, ne yapıyorsun?
On a pris la mauvaise route.
- Hayır, yanlış yapıyorsun!
- Non, ce n'est pas ça.
Bunlar yanlış dişler. Şakamı yapıyorsun?
Oui, au 167 Hemdale.
Ama sen yanlış yapıyorsun.
Mais tu t'y prends mal.
Sen yanlış işi yapıyorsun!
Tu n'es pas dans la bonne branche!
Kontrol edeyim dedim. Bazen hata yapıyorsun. Sonra pizzaları yanlış adrese götürüyorum da ondan.
Parfois, tu te trompes et je livre des pizzas à la mauvaise adresse.
Neden her zaman herşeyi yanlış zamanda yapıyorsun?
Tu fais toujours tout au mauvais moment.
Doğru istikamette olabilirsin, Colt..... ama oraya varmak için hep yanlış şeyler yapıyorsun.
Tu pars peut-être dans la bonne direction, Colt... mais tu fais tout ce qu'il ne faut pas faire pour y arriver.
Paul, bence sen yanlış iş yapıyorsun.
Paul, tu as raté ta vocation.
Dükkanın yanlış bölümünden alışveriş yapıyorsun.
Tu fais tes courses dans le mauvais rayon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]