Yanlış bir şey yok tradutor Francês
437 parallel translation
- Bunda yanlış bir şey yok.
Rien de mal à ça.
Yanlış bir şey yok!
Il n'y a aucune erreur.
Orada oturup O'ları doldurmanız sizi çılgınca gösterebilir ama bence yanlış bir şey yok çünkü düşünmenize yardım ediyor.
Cela peut vous faire passer pour un peu fou, Votre Honneur... assis là, à remplir des "O"... mais je n'y vois rien de mal, parce que ça peut vous aider à réfléchir.
Senin çok burnu kalkık olduğun ve sevgililerinin babalarının aniden sana garez bağlamaya başlamalarını merak ettiğin zamanlardan beri. Yanlış bir şey yok.
Depuis le temps où vous êtes grande comme ça et que vous vous demandez... pourquoi les pères de vos amies deviennent soudain si espiègles.
Bunda yanlış bir şey yok, değil mi?
Aucun mal à ça, n'est-ce pas?
Amerika'nın en büyük adamı en büyük aktör tarafından canlandırıldı. Bunda yanlış bir şey yok.
Qu'un grand auteur joue un grand homme... j'approuve!
Ama bunda yanlış bir şey yok.
Il n'y a aucun mal à ça.
Bunda yanlış bir şey yok.
C'est une affaire légale.
Yanlış bir şey yok demek ki?
Persistes-tu à dire que tout va bien?
Denemekte yanlış bir şey yok.
Il n'y a pas de mal à essayer de...
- Bunda yanlış bir şey yok. - Benim için değil.
- Tuer, c'est naturel.
Bunda suç teşkil eden yanlış bir şey yok.
II ry a rien de mal à ça.
Evet, duyduklarında yanlış bir şey yok.
Tu as de bonnes oreilles.
Bunda yanlış bir şey yok.
Il n'y pas de mal à ça.
Karısı ve bebeği için endişeleniyor. Bunda da yanlış bir şey yok.
Il a bien le droit de s'extasier sur son bébé.
Oh Madeline, inan bana, bu evi terk etmende yanlış bir şey yok.
Tous tes maux disparaîtront quand tu quitteras cette maison.
Bu binayla ilgili yanlış bir şey yok! Sadece yeni bir su tesisatına ihtiyacı var.
Il faut simplement remettre la tuyauterie a neuf.
Yanlış bir şey yok, ama sen bu şeytani öfkeyle, masum seyircileri de feda ediyorsun.
Vous pouvez haïr le mal, mais de là à sacrifier des innocents...
Bunda yanlış bir şey yok, efendim.
Est-ce un mal?
Bunda yanlış bir şey yok.
C'est bon.
Bunda yanlış bir şey yok. Genç ve herhâlde çekicidir.
Elle doit être jeune et séduisante.
Bunda yanlış bir şey yok, değil mi Vito?
Y a pas de mal à ça, n'est-ce pas, Vito?
Bunda yanlış bir şey yok ki.
Il n'y a pas de mal à ça.
Bunda yanlış bir şey yok.
Remarque, y a pas de mal.
Biliyorsun, yanlış bir şey yok.
Rien n'est mal.
Yanlış bir şey yok.
Rien n'est mal.
Bunda yanlış bir şey yok sanırım.
Eh bien je ne vois pas où est le problème.
Bunda yanlış bir şey yok.
Il n'y a pas de mal à ça.
Sende yanlış bir şey yok, Cosmo.
On n'a rien contre toi, Cosmo. L'argent.
Inan bana. Lütfen, inan bana, bunda yanlış bir şey yok.
Je t'assure, c'est normal.
Bak, AIan, bunda yanlış bir şey yok, biliyorsun.
C'est normal, tu sais.
Görünürde psikiyatrik açıdan yanlış bir şey yok.
D'un point de vue psychiatrique, il ne manifeste pas de troubles.
Sende görüyorsun. Bu sadece bir eğlence. Bunda yanlış bir şey yok.
Tu vois, si c'est bien y a pas de mal à ça.
Bunda yanlış bir şey yok.
Ça n'a rien de honteux.
- Herb, çocukta yanlış bir şey yok, ben ondan hoşlandım.
- Herb, ce garçon est normal. Je l'aime bien
Sanırım öyle. Hey, bunda yanlış bir şey yok.
Il n'y a rien de mal à ça.
Bunda yanlış bir şey yok.
Y a pas de mal à ça.
- Danışmanlık ücreti ödemekte yanlış bir şey yok.
- Un consultant a le droit d'être payé.
Yanlış bir şey varmış gibi, ablam hakkında hikayeler anlatmaya hakkınız yok Bay Barker.
La façon dont vous parlez de ma soeur me déplaît.
Ben hep barış yanlısı olmuşumdur, bir şey takmana gerek yok.
Je suis toujours tranquille, ce n'est pas la peine.
Bunda yanlış bir şey yok ki.
Et après?
Unutulacak ya da yanlış yapılacak bir şey yok.
Pas de regrets et tout ira bien.
Bunda yanlış olan bir şey yok.
Il n'y a rien de mal à ça.
Şaşıracak bir şey yok. Teori yanlış... Ayrıca zararlı.
C'est normal : elle est fausse et destructrice.
- Yanlış olan bir şey yok.
Tout va bien.
Yanlış anlayacak bir şey yok.
Je crois que c'est clair!
Olmaz, kendisi dürüst bir insan yanlış bir şey yapacak hali yok.
Non, c'est une personne honnête... incapable de faire quoi que ce soit de mal.
Bunda yanlış bir şey yok.
C'est normal.
O adam var ya, sakın yanlış anlamayın, bildiğim bir şey yok ama tanımak isteyeceğiniz bir tip değil gibi.
Celui là, je ne sais pas, mais il me semble....... que tu ferais mieux de t'en méfier.
Neyin yanlış olduğunu bilirsek, iyileştiremeyeceğimiz bir şey yok.
Nous pouvons trouver un remède à toutes choses.
Bu problemi aritmetikle çözeceksin, şunu cebirle çözeceksin, yok böyle bir şey. Bu, cebir dersini alan tüm çocuklar geçsin diye uydurulmuş yanlış bir şey.
– il n'y a pas de choses dans le genre, vous savez, tu dois le faire avec l'algèbre, tu dois le faire avec l'arithmétique – c'était un faux truc qu'ils avaient inventé à l'école pour que les enfants qui étudient l'algèbre puisse passer les tests.
yanlış bir şey mi söyledim 70
yanlış bir şey yapmadım 40
yanlış bir şey mi yaptım 61
yanlış birşey mi var 24
yanlış bir şey mi var 71
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlış bir şey yapmadım 40
yanlış bir şey mi yaptım 61
yanlış birşey mi var 24
yanlış bir şey mi var 71
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış anlama 85
yanlış numara 72
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış düşünüyorsun 23
yanlış cevap 43
yanlış olan ne 69
yanlış anladın 80
yanlış anlama 85
yanlış numara 72
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlış düşünüyorsun 23
yanlış cevap 43
yanlış olan ne 69