English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Daha var

Daha var tradutor Português

34,896 parallel translation
30 saniyelik bir işim daha var, sonra söz veriyorum çıkacağız.
Pessoal, sabem que mais? Preciso de mais 30 segundos - e depois saímos, prometo.
Bir mesele daha var ama.
Há um pormenor.
Bir şey daha var senin Jedi holocronun, onu da bana ver.
E mais uma coisa... O teu Holocron Jedi... Também o quero.
Pazartesi bir konferans araması daha var.
Na segunda-feira, temos outra teleconferência.
Yemeğe gelecek birkaç arkadaşım daha var.
Tenho uns quantos amigos que também vão comigo ao jantar.
Kancanin üstünde Sollecito'nun DNA profili var ama en az iki kisinin DNA'si daha var.
ADN DE SOLLECITO Na verdade, no fecho, há o perfil do ADN do Sollecito, mas havia, pelo menos, de dois outros.
Bir şey daha var.
Mais uma coisa.
Başka bir makale fikrim daha var ama yeni patronumun bu fikirden hoşlanacağını sanmıyorum.
Tenho outra ideia para um artigo mas... não me parece que o meu chefe esteja muito entusiasmado com isso.
- Bir şey daha var.
- Há mais uma coisa.
- Ona silah çektim tabii birkaç şey daha var.
Apontei-lhe uma arma. Entre outras coisas.
Bir seansımız daha var mıydı? Hayır, hayır, hayır, hayır
- Temos outra sessão marcada?
Başka bir şey daha var.
Há outra coisa.
Arkada bir tane daha var!
Há outra nos fundos!
Ve bilmediğimiz iki tane daha var.
E mais dois que não sabíamos.
Sadece yapmam gereken bir iki iş daha var.
Só temos mais uma tarefa.
Roscoe meselesinde kafamı kurcalayan bir şey daha var.
Só há uma coisa que me incomoda sobre o Roscoe.
Yani benim meyve veren güzelim, bebek bekleyen mühendisim karnı burnunda romantik dayanağım sana tek bir sorum daha var.
Por isso, meu doce amorzinho, minha engenheira grávida, meu pilar romântico familiar, só tenho mais uma pergunta para ti. Do que é que precisas?
Burada daha fazla hasar var gibi.
Parece que há mais danos aqui.
Şu anda her zamankinden daha da iyi biliyorum ki halkına ait, halkının yanında, halkı için var olan bir ülke...
Tenho maior consciência agora do que alguma vez tive de que um país do povo, pelo povo e para o povo...
Madde 2... Harika bir espri anlayışı var ve fazla kahkaha daha fazla seks anlamına gelir.
Segundo ele tem um grande senso de humor e mais risos significa mais sexo.
- Ne! Daha 20 saniyemiz var.
Temos mais 20 segundos.
Bizde de aynı sorun var ama büyük ihtimalle sizden 10-20 yıl gerideyiz hatta belki de daha da fazla.
Temos o mesmo problema, mas está dez anos atrasado em relação ao vosso. Talvez até 20 anos ou mais.
Şu an yapmaya çalıştığın şeyden daha iyi ne var?
O que vais fazer que seja melhor do que aquilo que estás a tentar fazer?
Böylesi daha iyi, çünkü, an itibarı ile, bizim başka işlerimiz var.
O que é bom, porque neste exacto momento acabamos de ficar ocupados.
Güvendiğimiz biri olmalı. Yeni atanmış özel danışmanınızdan daha iyisi mi var?
Tem de ser alguém da nossa confiança e a sua conselheira especial é a melhor escolha, certo?
Ama daha 12 saati var.
Mas tem 12 horas para entrar em contacto.
Hayır, endişelenecek çok daha önemli şeyleri var.
Não, tem mais com que se preocupar.
Efendim, yanlış anlamayın ama bu iş için benden çok daha vasıflı insanlar var bence.
Senhor, com todo o respeito, senti que havia pessoas mais qualificadas do que eu.
- Geldikleri yerde daha bir sürü var.
Há muitos mais onde estes estavam.
Daha da iyisi var.
Ainda melhor.
Ve açıkçası kendimi daha önce hiç bu kadar kendim gibi hissettiğimi sanmıyorum, bunun da bir sebebi var.
E, para ser honesta, acho que nunca me senti tão eu mesma como me sinto agora. E há um motivo para isso.
Daha iyi haberlerimiz de var.
Embora essa seja uma boa notícia, fica ainda melhor.
New York'un Dedektif Frank Sullivan gibi daha çok kahramana ihtiyacı var.
New York precisa de mais heróis como o Detective Frank Sullivan.
Daha önemli işlerimiz var.
Temos outras coisas para fazer.
Sende daha iyisi var mı?
Tens uma melhor?
Başka bir şey var mı? Biraz daha iyi bir şey...
Vocês não têm algo... um pouco melhor?
Çok ciddi yaraları var, ağır kanaması biraz daha geç kalsaydık ölebilirdi.
Ferimentos graves, a sangrar muito. Mais uma horas e teria morrido.
Evet, ama o sandıkta altın ve mücevherden daha fazlası var.
Há mais que ouro e jóias nessa arca.
Ama sana anlatmam gereken daha çok şey var.
Mas há mais que tenho de te contar.
Birkaç yüz kişi zehirlenmiş ve bunların içerisinde daha sonra hayatını kaybeden 2 çocuk ve 3 yaşlı da var.
Algumas centenas de pessoas foram envenenadas, incluindo duas crianças e três idosos que morreram mais tarde.
43 tane daha kanıt kutusu var.
Há mais 43 com provas.
Başka biri daha mı var?
Então procuramos outra pessoa?
"İnsanlar için ömür boyu birlikte olacaklarını, " sessiz ve tarifsiz anıları birlikte göğüsleyeceklerini... "... hissetmekten daha yüce bir şey var mıdır? "
"O que pode haver de maior para as almas humanas que sentirem que estão juntas para sempre, unidas no silêncio de memorias inimagináveis?"
Bundan daha iyisine ihtiyacımız var.
Temos de fazer melhor que isso.
Bunlarla uğraşmak için daha beş yılımız var sanıyordum.
Pensei que só lidaríamos com isto daqui a cinco anos.
Daha iyi yalanlara ihtiyacın var.
- Precisas de mentir melhor.
"Luke, hayatta her şeyin var, daha önce istediğin her şeye sahipsin."
"Luke, a tua vida está completa, tens tudo o que sempre quiseste."
Bir tane için daha zamanımız var.
Temos tempo para mais uma pessoa.
Pekâlâ, şu anda cilt kaşıntısından daha büyük dertlerimiz var.
Temos problemas maiores do que cócegas.
Burda kimin babasının siki daha büyük diye bir bilgi var mı merak ettim.
Pergunto-me se há aqui alguém cujo pai foi um imbecil ainda maior.
Mideni dinlesen iyi olur çünkü daha tatlımız var.
Devias ouvir o teu estômago, porque ainda temos a sobremesa. A sério?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]