Bu tanrı tradutor Russo
7,933 parallel translation
Bence bu Tanrı'nın bir armağanı. Ama öyle dersek yukarıdakini fazla yüceltmiş oluruz.
Я бы сказал, это дар Божий, но тогда будет слишком много чести парню сверху.
Bu tanrının dürüst gerçekliği.
Это истинная правда.
# Bu Tanrı'nın şarkısı... # Seni çok seviyorum.
Я так тебя люблю, так люблю.
Bu B613 denen grubun sana yaptıklarını bize yaptıklarını düşün. Bunu kaç aileye daha yaptıklarını Tanrı bilir.
Эта организация, эта Би613, подумай, что они сделали с тобой, что они сделали с нами, что они сделали с ещё Бог знает сколькими семьями.
Ama şimdi bu sözlere oy veriyorlar "Tanrıdan sonra gelen bir ulus!"
в клятву верности в 1950х.
Hala bu yönetim bu şehirdeki her siyasi oluşum gibi her hareketinin bizler tarafından gözlendiğini biliyor. Her hareketlerinide bizzat ben gözlüyor olacağım. Tanrı sizi ve özgürlükçüleri korusun.
Однако эта администрация, как и любая политическая организация в этом городе, знает, что я слежу за каждым их действием... ради вас и ради свободы.
Tanrım, Donnie! planda bu yoktu.
Господи, Донни, это мы не планировали!
Beni gerçekte olduğum kişi için kabul edeceğini biliyorum ve bu, Tanrı'ya her gün şükretmemi sağlayan bir hediye.
Ты принимаешь меня таким, какой я есть, и это подарок, за который я ежедневно благодарю Бога.
- Tanrım! Bu dehşet verici.
- О Боже, это ужасно.
Tanrım, bu köpeği gerçekten seviyorum ama belki de yan evde daha mutlu olur.
Господь, я действительно люблю эту собаку, но может быть, она будет счастливее у соседей.
Tanrı kalbimde, bu yüzden her zaman umudum var.
Бог в моём сердце, так что всегда есть надежда.
Tanrı'nın bu çekicin kafana inmesinden seni koruyacağını mı sanıyorsun?
Думаете, Бог защитит вас от этого молотка?
Bu, tanrıların ölümüydü.
А вместе с тем и смерть богов.
Aman Tanrım, bu adamdan nefret ediyorum.
- Ненавижу его.
Tanrım, umarım bu beni beraat ettirir.
Как я надеюсь, что меня оправдают!
Nihayet anladım ki bu dünyadaki amacım Tanrıya hizmet etmek ve kelâmını yaymak.
До меня наконец-то дошло, что мое назначение на земле - служить Богу и прославлять Его.
Tanrının bizim için iyi şeyler istediğine inanmak senin için neden bu kadar zor?
Почему тебе так сложно поверить в то, что Господь желает нам только хорошего?
Onu çok özleyeceğim ama madem Tanrının isteği bu yönde.
Я буду скучать по ней... но если это то, чего хочет Господь...
- Tanrım bu yer bildiğin çöplük.
Это место - помойка.
"Aman Tanrım, avukatlar... onu bir şekilde insancıllaştırmayı planladıysa... Morris Black'i öldürdükten, parçaladıktan... onun kimliğiyle kaçıp yaptığı onca şeyden sonra... o zaman bu işte gerçekten başarılı olmuşlar."
Если они - то есть, адвокаты - планировали обелить человека, который убил Морриса Блэка, расчленил его и украл его личность, судя по всему, они достигли цели.
Sürükleyebilirdim ama önümü göremezdim... Uyku tulumu gibi bir şeyin içine koyup dışarı sürüklemeyi düşündüm. Ama güzel Tanrım, bu saçmalıktı.
Я могу потащить его волоком, или можно было убрать его в спальный мешок, но это же настоящий цирк!
- Tanrım, gün boyu aldığımız en iyi haber bu.
- Боже, это лучшая новость за целый день!
Tanrım anne. Bu kesin çok pahalıdır.
Господи, Мам, он, наверное, стОит, как настоящая бомба
Tanrının huzurunda ve bu cemaatten önce Richard ve Frances'in kendi rızaları alındı ve evlilik yeminlerini birbirlerine yaptılar.
В присутствии Бога и перед этой паствой Ричард и Фрэнсис дали своё сагласие и дали брачные обеты друг другу.
Tanrım bu koku da ne?
Боже, что это за вонь?
Aman tanrım, bu da ne?
Боже мой, это что такое?
Peter Tanrı korkusu olan bir adamdı ve bu korkuyu oğluna da geçirmeye çabaladı.
Питер был богобоязненным человеком и пытался вбить страх перед богом в своего сына.
Bu tip bir kalpsizlik, seni neden sıcak yeni yerimizin yöneticisi yaptığımın sebebi. Tanrım!
Вот из-за этой жестокости я и решила назначить вас управляющей нашим новым шикарным филиалом "Кайфа".
Bu kadar yeter. Tanrı biliyor ya babam seni asla başıboş bırakmamalıydı. Tabi senin frijit annen onu dışarıda çalışmak zorunda bırakmasaydı.
Одному Богу известно, что папочка не сбился бы с пути истинного, если бы твоя фригидная мамаша не выгнала его из дома.
Bu adam buralarda tanrı gibidir.
Он тут как бог.
Son olarak yanlış, biz askeri liderliği çocuklarımızın hayatlarını 200 yıllık geleneklere göre değil içlerindeki tanrı korkusuna yenik düşerek korusunlar istiyorum. Fakat onlar bu olanların yanlarına kar kalacağını sanıyorlar.
И неправильно, что военные начальники, люди, которым мы доверяем жизнь наших детей, чувствуют, что их так защищают двухсотлетние традиции, что им все сойдет с рук.
Size bu basit soruyu soruyorum Tanrı kötürüm olan bir adamı vaad edilen topraklara yürümesi için seçebilir mi?
Я задам вам простой вопрос : разве хотел Бог, чтобы на обетованную землю вас вёл человек, который едва ходит?
Aman Tanrım. Bu o.
Бог ты мой, это он.
Ve bu Kar tanesi'nin söyleyeceklerini Tanrı'dan önce biz duyacağız.
И мы услышим перед Богом, что эта Снежинка сможет сказать.
Tanrım hayır. Bu yaşanıyor olamaz.
Не может быть.
Tanrı aşkına, bu tarihi bir kuraklık!
Ради Бога такой засухи давно не было!
Tanrım, bütün bu olanlara rağmen nasıl olduğunu soramadım sana.
Боже, из-за всего произошедшего я даже не поинтересовалась, как ты.
Birisi bu kapıyı zorla açmış. Tanrım, kan da var.
Кто-то специально оставил эту дверь открытой о Боже, там кровь.
Peki ya... - Tanrım, işte bu.
О, боже, вот оно.
"Tanrının Ellerinde" olduğunuz için çok heyecanlıyız ve bu bereket için İsa'ya minnettarız ve biliyorum ki, Reverend Paul'da aynı şekilde hissediyordur.
Мы безумно рады, что вы здесь, в Деснице Божьей, и мы благодарим Иисуса за этот счастливый дар, и я знаю, что преподобный Пол думает так же.
Tanrım, bu bir mucize!
Боже, это чудо!
Bu sabahtan beri Tanrı Modu'ndasınız.
Вы с самого утра общаетесь с машиной.
Tanrım, bu berbat müzik de ne?
Господи, что это за ужасная музыка?
Tanrım, bu hoşuma gitmedi!
Боже мой, мне это не нравится.
Bill, bu insanların sırıtmamasının tanrı'nın bir lütfu olduğunu düşünüyorum.
Билл. Мне кажется, даже к лучше, что никто не приехал.
Tanrım, bu muhteşem değil mi?
Тут чудесно, правда?
Tanrı'nın istediği bu değil, Keith.
Это не то, что Бог хочет, Кит.
Tanrı'nın istediği bu.
Это то, чего Бог хочет.
Bu sembol Tane'yi temsil eder, Ormanların Tanrısını.
Здесь изображён Тане — бог лесов.
O ölümün tanrıçasıdır ve bu adanın her yerinde onun putunu görürsün.
Она богиня смерти, её идола можно встреть по всему острову.
Bu harika. Sağ? Tanrı.
- Это действительно хорошо?
tanrım 20459
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrı sizi korusun 208
tanrım bana yardım et 28
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı korusun 98
tanrı bizi korusun 55
tanrı sizinle olsun 57
tanrı seni kutsasın 43
tanrım bize yardım et 16
tanrı yardımcın olsun 48
tanrım bana yardım et 28
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı korusun 98
tanrı bizi korusun 55
tanrı sizinle olsun 57
tanrı seni kutsasın 43
tanrım bize yardım et 16
tanrı yardımcın olsun 48