Diyeceğim şu ki tradutor Russo
70 parallel translation
Diyeceğim şu ki ; o kesinlikle Tracy değildi, Bay Kittredge.
Видите ли, это была не Трейси, мистер Киттредж.
Diyeceğim şu ki, daha önce hiç kahve yapmadın, değil mi?
Я к тому, ты ведь никогда раньше кофе не делал, да?
Diyeceğim şu ki, ihtiyacımız olan şey artık elimizde :
Я говорю о том, что нам нужно то же, что и всегда :
Diyeceğim şu ki ateşte bir şey unuttun. Şimdi, bak, biliyorum üzgünsün.
В общем, я вас покидаю, поскольку вижу- - вы тут... затеваете что-то серьезное.
Diyeceğim şu ki, bir de bakmışsın, piyasa'nın tam ortasına dalmışsın.
Я xочу сказать, что это затягивает быстрее, чем успеваешь осознать.
Diyeceğim şu ki : "ölmek istemene neden olacak o kısmı bir kere aşarsan aslında gerçekten iyi biridir."
Скажу тебе, как только проходит эта часть когда кажется что сейчас умрешь он становится очень милым человеком.
Diyeceğim şu ki... Bunu engelleyemiyor.
Я хочу сказать... с ним ничего не поделаешь.
Diyeceğim şu ki, onlar...
Это из-за меня, они....
Ama diyeceğim şu ki beyler, tavsiye etmemeniz sizin hayrınıza olur.
Типа, "Где?". Я не боюсь Аль-Каиды, я из Бруклина.
Diyeceğim şu ki, konu ilişkiler oldu mu, hazırlıklı değilizdir.
Знаете почему? Потому что женщины ненавидят женщин. Женщины ненавидят женщин.
Aslında diyeceğim şu ki, Almanlar bizim gibi davranmıyor, bizim gibi de düşünmüyor, çünkü onlar bizim gibi Tanrı'nın çocukları değil.
Истинно говорю вам : немцы действуют не так, как мы ; думают не так, как мы.
Bak, diyeceğim şu ki bunların hiçbirini yapmana gerek yok.
Слушай, ведь вовсе не обязательно это делать.
Diyeceğim şu ki ;
Боже мой, они..
Pekala, aslında, diyeceğim şu ki sanırım kocan aklını kaçırmış.
Ладно. Вот, что я хотел сказать... Ваш муж спятил, наверное.
Diyeceğim şu ki, benim sevdiğim adam şarkı besteleyen biriydi.
- Ну... Мне нравился парень, который писал песни.
Diyeceğim şu ki, Banks bu gece seni hücrenden çıkarttıracak.
Говорят, Бенкс вытащит тебя из камеры сегодня ночью.
Sana diyeceğim şu ki, hayatımda kimsecikler yok.
Говорю тебе, не везет мне в жизни.
Ben, Cher Nung diyeceğim şu ki şimdi ve bundan sonra ileride benin yerime Teean geçecek.
Я, Чернанг, сообщаю, что от сегодняшнего дня и впредь Тьен становиться моим помощником, вторым после меня
Diyeceğim şu ki, eğer Bayan Marshall ile tekrardan başlarsan dikkatli ol, çünkü her an...
Я скажу, если ты снова сойдешься с Мисс Маршалл, соблюдай осторожность, потому что, понимаешь...
Ama diyeceğim şu ki, önce şu adadan bir kurtulalım. Sonra isim seçeriz.
Давай так, давай, сначала, выберемся с острова, а потом выберем имя.
Diyeceğim şu ki bu senin suçun değil.
Уверяю вас : это не ваша вина.
Şimdi o meseleye girmek istemiyorum ama diyeceğim şu ki...
Не хочу сейчас вдаваться в подробности. Но.. дело в том, что...
Ve size diyeceğim şu ki onun gibi elleri olan birini en son gördüğümden beri oldukça uzun zaman geçti.
И, скажу я вам, уже давно я не видел такого парня, с такими руками.
Diyeceğim şu ki beni babam böyle yakalasa, o kadar koymazdı, anlıyor musunuz?
Могу сказать... мне было намного хуже, чем, когда мой старик застукал меня за... ну Вы поняли...
Wendy'nin laboratuvardaki titizliği malum, aynı anda birden fazla vak'ayla ilgilenmez. Diyeceğim şu ki... imkânsız.
Зная талант Вэнди и правило лаборатории работать с материалами только по одному делу, я скажу, что это... невозможно.
Yani diyeceğim şu ki... Restoran için biriktiriyorsun.
Чтобы накопить на ресторан.
Diyeceğim şu ki bir süper kahramanın bir yabancıya güvenmesinin tek bir yolu var.
Дело в том, что супергерой поверит только незнакомцу.
Bak, buraya geldim ve yarışma hakkında aynen benim hissettiğim gibi hisseden bir kızı tespit ettim, yani diyeceğim şu ki, bu durumda evet faydası oluyor.
Послушайте, я прихожу сюда и замечаю девочку, которая думает про этот конкурс то же самое, что и я. В общем, я бы сказал, да, в этом случае пригодилось.
- Diyeceğim şu ki..
- Вот в чем дело.
Diyeceğim şu ki, olanlar yüzünden çok pişmanız.
Я просто хочу сказать, что... Мне очень жаль за то, что произошло.
Sizi ameliyat edip apandisinizi alacağız. - Diyeceğim şu ki istediğinizi alın.
Мы сделаем операцию и вырежем аппендицит.
Diyeceğim şu ki artık senin yükünü hafifletiyoruz.
Я хотел сказать, что тебя никто не держит.
Diyeceğim şu ki bu yeni başkomiser Fuller... tüm adamlarını yanında götürmüş, ve Goulborn'daki kışlalar boş.
Видишь ли, говорят, что этот новый суперинтендант, Фуллер, взял всех своих людей с собой, и бараки в Голберне... пусты.
Diyeceğim şu ki...
Что я хотел сказать...
Diyeceğim şu ki, Gu Ae Jung'u bir kez daha incitirsen seni mahvederim.
Если ещё хоть раз причинишь вред Ку Э Чжон, я тебя раздавлю.
Diyeceğim şu ki Umarım bugün daha iyi olur.
Я просто хотела сказать, надеюсь, что сегодня станет лучше.
Diyeceğim şu ki seni seviyorum oğlum.
но мне придётся. Я люблю тебя, сынок.
Diyeceğim şu ki, seçildiğimde bunu da başaramadığın işleri içeren o uzun listeye ekleyebilirsin.
Скажу, что как только меня изберут, вы сможете добавить это в ваш долгий список работ, с которыми вы не смогли справиться.
Diyeceğim şu ki, anneler yapışkan olabiliyor.
Я просто говорю, мамы слегка прилипчивы.
Diyeceğim şu ki, bu adamla arasında her ne olmuşsa bunu senden saklıyormuş.
Итак, что бы не связывало ее с ним, она это от тебя скрывала.
Neyse diyeceğim şu ki bazıları atlıkarıncaya binip güvenli yolu seçer bazıları da lunapark treninin heyecanını seçer.
Так или иначе, дело в том... что некоторые не рискуют ради вихря ощущений другие идут за острыми ощущениями на американские горки.
Sana diyeceğim şu ki... acaba sende Sean O'Connell'ın adresi var mı?
Я хотел тебя спросить. Нет ли у тебя адреса Шона О'Коннелла?
Diyeceğim şu ki, ağzında altın kaşıkla doğmamak insanı bir yola sürüyor olabilir ama o yolda kalmak zorunda değilsin.
В общем, без серебряного блюдечка ты встал на дурную дорожку, но ты не обязан оставаться на ней.
Neyse, diyeceğim şu ki yedi aydır sabit bir işim yok.
В общем, дело в том, что у меня не было постоянной работы семь месяцев.
Ancak bir zaman gelecek ki benimle gerçekten konuşmak isteyeceksin ve diyeceğim şu ki o güzel gün geldiğinde ben burada olacağım.
Так или иначе, но настанет время когда ты захочешь поговорить со мной. И я здесь, чтобы сказать тебе, когда этот прекрасный день настанет, я буду рядом.
Şuraya bir bakar bakmaz diyeceğim ki : "Sam, çek arabanı buradan....... şu kameralara bir görün".
Они скажут : " Сэм подойди. Встань ка перед камерой.
Sana diyeceğim şu ki, bırak kendilerini daha da batırsınlar.
Так что пусть делают что хотят.
Bak ne diyeceğim? Fark ettim ki şu refakatçi kız olayı bana göre değilmiş.
Я, правда, не думаю, что эти фанатские штучки для меня.
sunu diyecegim ki bir hafta boyunca tüm siparisler zamaninda gitti ve bence bir içim su, bebegim.
Но я хотел сказать... За неделю твоей работы ты был очень строг, и я считаю, это заводит, детка.
Diyeceğim o ki, acaba şu konuyu tekrar...
В смысле, если ты ещё готов быть...
Diyeceğim şu ki...
Итак...