Ve ona tradutor Russo
14,242 parallel translation
Meisner'la konuşmalı ve ona kitaptan bahsetmeliyiz.
Мы должны поговорить с Майснером и показать ему книгу.
Ve Donald... Dembe'nin elinde olduğunu ve ona misafirperver davrandığını varsayıyorum.
И, Дональд, полагаю, Дэмбе у тебя, слишком его не третируй.
NZT'den, yan etkilerini nasıl bastırmaya çalıştığından ve ona bunu yapmasında nasıl yardım edebileceğimden hapın, anneme yardımcı olabileceğinden bahsetti.
Про то, как он пытается побороть побочные эффекты и как, если я помогу ему, таблетка спасёт мою маму.
Evet, biliyorum. Bir anlaşma yaptım ve ona sadığım ama burada yapabilir miyim bilmiyorum. Bu...
Да, у нас был уговор, и я ценю его, но я не знаю, получится ли у меня соблюсти его.
Çin restoranına gitmiş. Oranın şefi alerjisini biliyormuş ve ona özel yemekler yapıyormuş.
Он ходил в китайский ресторан, в котором повар знал о его аллергии, и специально готовил для него.
Yani eğer Piper bağışıklık aşısını yapabiliyorsa Sands beni kontrol edemez artık ve ona nihayet şunu diyebilirim...
И если Пайпер сможет разработать сыворотку, то Сэндс больше не будет контролировать меня, и я смогу наконец-то сказать ему :
Sen de Roper'a böbreğin hazır olduğunu söyledin ve ona prototip yerine kara marketten aldığın bir böbrek verdin?
И вы сказали Роперу, что всё готово, а вместо этого пересадили почку с чёрного рынка?
Stan amcanın her zaman söylediği gibi, bir kapı kapandığında, en yakınında ki duvarı seç ve ona tüm gücünle sert bir yumruk indir!
Как говорит Дядя Стэн, когда дверь закрыта, найди рядом стену и проломи её силой!
Barış içinde gidin kız ve erkek kardeşlerim tanrımızı sevme ve ona hizmet etme yolunda.
Ступайте с миром, братья и сёстры... путём любви и служения Господу.
Yani bu demek oluyor ki Hayalet'i tanıyorsun ve ona güveniyorsun.
Значит, очевидно, вы знаете Призрака и доверяете ему.
İçeride kim varsa etrafını sarın ve ona ulaşmamızı sağlayın.
Окружайте каждого, и пробивайтесь к нему. Разнесем к чертям.
Richard'ınki kontrolü ele almış, ve ona sadık.
Ричард выпустил его, и оно предано ей.
Ona ne olacağına odaklanalım tamam mı? Ve ona nasıl saldıracağımıza.
Лучше подумаем, что с ней делать и как напасть на неё быстро.
Ben onun babasıyım ve ona babalık yapmamam doğru değil.
Я её отец и это неправильно, что ты мне не позволяешь.
Ona izin ver sen buradan çıkana kadar, onu seven koruyucu aileye sahip olmasına ve ona bakmasına.
Позволь ему быть с приемной семьей, которая его любит и будет заботиться до тех пор, пока ты отсюда не выйдешь.
Mike'a ulaşmak ve ona desteğini göstermek için... yapabileceğin her şeyi yapmak istiyorsun, ama sana söylüyorum, bu kötü bir fikir.
Ты собираешься сделать всё возможное, чтобы попасть к Майку и морально его поддержать, но предупреждаю – это плохая идея.
Mike senin olabileceğini düşündü, ve ona senin gözünün içine bakıp soracağıma söz verdim.
Майк подозревал тебя, и я пообещал ему спросить об этом, глядя тебе в глаза.
Gerard'ı kürsüye çıkaracak ve ona senin Harvard'a gitmediğin gerçeği hakkında bilgisi olup olmadığını açık açık soracak biz de kendi ölüm emrimizi imzalamış olacağız.
Она вызовет Жерарда в суд и спросит под присягой, знал ли он, что ты не учился в Гарварде, чем мы подпишем себе смертный приговор.
Birisi çiftliğin birine çarmıh sürüklemiş ve bir cesedi ona germiş.
Кто-то притащил крест в амбар и повесил на него тело.
Adalind'in annemi bulmasına yardım etti ve Trubel ona güveniyor.
Помог Адалинде найти мою мать, Беда ему доверяет.
Kaç kere işleri batırdı ve biz ona paçayı sıyırması için müsaade ettik?
А как же Брэндон?
"Ben ona ayaklanma demem." Yağma ve kanunsuzluğu onaylayıp onaylamadığı sorulduğunda :
Его спросили, какова его роль в смерти Мэттью Сансона.
O sabah ona test yaptırmıştım ve gece nesi olduğunu öğrendim, erken bunama varmış.
Она не помнила, кто я. Я протестировал ее тем утром, и все понял тем же вечером...
Yarın sabah telleri çenesine tekrar takabilirsin ama şu anda nefes alması gerekiyor ve ben de ona gereken havayı verdim!
Вы почините её челюсть завтра утром, но сейчас ей нужен был воздух, и я дала этот проклятый воздух!
Bu adamı Reven'e anlatmıştım sadece ona ve Hitchin bana onu sordu.
Парень, о котором я рассказывал Рэйвен. Хитчин только что спросила о нем.
Ve ben Keen'i kurtarabilecek tek kişinin yerini az önce ona söyledim.
И я сказал ей, где найти единственного, кто может спасти Кин.
Toby, Cathy'ye ilk karını hatırlatıyor ve bu yüzden ona öfke duyuyor.
Тоби напоминает Кэти о твоей первой жене, и он её бесит.
Martin Fillory'nin onu istemediği hakında ağlayıp duruyormuş ve Jane de ona beklemesini böylece onun oraya istediği zaman gitmesini sağlayacak bir yol bulacağını söylüyormuş.
— Да. Мартин плакал как маленькая сучка из-за того, что Филлори он больше не нужен, но Джейн попросила его потерпеть, сказала, что найдёт способ, чтобы Мартин мог приходить в Филлори, когда захочет.
Panikledin ve ona saldırdın.
Запаниковали и набросились на него?
Tek yapması gerekenin istemesi olduğunu, ona ve ailesine yardım edeceğini söyledim.
Что ей нужно только попросить, и ты поможешь - ей и ее семье. - Да, конечно.
Ona para teklif etmenin arkadaşlığınızı bozacağını ve küçük düşeceğini sandı.
Кажется, она решила, что если ты предложишь ей деньги, это разрушить вашу дружбу.
Onlara değerli bir mücevher vermek doğanın bize karşı acımasız bir oyunu. Ve bizim de ona bakakalmamız.
Природа жестоко пошутила, подарив им прекрасный бриллиант, а нам жажду его заполучить.
Hekim Choake ona baktı elbette ama daha da kötü oldu ve senin gönderilmeni istedi.
Конечно, ее посетил доктор Чоук. Но ей стало хуже, и она попросила послать за вами.
Biraz kafayı yiyip, Bay Morra ve onunla ilişkili herkese savaş ilan edene kadar ona biz NZT sağlıyorduk.
Мы поставляли ей НЗТ, пока она слегка не тронулась умом, объявила войну мистеру Морре и всем, кто с ним связан.
Ona uyku hapı verdim ve uykuya dalınca sarıldım.
Я дал ему сока, а когда он уснул, обнял его.
Birkaç ay önce biri, bir fahişeyi arabasına almış ve mükemmel bir ağaçlı köye gidene kadar ona sarılmış.
Пару месяцев назад кто-то снял проститутку и обнимал её, пока она не отчалила на прекрасную ферму за городом.
Yeni ve geliştirilmiş Eloise ile ona beş dakika verirsek itiraf edecekti.
Он признаётся в убийстве Элоизы, если мы дадим ему пять минут с новой, улучшенной Элоизой.
Bu da Daniel Lee bize yalan söyledi demek ve şu Adi denen adama ulaşıp Lee'nin böbrek için ona para verdiğini onaylatabilirsek, Lee'yi tutuklayabiliriz.
А значит, Дэниел Ли соврал, и если выследить этого Ади и подтвердить, что Ли заплатил ему за почку, мы можем взять Ли.
Ona göre yasadışı tıbbi operasyon yapma isteği olan veteriner tetikçimiz buymuş ve tüm bunlar daha derin bir araştırma için mahkeme izni çıkartmaya yeterli oldu.
Насколько разузнали, это был наш убийца, ветеринар, незаконно лечащий людей, который дал нам достаточно оснований на детальный обыск.
Numarayı takip edebilir ve onu geri götürebiliriz. - Ona yardım etmek istediğimizi sanıyordum.
Мы можем отследить его и вернуть её, пока... – Я думал, мы хотим ей помочь.
Ona ülkenizin karıştığı ve muhtemelen de suçlu olduğu olaylara karşı aşağılanmayı kabul etmediğinden dolayı reddettiğini söylersin Belki sen suçlu olursun.
Скажи, что отказалась спасти свою страну от унижения, вовлечения и возможного обвинения.
Ona bipolar olduğumu, ailemin karman çorman olduğunu söyledim ve gayet iyi karşıladı.
Я рассказал ему, что у меня биполярное расстройство, а моя семья не из нормальных, и он неплохо это воспринял.
Ona yaptığı çok berbattı ve bu topraklardaki hiçbir jüri, seni bunun için hapse atmaz.
Он поступил ужасно, и никакие присяжные вас бы за это не осудили.
O, onun ruh toplayıcısıdır ve ona hizmet ederek,
Она собирательница душ её величества.
Hayır, burada emekliye ayrıldığı ve Tanrıların ona verimli bir nehir havzasında el değmemiş bir toprak parçası verdiği yazıyor.
Нет.. тут говорится, что он ушел в отставку, что Лорды дали ему "нетронутый плодородный кусок земли на берегу реки."
Pekala, eğer ona yeterince yaklaşabilirsek onun elini kesebilirim ve kanlarımızı değiştirip hala Kate içeride mi bakabilirim.
Если я подберусь близко, я порежу ей руку, мы обменяемся кровью. Я увижу, если Кейт все еще там.
Öğrenmesinin tek yolu ona senin söylemen Tasha ve sen de söylemeyeceksin. Neden? Çünkü sen de suç ortağısın.
Узнать она может только от тебя, а ты ей не скажешь, потому что ты - сообщник.
Ona göre herhangi bir çağdaş ve adil toplumda kilise ve devlet ayrı olur.
Он бы сказал, что в любом объективном и современном обществе церковь и государство должны быть разделены.
Baya havalı. O zaman biraz erkek ol ve anlat ona.
Так будь мужиком и скажи ему.
Ben federalim, ama bir sonraki olmayacak, ve eğer ona her şeyi bilmişlik taslarsan, dediğim gibi bir gece dayanamazsın.
Я-то пристав, но следующий сокамерник им не будет. Станешь перед ним выпендриваться, так до утра не доживёшь.
Tamamen haklısın, bunu yapıyor ama tek yaptığı bu değil çünkü senin hakkındaki gerçeği öğrendiği andan itibaren senin için yalan söylemek zorunda kaldı, hala sana ailedenmişsin gibi davranıyor ve bu ona çok şeye mal oldu.
Ты прав, она защищает себя, но не только, потому что с той секунды, как она узнала о тебе, ей приходилось лгать, но она относилась к тебе, как к члену семьи, что дорого ей обошлось.
onaylandı 118
onaylıyorum 26
ona aşığım 44
ona sor 138
ona göre 105
ona aşık mısın 59
ona güvenmiyorum 75
onaylayın 22
ona söylemelisin 22
ona iyi bak 123
onaylıyorum 26
ona aşığım 44
ona sor 138
ona göre 105
ona aşık mısın 59
ona güvenmiyorum 75
onaylayın 22
ona söylemelisin 22
ona iyi bak 123
ona sordum 39
ona bir baksana 17
ona benziyor 29
ona da 19
ona aşık oldum 18
ona dedim ki 73
ona söyle 131
ona de ki 62
ona baksana 29
ona bakma 38
ona bir baksana 17
ona benziyor 29
ona da 19
ona aşık oldum 18
ona dedim ki 73
ona söyle 131
ona de ki 62
ona baksana 29
ona bakma 38
ona dikkat edin 24
ona sordun mu 17
ona dokunma 127
ona sorun 49
ona söylemedin mi 18
ona söyledim 87
ona bir şey olmaz 33
ona söyleme 26
ona bir bak 81
ona bak 134
ona sordun mu 17
ona dokunma 127
ona sorun 49
ona söylemedin mi 18
ona söyledim 87
ona bir şey olmaz 33
ona söyleme 26
ona bir bak 81
ona bak 134