Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ N ] / Nasıl bir yer

Nasıl bir yer перевод на французский

676 параллельный перевод
Hiç değilse buranın nasıl bir yer olduğunu biliyoruz.
Au moins on sait de quoi il retourne ici. Il n'y a pas de mensonges.
Nasıl bir yer olduğunu bile unuttum.
J'ai presque oublié à quoi ressemblait la maison.
Bundan sonraki birkaç yıl içinde buranın nasıl bir yer olacağını düşünüyorum.
Je pense à ce que sera cet endroit dans quelques années.
İskoçya nasıl bir yer? Hiç gitmedim.
C'est comment, l'Écosse?
- Bu harika. Potts, söylesene sahne arkası nasıl bir yer?
Potts, pourriez-vous nous décrire les coulisses?
Burası nasıl bir yer de gece tren olmaz?
Il n'y a pas de train la nuit, dans ce patelin?
Büyükbabam burasının nasıl bir yer olduğunu biliyor mu?
Grand-père sait-il comment est cet endroit?
Taos'un nasıl bir yer olduğunu ve balayının ne kadar sürdüğünü kafamda canlandırmaya çalıştım.
J'essayais d'imaginer Taos... et combien durait une lune de miel.
Nasıl bir yer olduğunu tam bilemiyorum bir kumar evi gibi görünüyordu.
Je n'arrive pas à savoir quel genre d'endroit c'était. On aurait dit un tripot.
Nasıl bir yer burası böyle?
Nous nous trouvons face à un homme manquant totalement de respect.
Nasıl bir yer?
C'est comment?
Afrika nasıl bir yer, bilmiyorsundur.
Tu ne sais pas à quoi l'Afrique ressemble.
Nasıl bir yer olduğunu hatırlamıyor musun Seaneen?
T'en souviens-tu, petit Sean?
Nasıl bir yer istersiniz? Epey geniş seçeneğimiz var sayılır.
Quelle sorte de chambre desirez-vous?
Orayı görmelisin. Venedik nasıl bir yer olduğunu hayal bile edemezsin!
Tu dois absolument connaître Venise.
Nasıl bir yer burası!
Je suis dans un état!
Baba, Contention nasıl bir yer?
Papa, c'est comment à Contention?
Nasıl bir yer?
À quoi elle ressemble?
Hiçbir şey ölmeseydi, dünya nasıl bir yer olurdu, onu düşün.
Que deviendrait le monde si personne ne mourait?
İçine kapandığın ufak özel cehennemin nasıl bir yer?
Comment ça se passe dans votre petit enfer personnel?
Nasıl bir yer görmek istersin değil mi?
- De la cible. Vous voulez la voir, non?
Bak, olayı büyütmek istemem ama burası nasıl bir yer böyle?
Je ne veux pas en faire tout un plat, mais où est-on?
Neresi olacağından emin değilim ama nasıl bir yer istediğimi biliyorum.
Je ne sais pas exactement où, mais je sais à quoi ça ressemble.
Acaba Tepedeki Ev nasıl bir yer?
Et à quoi ressemble Hill House...
Evin nasıl bir yer?
A quoi ressemble votre appartement?
Brittany nasıl bir yer mi?
Alors, je la connais moi la Bretagne!
Öylece kaçıp da Venüs'ün nasıl bir yer olduğunu hayal edemem.
Je ne peux pas, juste comme ça, partir voir si ça s'améliore sur Vénus!
Burasının nasıl bir yer olduğunu biliyorum.
Je sais comment c'est ici!
Sence cehennem nasıl bir yer?
Comment voyez-vous l'enfer?
Nasıl bir yer?
C'est bien gardé?
Bu kasaba nasıl bir yer sence?
Que penses-tu de cette ville?
Burası nasıl bir yer?
Quel est cet endroit?
Nasıl bir yer bize hitap ederdi?
Et quel est ce genre?
Nasıl bir yer istersiniz? Yatak odası mı oturma odası mı?
Quel décor, chambre ou salon?
Tutar mıyım bilmiyorum ama nasıl bir yer olduğunu görmek istiyorum.
J'ignore si je vais le prendre mais je voudrais le voir.
Geldiğin yer nasıl bir yerdi?
C'était comment, chez vous?
Hey, nasıl bir yer burası böyle?
C'est quoi cette baraque?
Çocuklar dışarının nasıl bir yer olduğunu biliyor musunuz?
Vous savez comment c'est dehors?
Nasıl oluyor? Bir buzulun yer altı kolu.
C'est la branche souterraine d'un glacier.
- Söylesene, nasıl bir pislik yer burası?
- Qu'est-ce que c'est, ce trou?
Giorgio nasıl yapılacağını bilir. O ; yetenekli, okumuş ve çok yer görmüş bir adam.
C'est un homme instruit, il a étudié.
Ama senin burası hoş bir yer. Yemek nasıl?
C'est chouette ici.
Nasıl inanılır? Yine de buranın çok ıssız bir yer olduğunu kabul etmelisiniz.
Mais l'endroit est un peu isolé.
- Hayır, henüz görmedim. - Bu yatakhane nasıl bir yer?
Comment est-ce, ce dortoir?
Yaşamak için nasıl bir yer burası?
Où allez-vous habiter?
Arizona topraklarının nasıl da ıssız bir yer olduğunu gerçekten unutmuşum.
J'avais oublié à quel point le territoire de l'Arizona est isolé.
- Ancak herkesin yerini değiştirirse sana yakın olan bir odada yer olacaktı. - Değil mi? Bu nasıI anlaşılırdı?
S'il déplaçait tout le monde pour me mettre à côté de ta chambre, de quoi ça aurait l'air?
Hemen güvenli bir yer hazırlarsam nasıl olur?
Je vais vous trouver un endroit plus sûr.
Bu şeyin nasıl çalıştığını öğrenmek istiyorsan onu yaptıkları yer olan Duluth'a uzun bir mektup yaz.
Si vous voulez savoir, écrivez une longue lettre à Duluth, où il est fait.
Ama insan nasıl bir yer olduğunu gözünde canlandırabiliyor.
Je n'y suis jamais allé, mais c'est facile d'imaginer.
Yiyecek bir şey olmadığı için üç gün yatakta yatmanın nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz? Üstelik aynı odayı üç aileyle paylaşıyorken. Tuvalet de odanın tam ortasında yer alıyorken.
Savez-vous ce que c'est que d'être au lit pendant trois jours par manque de nourriture, dans une pièce avec trois autres familles, des toilettes au milieu, un grand trou recouvert d'une planche,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]