English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ A ] / Aldım onu

Aldım onu Çeviri İngilizce

3,252 parallel translation
Geçen gece aldım onu. Esmer pisliğin teki.
Picked him up last night Swarthy piece of shit.
Bizi korumak için aldım onu.
I took it to protect us.
Aldım onu.
I got it.
Onu marinadan aldım..... ve eve doğru götürüyordum.
I picked her up at the marina, and I was driving her home.
- Orada çalıştığını duyunca... - onu oradan aldım.
When I found out where he was assigned, I pulled him off the job.
Bu evde beni temsil eden tek bir şey aldım ve arkamı dönünce sen de onu attın.
The one thing I picked out that represents me in this house, and you get rid of it behind my back.
Altınımı aldı ve şüpheli bir çek verdi. Şimdi onu bulamıyorum.
He took my gold and he gave me a dodgy cheque, now I can't find him.
Tamam, tamam, ıııı, sahte... öyleyse, onu bitirdiğinde, onu buradan gelip aldılar mı?
OK, right, well, the, er, the fake... so, when you'd finished it, did they collect it from here?
Onu aldım!
I've got it!
Kızımı aldı ve onu görmedim yıllardır
She took our daughter and I haven't seen them in years.
- Her kapıyı çaldığında onu içeri aldım
And I just let him in every time he knocked.
Buraya babamın nereye gittiğini veya Tanrı'nın, onu cennetin kutsal kapılarından içeri aldığını konuşmak için gelmedim.
I'm not here to talk about.... Where my father is going or.... A God that will received him at the holy gates of heaven....
- Onu kuzeyden aldım.
I'm taking her north.
Onu öldüren adam, cüzdanımı aldığında düşmüş olmalı.
It must have fallen out when the guy who killed him took my wallet.
Onu buldu ve intikamını aldı mı?
And found him on its own to revenge?
Onu aldınız mı?
Have you got it?
Ayrıca onu satın aldığımız yeri de ziyaret edeceğiz.
And we'll visit the store where we got her.
Bugün işte sonra onu ben aldım.
I picked her up after work today.
- Kurbanımızın ölümünden önce, ne tür bir polen soluduğunu bulursak kamyonun onu tam olarak nerede aldığını da bulabiliriz.
- If we can determine the type of pollen our victim inhaled prior to her death we might be able to actually pinpoint where the truck picked her up.
Aldım çünkü onu özlemiştim.
And I took it because I missed her.
Onu bu yüzden işe aldım.
That's why I recruited him.
Ben oraya gittiğimde elinde lastik levyesini gördüm ve ben de levyeyi ondan aldım, onu silahsızlandırdım.
Now, when I got down there, I saw him with the tire iron in his hand, and I took it away from him ; I disarmed him.
DA'dan gelen ilk teklifti ve ben onu aldım bu yüzden bu insanlarla yüzleşmek zorunda değildim.
That was the first offer from the DA, and I took it so I wouldn't have to face these people.
Sanırım onu ulaştırmaya aldırma işini ayarlayabilirim.
I think I can get him into looking after transport.
Onu 122 numaralı motel odasından aldım.
I took her, from that motel, room 122.
Anladığım kadarıyla onu modifiye ettin çünkü Avrupa'da bir araba alacak olsak, BMW'ler, Porsche'ler ya da her ne olursa, benzedikleri tek şey, orijinallikleri oysa ki Amerika da arabayı aldıktan sonra bir tamirciye götürüp onunla oynanmasına izin vermesi bir kültür olarak görünüyor.
As I understand it, you modified that, cos when we buy cars in Europe, BMWs or Porsches or whatever they might be, that's what they're like, whereas in the States, there seems to be a culture of you buy a car and then you take it to a shop and somebody tweaks it and fiddles with it.
- Bu yüzden ben onu aldım.
That is why I took it down.
- Onu içeri aldım. Kanepeye zıpladı. O zamandan beri de kımıldamadı.
Well, I brought him inside, and he jumped on the couch, hasn't moved since.
- Oynayalım - O zamanlar onu elinden aldım
Let us play I won her from you then
Onu aldığımızda seni ararım.
I'll call you when we have her.
Bir miktar demir-oksit aldım ve onu Askorbik Asit'e ekledim.
I've taken a chunk of the iron oxide rock and had it ground up into fine powder.
onu takip edip, şamdanı aldım... ve o orospu çocuğunu öldürdüm.
I followed him in, I picked up the candlestick, and I killed that son of a bitch.
Kadınların kaka yapmasına yardım eden yoğurttan aldıysan, Raj halletmiş onu.
Uh, if it's yogurt that helps ladies poop, I think Raj beat you to it.
- Onu aldım.
- We must act! - I got it!
Bugün işten sonra onu ben aldım.
I picked her up after work today.
Son işimiz, satın aldığımız şu büyük eski ev. - Onu yeniledik...
This last project we bought this big old house.
Chloe Hampton'a gelmeme izin versin diye onu ödünç aldım.
I borrowed it So that chloe would let me come to the hamptons.
Üzerindeki takımla beraber palyaço okulundan mı aldın onu da?
The same clown college you got that suit?
- Evet. Ne olur ne olmaz diye onu aldım.
But I bought it in case.
Ona bir daire aldım çünkü onu iki aydır görmediğim için suçlu hissediyordum.
I bought her an apartment because I felt guilty for not having seen her for two months.
Onu yemeğe çıkaracak zamanı bulamadığını telafi etmek için ona bir daire aldığını söyleyebilesin diye onu yemeğe çıkartmayacak mıydın?
Weren't you taking her to dinner to tell her about the apartment you bought for her to make up for the fact that you don't have time to take her to dinner anymore?
Noldu? - Dün akşam işten sonra onu aldım.
So, last night, I picked her up after work.
Aldım onu.
Move her!
Kimse onu işe almaz, İşte bende onu yanıma aldım.
Nobody offered him ajob, so I had to keep him here.
- Onu satın aldım.
I bought that.
Onu aldım.
And I grabbed it.
Sana sevdiğin markanın gazozundan bir kutu aldım. Ben onu bıraktım.
Look, I got you an entire case of Jones grape soda.
Bir emir aldığımda, onu izlerim.
I'm given an order, I follow the order.
Aldık... mı onu?
We... We got it?
Her zaman Forest Hills'den biner, ama geçen gece, onu Allendale'den aldım.
Always got on at Forest Hills, but the other night, I picked her up on Allendale.
Onu aldıklarına şaşırdım.
I'm surprised they took him.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]