English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ A ] / Asın onu

Asın onu Çeviri İngilizce

3,578 parallel translation
Asın onu yukarıya.
String him up.
- Asın onu!
- Run him up!
Asın onu ve bu akşam ayrılmaya hazırlanın.
Hang him, and prepare to march tonight.
Ama ne zaman ki basın onun hakkında çok büyük birisi, bir ikon bir dâhi olduğu hakkında yazılar yazmaya başlayınca bu yazılar onu bir uyuşturucu gibi çok kötü bir şekilde etkilemeye ve kafasını karıştırmaya başladı.
But as the press began to write about him as a great, an icon, or a genius, he began, yes, to be affected by it and it affected him horribly, like a drug, for it confused him.
Asın onu!
String him up and burn him!
Onu sorguladığımda, bence onu katil olarak şüpheli gördüğümü anladı....... ve o darmadağın oldu.
You know, when I was questioning him, I think he realized I suspected him as the killer, and he just... he fell apart.
Eğer onu benim kadar bilsen, Bunu Snot hakkındaki 5 önemli bilgiye koyardın
If you knew him as well as I do, you would've included that in your "five hard facts about Snot."
Muhafızlar. - Onu derhal kısırlaştırın.
You there, make sure he can never act as a man again.
Fakat Hitler, bu yaşananları kendi lehine çevirmenin ve milyonların onu bir lider olarak kabul etmesinin yolunu buldu.
But Hitler realised he could turn all this to his advantage and alter the way millions perceived him as a leader.
Artık Hitler partisinin uygunsuz elemanlarını yok etmişti. Pek çok Alman ilk kez olarak onu sadece Nazilerin değil tüm ulusun lideri olarak görmeye başlamıştı.
Now Hitler had seemingly destroyed disorderly elements within his own party, many Germans started to see him for the first time as leader of the nation, not just leader of the Nazis.
Tavşan da bir insan... onu tutuyor olmak kullanmak anlamına gelmez,... sadece kalbini kazanmaya çalışırsın.
The White Rabbit is also a person. To have someone as your White Rabbit is not just using that person. It's staying in his heart.
Onu Seo Yoon Jae olana kadar uzakta tut, sonra onu yakınlaştır ve kanını al, nasıI hissedirdi bunu bilse?
How do you think he'd feel after finding out you wanted to keep him hidden? But then you found out Seo Yun Jae was sick, you went as far as to almost steal his blood.
İkimiz de biliyoruz ki altın onu çıkaran biri olursa değerli olur.
Now we both know gold's only as good as the man digging.
Aslında bu çok tuhaf onu zavallı bir yaratık olarak görürken bana saldırdığını düşündükçe suratı gözümün önünde değişiveriyor.
It's strange, when I see him as this pathetic creature... it almost changes howl picture him sexually assaulting me.
İşkencede ki sorunun, maruz kalanın genellikle, iyiler ne duymak istiyorsa onu söylemesi olduğunun fark ettiler böylece her şey gibi, işkencede değişmek, gelişmek zorunda kaldı.
The problem of torture... that the thugs just said, what they thought the good guys wanted to hear... So as all other things, had torturing change, evolve.
Sana aşık olsa bile Akasya'yı değiştirmeye çalışma, Yoksa bir daha kaçmak isterse onu durduramazsın.
Don't attempt to tame her because even if Miss Acacia falls for you, you'll never be able to stop her escaping again.
Onu ilk seferde tanıyamamıştım Ama aynı zamanda, ondan başkası olamayacağını da hissetmiştim.
I didn't recognize him at first but at the same time, it feels as if it could never have been anyone else.
Aşık olduğun için mi vurmadın onu, Değerlim?
Shot poor Charlie for love did you, Gorgeous?
Jen Cole'un boğazını keserken onu dehşete düşmüş yüzüne mi?
Jen Cole's terrified face as I cut her throat?
Şeytani bir düzende Robin'i ve beni bu hızlı randevuya getirip Robin'in aklını çelip onu eski bir depoya götürüp baş aşağı asıp raptiye dolu bir fıçının ya da kertenkele ya da ne haltsa işte içine koyup bir bombayla havaya uçuracaktınız!
In a diabolical scheme to get Robin and me to this speed date to stop a bomb, only to lure Robin away to some seedy warehouse... where you're gonna hang him above a vat filled with thumbtacks... or lizards or some fucking bullshit!
Dorothy, onu ilk önce korkutan bu çok garip yere bakınca... biliyordu ki arkadaşlarının yardımıyla, o...
As Dorothy looked around this very strange land... which at first scared her... she knew that with the help of her friends, she...
Sanırım asıl zarar saygınlığıma geldi ki onu da şu arkadaki üç ağacın oralarda bıraktım.
I think the real damage was to my dignity, which I left somewhere in that tree back there.
Kükremek ona çığlık attırmaz, onu ağlatır. Ailesini ayağa kaldırır, canavarlar dünyasını ortaya çıkarır ve bildiğimiz yaşamı ortadan kaldırırdı. Tabii ki bunu kaldıramayız.
So a roar wouldn't make him scream, it would make him cry, alerting his parents, exposing the monster world, destroying life as we know it, and of course we can't have that.
Suçlu olmadığın sürece niye böyle yapasın? Onu öldüren asıl kişi sen olmadığın sürece...
Why would you do that unless you were guilty... unless you actually killed her?
Bence arkadaşı olarak onu uyarmalısın.
As his friend, you should probably tell him.
Onu hemen göndermeni istiyorum, anladın mı?
I want him out of here as soon as possible, understood?
Aradığın şeye aklınla bak sanki onu çoktan bulmuşsun gibi.
See with your mind what you're looking for as if you've already found it.
Onu öldürüyor, aynı onun soylu akrabasını öldürdüğü gibi
It kills her, as it killed her noble kinsman.
Bana Romeo'mu getir ve o öleceği zaman onu al ve küçük yıldızlardan onu kes, göğün yüzünü gülümsetip tüm dünyayı geceye aşık etsin ve gösterişli güneşe daha fazla tapınmasın
Give me my Romeo, and when he shall die, take him and cut him out in little stars. He will make the face of Heaven so fine that all the world will be in love with night and pay no worship to the garish sun.
Onu nazikçe ve sıkıca gözetle, aynı Tanrının gözünün yapacağı gibi
Watch her firmly and gently as it would do the eye of God.
Onu teminat olarak rehin almanın, beni köşeye sıkıştıracağını sanıyorsun.
You think keeping her hostage as collateral's gonna force me into a corner.
Şef, Oddy'i ölümüne sevdiğimi biliyorsun. Bu belki aşkımın kanıtıdır ama bu herif onu öldürmek istiyor.
Chief, you know I love Oddie desperately... so madly I would cut off my hand if that made any sense as proof of love.
Şimdi onu böyle para babası görünce çalışmadan gelen parayı da görünce hesaplaşmanın vakti geldiğini düşünüyorum.
So, seeing as how he's come into some cash lately, some no-fooling-around cash that he didn't even have to work for... It seems to me only fair if we settled up.
Para sorunların olduğunu biliyorum. Geçici bir yüzük onu mutlu etmeye yeter.
I understand you're strapped, but she'd be just as happy with a placeholder ring.
Hayır, patron... Belki de polisler aslanı yakalamak için keçiyi yem olarak kullanıyordur. Ortaya çıkmasını ve onu yakalamayı bekliyordur.
- No, boss... perhaps the cops have released the goat as a bait for the lion, to get him to emerge, so they can grab him... it's best if you don't go...
Bana adını ver, ben de seni, onu ve geriye ne varsa yok edeyim! Unutma, kayan yıldızlar gökyüzünde tutunamazlar. Anladın mı?
Tell me his name I will destroy everything him as weIl as you... remember, a faIIing star cannot bereave the sky.
Bizim yaşlarımızdayken onu hamile bıraktığın zaman ki annem gibi mi olayım istiyorsun?
You want me to be like mom who as it happen, you got pregnant when we were both exactly my age.
Onu kendine aşık etmeyi başardın.
You succeeded in making her fall in love.
Karısı onu terk ettikten sonra Müvekkilim aşırı duygularını ifşa etti. Bölümünüzün küçültülmesiyle.
After his wife abandoned him, my client divulged his extreme feelings to your department shrink.
Evet ama zihinsel olarak onu kendi yolumda tutmaya çalıştım. Metroda başka insanlara mastürbasyon yapmamın amacı buydu.
Yes, though I tried to keep him, in my own way, mentally, as I masturbated on the train amongst other people.
Bazı olmazdı... Dansçıların biri, biliyorsunuz, bir rahibe olarak, biliyorsun, ile giyinmiş... Bildiğiniz onu alışkanlık, altında jartiyer.
I wouldn't have some... one of the dancers, you know, dressed as a nun, you know, with... suspenders under her habit, you know.
Fry'ı pantolonuyla uğraşırken izlemek eğlenceli olsa da onu ve Leela'yı burada zorla tutamazsınız. Zorla tutmak mı?
As fun as it is to watch Fry try and operate his pants, you can't keep him and Leela here against their will.
Sevdiği kişilerin onu güzel hatırlamasını istiyor.
She wants him to remember her as she was.
Her şeye rağmen sahiplenip, onu kızın gibi sevmişsin.
You stepped in and loved her as your very own.
Tanrım, onu ölüme terk ederlerdi. Oranın asıl amacını biliyorsunuz.
- Oh my God, they would have let him die there.
Dostlarımız Selçukluların şimdi yardımımıza ihtiyacı var onlar bizim hapishanenin duvarlarını dışardan yıkarken bizde içerden ateşle onu temizlemeliyiz.
Our friends the Seljuks need our help now... as they try to break down the walls of our prison from the outside... we need to clean it with fire from the inside.
Yıllar önce beni kurtardığın gibi onu da kurtar.
Spare her as years ago you spared me. Please.
Onu da yapmasını istedim.
I asked him to do this as well.
Lindsay, dünyanın onu Love'ın fahişesi olarak görmesinden korktu.
- Lindsay was horrified that the world would view her - as Love's prostitute. - Vote for Love.
Görselleri uzak bir sunucuda tuttuğu müddetçe, onu bulmanın yolu yok.
As long as his feed is hosted remotely, there's no way to find it.
Onu bir pikerist olarak sınıflandırmak, fazlasıyla... basit bir yol olur.
To classify him as a piquerist would be... too simplistic.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]