English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Beklemek istemiyorum

Beklemek istemiyorum Çeviri İngilizce

339 parallel translation
Burada oturup, giderek kötüleşmeyi beklemek istemiyorum.
I don't want to sit here, getting sicker and sicker.
Hadi baylar, bütün gün beklemek istemiyorum.
Come on, gentlemen, i don't want to wait all day. I don't want to wait all day.
- O günü beklemek istemiyorum.
- But I don't want it someday.
- Seni daha fazla beklemek istemiyorum.
- And you're not here.
Ayak altında dolanıp, beni dışarı atmasını beklemek istemiyorum.
I won't hang around till he throws me out.
O kadar beklemek istemiyorum.
Gee, Selena, I don't want to wait that long.
Claudia, Claudia artık beklemek istemiyorum.
Claudia, Claudia I don't want to wait anymore...
- Beklemek istemiyorum.
- I'd rather not wait.
Bir yıl bile beklemek istemiyorum.
But I don't want to wait a year.
Hancı, erişteyi beklemek istemiyorum.
Shopkeeper, I don't want the noodle.
Beklemek istemiyorum.
I don't want to wait.
Taç giymeyi beklemek istemiyorum.
I want to anticipate the coronation.
Ben artık beklemek istemiyorum.
- I'm fed up with waiting.
- Burada beklemek istemiyorum.
- I don't want to stay here and wait.
Memur Howard, bu uzun kuyrukta beklemek istemiyorum.
Officer Howard, I'd hate to wait in that long bloody line.
Beklemek istemiyorum.
It's an eternity!
Bu hain kayıpken, beklemek istemiyorum.
With that traitor on the loose, I can't wait.
Ama ben beklemek istemiyorum.
But I don't to wait.
Kimseyi beklemek istemiyorum.
I don't want to be waiting on anyone.
Bir sikayette bulunacaktim. Hayir, hatta beklemek istemiyorum!
I want to report something.
Debbie, yatmak için seni beklemek istemiyorum.
Debbie, I don't want to have to wait up for you again.
Ama ben akşama kadar beklemek istemiyorum.
But I don't want to wait until evening.
- Beklemek istemiyorum.
- I don't wanna wait.
Belki de asla gelmeyecek bir anı beklemek istemiyorum.
I don't want to wait for a moment which may never happen.
Yemeği saatlerce beklemek istemiyorum.
I'm not waiting hours for another piece!
Şu anda sana karşı hissettiklerimi söylemek için on yıl beklemek istemiyorum.
I don't wanna wait ten years to tell you how I'm feeling about you right now.
Bu elde edebildiğim tek şans ve beklemek istemiyorum.
This was the only chance I got. I didn't want to wait.
Köşede beklemek istemiyorum.
I don't like being put in a corner.
- Beklemek istemiyorum ama.
- I don't want to wait 24 hours.
Ben beklemek istemiyorum.
I don't wanna wait.
Ama ben, inan bana Yvon, korkunç can sıkıcı olacak evrensel mutluluğu beklemek istemiyorum.
I won't wait around for that. Believe me, it will bore us stupid.
- Dışarıda beklemek istemiyorum.
- I don't want to wait outside.
- Arabada beklemek istemiyorum.
- I don't wanna wait.
Barda otururken yanımıza gelmesini beklemek istemiyorum.
I don't want to wait until he joins us at the bar.
Ders vermeyi bırak. 10 yıl ceza alacak. 10 yıl beklemek istemiyorum.
Thanks for the lecture. If he gets 10 years, I won't wait that long.
Ben oturup beklemek istemiyorum.
I don't want to sit around and wait.
Ama ben o kadar beklemek istemiyorum.
but i don't want to wait that long.
Sağ olun ama beklemek istemiyorum.
I'd like to stay on, thanks.
- Beklemek istemiyorum.
So let her wait.
Birkaç gün daha beklemek istemiyorum.
I don't want to wait a couple more days.
Gerçekten çöküyorsa beklemek istemiyorum.
If he's really caving in, I don't want to wait.
Daha fazla beklemek istemiyorum.
I don't wanna wait any longer.
Oturup, ölümü beklemek istemiyorum.
I don't wanna sit waiting for death.
Beni sevdiğini anlamanı beklemek istemiyorum.
I don't want to wait to find out if you love me anymore.
- Beklemek istemiyorum.
I can't wait till morning!
Bu şey gece 02 : 00 de durana kadar birilerinin telsiz yayınını duymasını ümit ederek beklemek istemiyorum.
I don't want to be waiting around, hoping somebody heard that transmission when this thing quits running about 2 : 00 in the morning.
Trepkos'un, Pierce ve Erikson'a yaptığını bana da yapmasını beklemek istemiyorum, hepsi bu.
I just don't feel like waiting for Trepkos to do to me what he did to Pierce and Erikson.
Bütün gün beklemek istemiyorum.
4, may i say?
Beklemek bile istemiyorum. Hemen şimdi gideceğim.
I don't even want to wait, I'll go right now.
Ayrıca rastgele midir doğal karakterlerinden midir bilmem, aptalız da demek istemiyorum ama adamlardan merhamet beklemek yanlış olur.
Also, given the improvised... not to say idiotic, nature... of our demonstration... it's clear we should expect no mercy.
- Ne? Onu zorlamak istemiyorum. O dönünceye kadar beklemek istiyorum.
I don't want to force myself on him, I just want to wait till he comes back.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]